- 3.10.2014 00:00
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile görüştüğü günün gazeteleri, çözüm sürecinin bittiğini ilan etmişti. Başbakanlık binasındaki görüşmenin ardından Demirtaş, "Çözüm sürecinin bir yerinden hepimizin tutması lazım, sonuçta bu barış hepimizin ortak barışı" diye açıklama yaparken, bazı köşe yazarları silahları kuşanmış ve Kürtleri "TC'ne karşı direnişe" çağırıyordu.
Çözüm sürecine ivme kazandıracak olan Çözüm Süreci Kurulu, bu köşelerde çoktan gözden düşürülmüşken Demirtaş, "Bakanlar Kurulu Kararı olarak yayımlanan yol haritası niteliğindeki belgeyi çok önemli bulduklarını" söylüyordu.
Cengiz Çandar’ın, "AKP iktidarı, 'IŞİD’i bir şekilde kolladığı' görüntüsünü verirken PKK-HDP (BDP)-PYD hattına, bir deyimle Türkiye-Suriye Kürtlerinin en önemli siyasi temsilcilerine, bir başka deyimle 'Kürt siyasi hareketi'ne cepheden taarruza geçmiş gibi gözüküyor" diye yazdığı sıralarda, Kürt siyasi hareketinin başındaki isim olarak Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, kendisine "Hem Kobani etrafından hem Irak'ın diğer bölgelerinden IŞİD'in sökülüp atılması gerektiğini düşünüyoruz" dediğini aktarıyordu. Demirtaş "gerilimlere rağmen çözüm sürecinin devam ettiğini" söylerken; çözüm karşıtı medya, sabahtan akşama yalanlanan "Türkiye-IŞİD işbirliğini gösteren" fotoğraf ve haberlerle Kürtleri kışkırtmayı sürdürüyordu.
17 Aralık darbesinin arkasında saf tutan medya ve yazarların neredeyse tamamının bugün Kandil ve HDP'yi masayı devirmeleri için cesaretlendirmeye çalışması, bunun için "Türkiye-IŞİD" yalanları yaymaları elbette tesadüf değil. Bu cephenin durduğu yer 17 Aralık'tan bu yana hiç değişmedi. Dün darbeyi destekliyorlardı, bugün de çözüm sürecinin bozulması için zorluyorlar.
Bir süredir de tüm ümitlerini IŞİD'e bağladılar. Bir yandan Kürt siyasetçilerin kulağına "Kobani düşerse süreç biter" diye fısıldarken, diğer yandan da heyecanla IŞİD'in Kobani'yi düşürmesini bekliyorlar. İlk kez Kürtler için umut olacak, Kobani ve Rojava'nın genelinde IŞİD'in varlığına son verecek olan Irak-Suriye tezkeresini gözden düşürmek için uğraşıyorlar. Adeta yalan makinesine dönüştüler. Bu süreçte seri halde yalan analiz üretenlerin başında gelen Cengiz Çandar, "tezkerenin IŞİD'i değil, Kürt hareketini hedeflediğini" bile yazdı. Rojava'yı, IŞİD belasından kurtaracak olan tezkereyi, Kürtlere yönelikmiş gibi göstermek için fazlasıyla ahlaktan yoksun olmak gerekir ki, bu konuda maalesef hiçbir eksiklik çekmiyorlar.
HDP heyetinin İmralı'da yaptığı görüşmenin ardından yayınladığı mesaj, çözüm sürecini bitirmek için taarruza geçen cephenin heveslerini yine kıracak nitelikteydi. Abdullah Öcalan, Resmi Gazete'de yayınlanan Çözüm Süreci Kurulu kararını "yol haritasının eylem planı" diye tanımlayarak olumlu bulduğunu açıkladı. Öcalan, ayrıca İmralı'da yürütülen görüşmelerde diyalogdan müzakereye geçilmesi konusunda mutabakata varıldığını da belirterek, çözüm sürecinin yeni bir aşamaya geçtiğini duyurdu.
Öcalan'ın Kobani mesajı da oldukça önemli. Kobani'nin düşmesinin hükümete karşı yeni bir darbe sürecinin başlangıcı olacağını iddia ediyor ki bence de yerinde bir tespit. Öcalan'ın Kobani analizi şöyle: "Kobani kuşatması sıradan bir kent kuşatması olmanın çok ötesinde, sadece Kürt halkının demokratik kazanımlarını hedeflemekle kalmayıp, Türkiye'yi de yeni bir darbe sürecine sokacaktır. Bu katliam girişimi hedefine ulaşırsa hem süreci sonlandıracak, hem de yeni ve uzun sürecek bir darbenin temellerini atacaktır."
Meclis'te dün görüşülen tezkere, Kobani üzerinden çözüm sürecini vurma planlarını da boşa çıkaracaktır. IŞİD'e umut bağlayanları yine büyük bir hüsran bekliyor.
Yorum Yap