- 24.05.2017 00:00
ABD’li yetkililer, YPG ile kurdukları ilişkiye dair Türkiye’ye teminat vermeyi sürdürüyorlar. En üst düzeyde ABD Savunma Bakanı Mattis, Londra’da Başbakan Binali Yıldırım ile yaptığı görüşmede 'PYD’yi Türkiye’ye tercih ettiğimiz yok, DEAŞ’a karşı mecburi ve geçici bir ilişki bu” demişti. Doğan grubu da dört bir koldan, ne kadar eski diplomat varsa görüşerek, bunların ağzından “Türkiye korkmasın; YPG bir araç, Ortadoğu’da kullanılıp atılacak” haberleri yapıyor.
ABD yönetiminin YPG ile ilgili yaptığı resmi açıklamaların devlet nezdinde samimi bulunmadığı açık. Gerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gerekse de Binali Yıldırım ABD’nin terör örgütü YPG ile ilişkisinin yanlışlığını açıkça dile getirdikleri gibi, şu ana kadar da ABD tarafından öne sürülen gerekçeleri ciddiye aldıklarını gösteren bir beyanda bulunmadılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington’daki zirvede, PYD ile ilgili kaygılarını en üst seviyede ABD Başkanı’na aktararak Türkiye’nin pozisyonunu bir kez daha özetleme gereği duyurdu.
Devlet, ABD-PYD ilişkisinin “geçici” ve “taktik” olmadığının farkında. ABD’ye hâkim olan gücün, PYD ile Ortadoğu’da uzun vadeli hesapları olduğu da sır değil. Ancak ABD, bu stratejik hesapları tamamlayana kadar şimdilik Türkiye’nin “uyutulması” gerekiyor. Köprüyü geçene kadar Türkiye’yi uyutmaya ihtiyaçları var.
PYD, ABD için geçici bir aparat değil, kalıcı bir stratejinin parçası. ABD’nin “PYD stratejisi”nin masum olmadığını anlamak için çok uzağa gitmeye gerek yok; ABD’de 15 Temmuz’un arkasında hangi güç varsa PYD’nin arkasında da aynı güç var. ABD-PYD ilişkisini, bu bağlantıyı göz önüne alarak değerlendirmek şart.
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞINA DA SIRA GELECEK
FETÖ ile mücadelede Cumhurbaşkanı’nın kararlılığını en iyi ifade eden sözlerden biri bu; “Babamın oğlu da olsa FETÖ’ye bulaşan kim varsa sonuna kadar üzerine gidilecek.”
Kamuoyu, Erdoğan’ın kongredeki bu sözlerinden sonra FETÖ’nün siyasi ayağına yönelik operasyonların da hız kazanmasını bekliyor. Tereddüdü olan Yargı mensupları, bu açıklamalardan sonra herhalde zengin fakir demeden, şunun adamı bunun yakını ayırmadan FETÖ’nün üzerine gider. Milletin umudu, beklentisi bu. Gazetecilerin görevi de bunun takipçisi olmak.
Yorum Yap