Türkiye, 24 Haziran’da seçimlere gidiyor. Öncekilerle kıyaslanmayacak kadar önemli bir seçim. Yeni bir siyasal sistem yürürlüğe girecek. Üstelik seçilmeye en yakın isim de Erdoğan. Bu durum ABD ve Avrupa’nın uykularını kaçırıyor.

“Erken seçim”e sadece muhalefet değil, ABD ve Avrupa da hazırlıksız yakalandı. Batı medyasında yer alan haber ve yorumlara bakılırsa bu rahatlıkla görülür. “Erken seçim”e fazlasıyla tepkililer. ABD Dışişleri Sözcüsü, haddini de aşarak “Türkiye’deki seçimlerden endişeli” olduğunu açıklamış. Gerekçesi ise “Olağanüstü hal koşullarında adil, özgür seçim yapmanın zor” olmasıymış! Bu zihniyete göre Avrupa’da olağanüstü hal koşullarında “özgür” seçim yapmak mümkün ama Türkiye’de değil. ABD’nin müttefiki Macron hangi koşullarda seçildi acaba?

ABD’nin endişesinin kaynağı Türkiye’yi eskisi gibi kafasına göre idare edememesi. Pentagon’un FETÖ ve PKK kartı ellerinde patladı, siyasi alandaki müttefikleri ise -daha doğrusu piyonları- olan CHP, HDP ve İyi Parti’yi bir araya toplasalar bir Erdoğan etmiyor.

ABD’nin 2019’a dönük şüphesiz planları vardı. Seçimlere kadar “ekonomik darbe”, “diplomatik tecrit” ve “algı operasyonları” ile Erdoğan’ı iyice yıpratmayı hesaplıyorlardı. Tüm planları Erdoğan’ı seçtirmemek üzerineydi. Erdoğan seçim kararı alınca 2019’da “ikinci tur” üzerine kurdukları planlar da başlamadan bitti.

Şimdi hızlandırılmış şekilde iki ay sonrasına hazırlanmaya çalışacaklar. Neyi ne kadar yetiştirebilirlerse artık. ABD bile hazırlıksız yakalandığına göre işleri kolay olmasa gerek. Ya CHP, HDP, Saadet ve İYİ Parti “ortak” bir aday belirleyecek ya da iddiasız adaylar göstererek, yenilgiyi kabul edip herkes kendi yerini bir süre daha korumaya ve partisinin başında kalmaya çalışacak.

CHP’de dün gün boyu süren görüşmeler sonucunda da aday konusundaki belirsizlik bitmedi. Partide bir sürü isim adaylığını açıkladı. Ama normal olan CHP’nin kendi genel başkanını aday göstermesiydi. Fakat bu konuda bu yazının kaleme alındığı saatlerde henüz bir gelişme yaşanmamıştı. Anlaşılan Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmaya hiç niyeti yok, milletvekili olarak kalmaya devam edecek gibi.

Her koşulda 24 Haziran, muhalefet için hızlı ve acısız bir yenilgi olacak. Gerek ABD ve Avrupa için, gerekse buradaki siyasi uzantıları için 24 Haziran, şimdiden kaybedilmiş gibi duruyor. Bu sonuca teslim olmayacaklar elbet, şapkadan tavşan çıkarmayı deneyebilirler. Ama şapkadaki tavşan bile sonucu değiştiremeyeceğinin farkında.