- 25.07.2015 00:00
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk F-16'ların, Suriye'deki IŞİD hedeflerini vurmalarının hemen sonrasında dün yaptığı açıklamada, çözüm sürecinin PKK tarafından istismar edildiğini savunarak, bu sürecin yerini artık güvenlik politikalarının aldığını güçlü bir şekilde ima etmiş oldu. Erdoğan, açıklamasında devamla, IŞİD, PKK ve DHKP-C, adı ne olursa olsun terör gruplarına karşı yeni bir sürecin başladığını, birkaç noktadan adımlar atılacağını söyledi.
Erdoğan'ın, Başbakan yardımcılarından Yalçın Akdoğan gibi, PKK ve IŞİD'in, Türkiye topraklarında hesaplaşmaya dönen eylemleri sırasında polis ve askerlerin öldürülmüş olmalarını gündeme getirirken, 24'ünün üniversite öğrencisi 32 kişinin IŞİD'ci olduğu yüksek ihtimal bir Türk canlı bombacı tarafından katledilmelerine değinmemiş olması düşündürücü.
Geçici hükümetin başbakanı Davutoğlu ise açıklamasında, Suruç katliamına da değinirken, F-16 saldırısının, IŞİD'e karşı devam edecek operasyonların bir parçası olduğunun altını çizdi. Yani Türkiye, IŞİD'in üstüne artık kararlı gidecek. Davutoğlu, PKK'nın eylemlerini de hatırlattıktan sonra, “Burada PKK'nın ve IŞİD'in terör eylemleri arasında neredeyse paralellik var.” diyerek de ekledi. AKP, böylece iki örgüt arasında paralellik kurmaya devam ediyor.
Gerek Erdoğan gerekse Davutoğlu, bu açıklamalarıyla, artık ve nihayet IŞİD'in, Türkiye'nin güvenliğine doğrudan ve çok ciddi tehdit oluşturduğunu resmen kabul etmiş oldular.
Ama bu açıklamalar, zaten yalpalayan Kürtlerle barışma sürecinin yerini güvenlik politikalarının alacağının da güçlü işaretlerini verdi. Çok tehlikeli bir sürece giriyoruz.
AKP ve Cumhurbaşkanı, IŞİD'in artık, takıntı haline getirdikleri Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'dan daha tehlikeli ve daha uzun süreli bir tehdit olduğunu kabul etmiş oldular. Detayları açıklanmamakla beraber, hükümetin, İncirlik üssünü, koalisyon güçlerine IŞİD'e saldırı amaçlı kullandırma yoluna girmesiyle Türkiye artık bu örgütle savaşın tarafı haline de gelmiş oldu.
Koalisyon hükümeti kurma çalışmalarının ortasında AKP'nin, ülkeyi bağlayıcı taahhütlerinin sıkıntı yaratabileceği de göz önüne alınmalı.
Ankara, Suruç katliamından sonra ancak sınırda IŞİD geçişlerini önlemek için fiziki güvenlik sistemi kuracağını açıkladı. Demek ki Esad rejimine karşı savaşan kimi radikal grupların Türkiye'yi geçiş yolu olarak kullanmalarını önlemek için sınırda çok önceden önlem alınabilirmiş.
Keza, IŞİD'in Türkiye içinde büyümesi çok önceden önlenerek Suruç ve diğer katliamların da önüne geçilebilirmiş.
MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, hafta başındaki CNNTürk programında, Suruç katliamının, ülkede hücre evleri olduğunu ortaya çıkardığını söylüyordu.
Koalisyon güçlerinin, İncirlik ve diğer hava üslerini kullanmasıyla birlikte IŞİD'in beli daha da kırılacak. Bu da Kürtlerin, Türkiye sınır bölgelerinin Suriye tarafında ilerlemelerine ve daha da önemlisi Suriye hükümetine yarayacak.
Zira, IŞİD Kürtler tarafından püskürtüldükçe, militanlarını cephe hatlarından çekmek zorunda kalacak ve bu sefer de Suriye rejim kuvvetleriyle karşı karşıya kalacak. Bu durum da Suriye hükümetinin, IŞİD'in ele geçirdiği toprakları geri alması ihtimalini artıracak.
Suriyeli Kürtler ve Esad rejiminin, özellikle ülkenin güneydoğusunda yakın bir işbirliği içinde olduklarını söylemek mümkün. Bölgedeki havaalanının geçen ay çoğunluğu Suriye havayolları olmak üzere 268 ticari uçuş yaptığı belirtiliyor. Suriye hükümeti, Kürt bölgesi için ekonomik projeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor.
Suriye'deki savaşın galipleri, Kürtler ve Suriye hükümeti, kaybedeni Türkiye olacak gibi görünüyor.
Yorum Yap