Öcalan'ın kaseti

  • 8.02.2014 00:00

 Paralel devletin paranoya olduğunu öne süren solcu kanaat önderlerine ve liberal kesimlere sormak gerekiyor; Başbakan Erdoğan'ın telefonlarını dinleyen, bunları internet üzerinden sızdıranlar, mahallenin haşarı çocukları mı? PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 15 yıl önceki sorgu görüntülerini piyasa sürenler sadece AK Parti muhalifi masum üç-beş bürokrat mı?

Böyle olmadığını toplumda anlamayan kalmadı. Seçilmiş hükümeti tehdit edecek, devirmeye kalkacak kadar güçlü bir paralel yapının varlığı artık inkar edilemeyecek kadar ortaya çıkmış durumda.

İlk günlerde çözüm sürecini dolaylı olarak hedef alan bu derin yapı, bu amacını artık gizleme gereği bile duymadan, açıkça sürecin mimarlarına yönelmeye başladı. 

Derin yapı Erdoğan'a, çözüm sürecinden vazgeçmesi için ilk ciddi mesajını Başbakan'ın parti genel merkezindeki makam odasını LAW silahıyla vurarak verdi. Aynı gün İmralı ile görüşmeleri koordine eden Adalet Bakanlığı'na da bombalı saldırı düzenlendi. Gezi'yle birlikte sistemli bir psikolojik operasyon başlatıldı. Bu olaylar sırasında “Erdoğan diktatör” algısını yaratmaya çalıştılar. Erdoğan'a yönelik saldırılar,17 Aralık'ta darbe girişimine dönüştü. Hazırlığı, MİT'in İmralı'da Öcalan ile yeniden temas kurduğu günlere kadar uzanan “Rüşvet” ve “yolsuzluk” soruşturması, 17 Aralık'ta patlatıldı. Yargı marifetiyle “Erdoğan'sız AK Parti” projesi gündeme getirildi. Erdoğan'ı “diktatör” ilan eden paralel yapı, Öcalan'ı da “taşeron” olarak gösterip itibarsızlaştırarak, İmralı'daki çözüm masasını etkisiz kılmayı amaçlıyor.

Abdullah Öcalan'a yönelik bu imaj suikastıyla kuşkusuz Kürt siyaseti etki altına alınmak isteniyor. Kürtleri “Erdoğan'sız da çözüm olur”a ikna etmeye çabalayanlar, PKK'yı “Öcalan'sız da çözüm olabilir”e alıştırmaya çalışıyorlar.

Paris suikastına ilişkin belge ve katil zanlısı Ömer Güney'e ait ses kaydı sızdırılarak aslında Kürt siyaseti MİT'e karşı tavır almaya zorlandı. 15 yıl önceki sorgu kasetiyle de Kürt siyasetçiler, Öcalan'ın kişiliğini tartışmaya davet ediliyor.

Bu psikolojik operasyonun Kürt hareketi içinde karşılık bulup bulmayacağı sorusu akla geliyor. Doğrudan soracak olursak; BDP ve Kandil, Öcalan'a karşı tavır alabilir mi?

Paralel devletin, PKK'dan çok çekmiş diasporadaki Kürt örgütleri ile PKK'dan ayrılan eski kadrolar arasında güçlü bir Öcalan karşıtlığı geliştirmeyi başarmış görünüyor. Aydınlık gazetesinin Öcalan aleyhinde başlattığı kampanyaya en çok bu çevrelerin destek verdiği gözleniyor. “Kürt dostu” bazı önemli isimler de, “Öcalan'ın AKP'nin STK yetkilisi gibi davrandığını” yazıp çizerek, bu tartışmalara katkı sunuyor. Kürt siyaseti içinde de son günlerde Öcalan'ın kişiliğini tartışmaya açmaya dönük bazı girişimlerin uç verdiği söylenebilir. Bazıları “İmralı'nın Erdoğan'dan korktuğunu, konuşamayacağını” açıkça dile getiriyor. Hatta bu konunun dağda bile tartışmaya açılmaya çalışıldığına dair iddialar var.

Ancak PKK ve BDP içinde, Öcalan karşıtı bir çizginin açıktan açığa karşılık bulacağına ihtimal vermiyorum. Fakat paralel devletin “Öcalan'ı bertaraf etme” planını uygulamaya koyduğundan da şüphem yok.  İnternete sızan ses kaydında malum kişi, paralel devletin amaç ve beklentisini şöyle özetliyordu: “İmralı'nın hükmü bitti. Bundan sonra tekrar çatışmalı bir süreç geliyor. İmralı, hapiste olduğu için mecburen yandaş. O sempatik olmak durumunda ama öbürleri bunu kabul etmek zorunda değil.”

Devletin lider olarak muhatap alıp masaya oturmak zorunda kaldığı Öcalan'ı, paralel devletin ucuz kaset numaralarıyla “bertaraf” edebilmesi bana çok zor görünüyor. Denizleri aşan Öcalan'ı derede boğmak hiç kolay değil.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums