Askere yasal zırh ve CHP

  • 11.06.2016 00:00

 Yüksek yargı başkanlarının, geçtiğimiz haftalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte çay toplarkenki görüntülerine CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Yargı, 17-25 Aralık’ın baş aktörünün yanında çay değil delil toplar! Cesur savcı arıyoruz.” diyerek tepki vermişti. Ne var ki, yargının yürütmenin kontrolüne girmesinden rahatsız olmayanlara karşılık siyasi baskı altındaki savcılar, “Kaç cesur savcının arkasında durabildiniz?” diye sorarak, anamuhalefet partisinin, ülkeyi kaosa sürükleyen gelişmeler karşısındaki ikircikli tutumuna ayna tutuyorlardı.

Evet, 17/25 Aralık yolsuzluk iddialarını ortaya çıkardıkları için sürülen, tutuklanan ya da yurtdışına kaçmak zorunda kalan kaç savcı ve polise sahip çıktınız? Hiçbirine. Darbe teşebbüsünden ilgili tarihlerde yargılanmakta olan asker ve sivil kişileri milletvekili yaparak bu kişilere dokunulmazlık zırhı kazandırırken, sindirilen polis, savcı ve gazetecilere sahip çıktınız mı? Hayır.

İçinden geçmekte olduğumuz felaket günlerinde CHP, tam tersine ulusalcı damarına teslim oldu; HDP’yi itibarsızlaştırma projesinin devamı olarak Meclis’te oylanan dokunulmazlık tasarısına vekillerinin çoğunluğu destek vererek, iktidarın ekmeğine yağ sürdü. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun, dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet oyu verilmesi için Genelkurmay’dan brifing aldığını iddia etti. CHP’nin, bu çok önemli iddianın doğru olup olmadığını açıklığa kavuşturması gerekiyor.

40 yıllık Franko diktatörlüğünün sonlandırılması yolundaki zorlu süreçte görev alan İspanya Savunma eski Bakanı Narcis Serra, “Demokratikleşme Sürecinde Ordu” adlı eserinde, “Siyasi partiler arasında, kendi duruşları için silahlı kuvvetlerin desteğini aramayacaklarına dair bir anlaşma da askeri reformların başlamasında bir ön koşuldur, zira yaranmaya çalışılan bir orduda reform yapmak zordur.” der. Bırakın orduda reform yapmayı, demokrasinin esamesi bile okunmuyor, askeri yeniden siyaseten güçlendiren adımlar atılıyor. Ve AKP’nin ordu ile kurduğu fiili ittifakın arkasına hem CHP hem de MHP takılmış gidiyor. MHP’den sonra CHP de, AKP’nin önayak olduğu ve askere yeni yasal zırh getiren yasa tasarısına onay vermezse şaşarım.

Yasa tasarısı ile TSK, askeri vesayet dönemlerini bile mumla aratacak yasal yetkilerle donatılıyor. Şöyle ki, geçmişte Meclis’ten onay alınarak olağanüstü hal ilan edilirken yeni tasarı ile Bakanlar Kurulu kararı ile OHAL ilan edilebilecek, askere, terörle mücadele sırasında isnat edilen suçlara ancak askeri mahkemeler bakabilecek.
Narcis Serra, yine aynı eserinde, “…işlenen suçlarla ilgili sorumluluktan tamamen ya da kısmen kaçınıldığı ülkelerde, askeri yargı sistemi, içerideki güç kullanımına karşı dokunulmazlık ya da bir ölçüde koruma sağlaması için genellikle muhafaza edilmeye çalışılır” der.

CHP, “devleti koruma refleksiyle” iktidarı habire güçlendiriyor. Bu durumdan cesaret alan iktidar yanlısı olduğu anlaşılan odaklar, artık CHP liderinin bile canına kastetmeye varabilecek fiziksel saldırıları rahatça gerçekleştirme noktasına geldiler. Tetikçi olduğu şüphesi kuvvetli bir şahıs, bir cenaze töreninde protokolün ve polisin gözünün içine bakarak, Kılıçdaroğlu’na mermi fırlatarak tehdit edebiliyor ve sonrasında serbest kalıyor!

HDP’yi itibarsızlaştırma eylemi CHP’ye uzandı. Bu anamuhalefet partisi, çok geç olmadan, tehlikeyi bertaraf etmek için ikircikli tutumunu terk edip kapsayıcı bir demokratik duruş sergileyebilecek mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.