- 9.02.2017 00:00
Programında Sevr olan bir partiyle kol kola giren, kanlı bir terör örgütüyle flört eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar partisini “Lozan’a çok laf ediyorsunuz, Sevr’e tek laf yok” diyerek eleştiriyor. Yediği içtiği FETÖ’den ayrı gitmeyen CHP ve medyası, AK Parti’yi “Devleti yıkmakla” suçluyor.
Darbecilerin önünü açtığı Kemal Bey son derece haklı!
FETÖ’nün medya ayağı da öyle!
Türkiye’yi bölmeye çalışan, bu uğurda binlerce güvenlik görevlimizi şehit eden terör örgütü PKK ile flört eden; parti programında Türkiye’yi kantonlara ayıran terör örgütünün siyasi uzantısı HDP’yle işbirliği içinde olan CHP’ye ses etmeyen, kanunları işletemeyen, FETÖ ile ortaklığının üzerine gidemeyen devlet ve iktidar her şeyi hak ediyor.
PKK ve FETÖ’yle birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Irak ve Suriye’ye dönüştürmeye çalışan, devleti yıkmak için uğraşan CHP ve medyası karşısında gereken tedbiri almayan bir devlet ve hükümet her şeyi hak ediyor.
Baksanıza…
15 Temmuz akşamı, Türk devletini yıkmayı amaçlayan FETÖ darbesinin medya ayağı, bugün darbenin hedefi olan partiyi “devleti yıkmakla” suçlayacak kadar yavuz hırsız.
Bu cesareti nereden alıyorlar?
Hem devleti yıkmaya çalışıp, hem de iktidar partisini rahatlıkla baskı altına almayı nasıl beceriyorlar?
Bu ülkenin en trajik gerçeklerinden biri maalesef bu; Cumhuriyeti yıkmaya çalışanların, devleti çökertmeye kalkanların adının başına öncelikle “Cumhuriyet” adını yerleştirmişler. Siyasi partisi de öyle, gazetesi de öyle.
Medyada ne kadar FETÖ, PKK ve YPG destekçisi yazar, çizer varsa hepsi bir olmuş AK Parti’yi “devleti yıkmakla” suçluyor.
Kemal Kılıçdaroğlu hem FETÖ, hem PKK, hem de YPG destekçisi olmasına rağmen, kalkıp rahatlıkla ülkenin Cumhurbaşkanı’nı pervasızca hedef gösterebiliyor.
Daha dün ülkesini yabancı devletlere şikayet eden, kendi ülkesi için ambargo dilenen, yabancı devletlerle kendi ülkesini yıkmak için “görüş alışverişinde” bulunan adam, dönüşte, ayağının tozuyla kalkıp ülkenin Cumhurbaşkanı’nı hedef gösterip, toplumu ona karşı kışkırtabiliyor.
Ne yazık ki bu pişkinlik, bu yavuz hırsız halleri bu ülkede normal görülüyor.
Başta da dediğim gibi son derece haklılar; devletin ve milletin tarafındaki siyaset ve medya, karşı tarafın etkisi altında olan akılsız, pısırık, korkak kalemlerle dolu. Gerçeği anlatmaktan, haykırmaktan aciz halleri karşı tarafa cesaret veriyor.
Oysaki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderlik ettiği siyasi hareket, Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik dış ve iç saldırıları durdurmak, devleti ayakta tutmak ve devamını sağlamak için İstiklal Harbi’ne denk bir mücadele vermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni içeriden çökertmeye, yıkmaya, paramparça etmeye; Türkiye’yi Irak ve Suriye’ye dönüştürmeye çalışan güçlerin başında PKK, YPG, FETÖ, HDP ve CHP gelmektedir. Bunlara destek olan medya kuruluşları da aynı uğursuz planın parçasıdırlar. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, milletin birliğini ve devletin bekasını koruyan bir isim olduğu için, bu güçlerin hedefindedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan”da ısrar ettiği için; yani Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkılmaz, güçlü bir devlet haline getirmeye çalıştığı için FETÖ’nün, PKK’nın, YPG’nin, CHP ve HDP’nin ortak düşmanı haline gelmiştir.
Devleti gerçekten yıkmaya çalışanların karşısında korkak, ezik, suçluymuş gibi davranılırsa kaybetmek kaçınılmaz olur. 2019’a böyle hazırlanılamaz. Erdoğan’ın dediği gibi: “Korkaklar zafer anıtı dikemez.”
Yorum Yap