HDP’yle ilgili toplumda oluşan genel kanaat şu: Teröre destek çıkan, siyaset yapma yerine terör faaliyeti yürüten, terör örgütüne yataklık eden, bu örgüte alet olan, adı, sanı, kimliği, özelliği her ne olursa olsun hakkında soruşturma başlatılmalı, cari hukuk neyi emrediyorsa ivedilikle gereği yapılmalı.

FETÖ soruşturmalarında gösterilen kararlılık, PKK/HDP için de geçerli olmalı. Gencecik evlatlarımızı, askerlerimizi, vatandaşlarımızı şehit edenleri alkışlayan bir siyasi parti Türkiye’nin partisi olmayacağı gibi, teröre alkış tutanlar da açık ki bu vatana ihanet etmektedir.

Türkiye, terör örgütleriyle savaş halindeyken başkentimizde teröre alkış tutanlara müsamaha gösterilmesini kimse bekleyemez.

HDP için de şu önemli notları düşelim; Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP’de terör örgütüyle bağlantılı birçok isim son iki yılda yürütülen soruşturmalar sonucunda tutuklandı. Bununla beraber HDP’deki FETÖ bağlantılı birçok ismin tutuklanmadığı ya da sonradan serbest bırakıldığı da gözden kaçmıyor.

Dikkat edilirse, daha kısa bir süre önce Güneydoğu’da çukur terörünü başlatan, körükleyen, Türkiye’nin iç barışını dinamitleyen birçok HDP’li isme, Yargı nedense şu ana kadar dokunamadı. Bunun “özellikle” olduğu anlaşılıyor. HDP’nin dünkü kongresinde de Türkiye’yi tahrik edenler yine aynı isimlerdi. Bunlar doğrudan Gladio’ya bağlı çalışıyor. Asıl görevleri de Kürtleri PKK’nın arkasına katarak Türkiye’ye karşı kışkırtmak.

ABD/NATO, güney sınırlarımızda PKK devleti kurmaya çalışırken, Türkiye’deki Kürtlerin bu girişimlere uzak durmasını bir türlü hazmedemiyor. Kürtler, PKK/HDP’ye uzak durdukça yaptıkları hesaplar da boşa çıkıyor. Bu nedenle HDP’yi kullanarak devleti tahrik etmeye çalışıyor ve Ankara’yı hata yapmaya zorluyorlar. Zeytin Dalı Harekatı canlarını o kadar yaktı ki, devleti tahrik etmek için her türlü pisliği yapabilirler.

Aslında FETÖ ile PKK ve HDP arasında temelde hiçbir fark yok. Ancak HDP, “siyasi parti” maskesi ardına saklandığı için devletin elini kolunu biraz bağlıyor. HDP’nin terör örgütü bağlantılı bir yapılanma olduğunu, hatta bizzat PKK’nın kendisi olduğunu Batı’ya anlatmanın imkanı yok. Çünkü terör örgütü PKK ve onun siyasi uzantısı olarak HDP, bizzat Avrupa tarafından Ankara’ya karşı taşeron örgütler olarak kullanılmakta.

Fakat beka mücadelesi içindeki Türkiye’nin artık bu şımarıklığa göz yumması beklenemez. Cephede askerlerimiz şehit düşerken teröristleri alkışlayanların ülkenin başkentinde cirit atması bir “güvenlik sorunu” olarak değerlendirilmelidir. Bu konuya artık “Kim ne der” diye bakılmaz. Avrupa’da, ABD’de terörle bağlantılı yapılara yönelik hukuk neyse, kendileri ne yaptıysa Türkiye de aynısını yapmalı. Avrupa’da DEAŞ sempatizanları bile müebbet ile yargılanıyor. Türkiye, Avrupa’daki kadar hukuku işletse yeter, fazlasına hiç gerek yok!