Kontrol Öcalan‘da

  • 23.03.2014 00:00

 Diyarbakır'da bir milyondan fazla insanın bir araya gelmesini nasıl açıklayabiliriz? Kürtler, sıradan bir bahar bayramını kutlamak için toplanmadılar o alanda, barış için bir araya geldiler. Coşkuları, heyecanları, umutları barışa dönüktü. Zaten insanlar savaş için, ayaklanma için, ölüm için meydanlara akın etmez; ama barış için, yaşam için, özgürlük için meydanları doldurabilir. Diyarbakır'daki Newroz manzaraları, Kürtlerin barışa olan özlemini, umudunu yansıtıyordu.

Abdullah Öcalan'ın, Kürtlerin beklenti ve taleplerini ne kadar iyi okuduğu gönderdiği mektuptan anlaşılıyor. Öcalan, kendisini destekleyen Kürtlere barış vaat ediyor, ölüm değil; yaşam vaat ediyor, çile değil. Öcalan, klasik bir lider değil, önderlik taslamıyor. Kürt isyanını sağlam bir limana demirlemeye çalışıyor. Kürt savaşında ölen gençlerin, yok olan hayatların farkında; bunun omuzlarına yüklediği ağırlığı ancak barışla hafifletebilir. "Savaştan korkmadık, barıştan da korkmayız" derken, örgüt içinde hala tereddüt geçiren, sürece mesafeli duran kesimleri, Kürt siyasetçileri cesaretlendiriyor. Her şeyin farkında olduğunu anlatmaya çalışıyor. Barışın önemine dikkat çekiyor. İsyanın, yangının, ateşin, silahın ne demek olduğunu ondan daha iyi kim bilebilir? Daha ortada ne PKK/KCK, ne BDP, ne de bugünün popüler siyasetçileri vardı, Öcalan tek başına isyana kalktığında. Barışa soyunduğu için kendisini suçlayanların, hatta korkaklıkla itham edenlerin olduğunu da biliyor. Ancak tarihi sorumluluğunun bilincinde; hiçbir savaş, Kürtler adına imzalanacak barış anlaşmasından daha değerli olamaz…

Bu yüzden Öcalan'ın mektubu hayali değil, gerçekçi mesajlarla dolu. Hükümete, Türk-Kürt ilişkilerini yeniden düzenleme için tarihi bir fırsata sahip olduğunu hatırlatarak, radikal demokratik adım atması gerektiğini söylüyor. Türkiye'nin büyük barışını sağlamak için ertelemeden, kararlılıkla müzakere aşamasına geçilmesini istiyor. Aksi durum, darbecilerin başarısını getirecek; "darbeci-komplocu ittifak", eski sistemi restore ederek yoluna devam edecek.

Kürt barışı, yeni Türkiye'nin kilidi konumunda; barış, demokrasinin zaferini getirecek; sürecin bozulması ve savaşın tekrardan başlaması ise darbecileri güçlendirecek, sivil iradenin kaybetmesine yol açacak… 

Kuşkusuz anti-Erdoğan cephesi için Newroz kutlamaları ve Öcalan'ın mesajı umut kırıcıydı. Hasan Cemal, "Sürpriz olmadı" demesine rağmen, Öcalan'ın mektubunun yarattığı moral bozukluğunu gizleyemedi. Abdullah Öcalan'ın "Geçen sürede iki taraf da barıştan kararlı çıktı" sözleri, çözüm süreci üzerinden hükümeti vuran çevrelerin alanını daralttı. Apo'dan umduğunu bulamayanlar, Cemil Bayık'ın açıklamalarına sarılmayı tercih etti. Newroz'da okunan mesajında Bayık "AKP'nin çözümün önündeki en büyük engel olduğu ortaya çıktı. Bu engel ortadan kaldırılmadan çözüm gelişmez" dedi. Öcalan'ı bir yana bırakıp Cemil Bayık'ın bu sözlerini öne çıkaranlar, bu konuşmanın önemine dikkat çekenler, aslında şiddete kapı aralamaya çalışanlardır.

Cemil Bayık'ın açıklamaları ile Abdullah Öcalan'ın mesajının farklı olması hiçbir şeyi değiştirmez. Çözüm sürecinin gidişatını etkilemez. En fazla Kürt hareketinin yedekte tuttuğu alternatif bir yol haritasına işaret eder. Bayık'ın varlığı, Öcalan'ın meşruiyetini güçlendiren bir unsurdur, zayıflatan değil. Bu farklılık, Öcalan'ı güçlendiriyor. Öcalan, Türkiye'ye teslim edildikten sonra örgütle kendi arasında böyle bir "önderlik mekaniği" oluşturdu. Tabii sahte bir rol paylaşımı değil bu, sahici bir görev dağılımıdır. Kısacası kontrol Öcalan'da, bu da Türkiye için büyük bir şans.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums