6,5 milyon pasaporta vizesiz Avrupa!

  • 28.05.2016 00:00

 Ömer Çelik’in, geçenlerde AB bakanlığı koltuğuna oturur oturmaz ilk verdiği demeç, “AB’nin yegane seçenek” olmadığı yönündeydi. Böylece iktidardaki partisinin, birliğe tam üyelik politikasını zaten çoktandır terk ettiğini yineliyordu. Demokratik hukuk devletinden, yapılan büyük U dönüşüyle çoktandır uzaklaşıldığından beri zaten, tarifi artık iyice imkansızlaşan, “Allah’ım bütün bu olanlar gerçek mi?” dedirten cinsten bir kâbus çökmüş vaziyette üzerimize. Ne ki AB üyeliğinden bahsedeceğiz, geçiniz.

Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin neredeyse 3000 yılında olacağı gibi çok uzak bir ihtimalin bulunduğuna dair birlik üyesi ülkelerin yinelediği açıklamalarını da zaten, “bıyık altından mutlulukla karşılayıp, zil takıp oynayan kesimler” azımsanmayacak kadar çok; özellikle de iktidar, derin yapılar ve küçük muhalefet çevreleri.
Malum, Ankara ile AB arasındaki tam üyelik müzakereleri uzunca süredir askıda olmakla birlikte sayıları 3 milyona yaklaşan Suriyeli sığınmacıları Türkiye’de tutma karşılığında Türklere, Avrupa ülkelerine seyahatlerinde vize muafiyeti sağlanması odaklı konu nedeniyle AB ile yine çekişmeli bir döneme girdik. Hatırlatalım, mevcut anlaşmalar gerçekte Türklere zaten vizesiz seyahati öngörüyor ama uygulanmıyor.
Ahmet Davutoğlu’nun, başbakanlıktan “azledilmesiyle” birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, duruma el koydu. Türkiye’nin, terörle mücadele yasasını demokratik devletler düzeyine çekmesi karşılığında ancak 30 Haziran itibariyle Türklere AB ülkelerine seyahatte vize muafiyetinin yürürlüğe girebileceğini söyleyen birliğe resti çekti.
Ankara’nın, başta başkanlık planlarının yapıldığı arka planla, “eleştirinin bile terörizm” kapsamına alındığı bu hayli tartışmalı yasasına çekidüzen vermeyeceği kesin. Vizesiz Avrupa tartışmasındaki püf noktasını gözden kaçırmayalım. İnanılmaz ama gerçek bir durum var; o da yaklaşık 78 milyon nüfusa sahip Türkiye’de, pasaport sahibi kişi sayısı yalnızca 8 milyon kadar. Yani toplam nüfusun yüzde 10,2’si. Bu sayının kabaca 1,5 milyon kadarı, zaten pek çok AB ülkesinin vize talep etmediği diplomatik ve hizmete özel pasaport taşıyor. Geriye kaldı 6,5 milyon vize talep edilen pasaport sahibi vatandaş. Bu vatandaşların önemli bölümü de zaten AKP’ye oy veren değil ama göreceli maddi durumu iyi, kırsaldan ziyade şehirli kesimi temsil ediyor. Bu durumda AKP’nin, tabanında politik bir getirisi olmadığından ötürü vize muafiyeti konusunu pek önemsediği söylenemez.
O halde niye Erdoğan, mültecileri geri kabul karşılığında 30 Haziran itibarıyla vize serbestisine ilişkin gerekli adımların atılmaması halinde anlaşmanın gerçekleşmeyeceğini belirterek, “Bize ikide bir kriter (terörle mücadele yasasının değiştirilmesi) dayatmasınlar, burası Türkiye” diyor? Zannediyorum bu sorunun yanıtı, iktidarın, gerçekte AB ile ilişkilerde maraza çıkartıp, mültecilerin Türkiye’de tutulması karşılığında belki de karşı taraftan daha fazla taviz koparmak istemesinde yatıyor olabilir. Yani vizesiz Avrupa talebi, siyaseten bir araç, AB liderleri ile fotoğraf karesine girmekten ibaret gibi.
Bu arada hatırlatalım; Türkiye’de pasaport sahibi insan sayısının çok düşük düzeyde kalıyor olması, temel insan hakkı olan seyahat özgürlüğünü sınırlayan ve süregelen baskıcı zihniyetin yansıması.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.