Terörle mücadelede hükümetin bir eksiği var. Bu yazı onu anlatıyor.

Terör saldırılarının tekrarlanan teknik özellikleri vardır. Patlayan bomba düzeneklerinin kendine özel bir tasarımı, kullanılan silahın, kurşunun bir izi vardır. Bu izler, güvenlik uzmanlarının örgütü tespit etmesine, başka eylemlerini engellemesine ve örgüt üyelerinin yakalanmasına yarar.

Peki terörün sosyal hayatta yapmak istediği tahribatların izleri nasıl sürülür? Sanırım Reina'ya saldıran o cani, sadece masum insanları öldürmeyi amaçlamadı? Onu oraya gönderen örgüt, o örgütü besleyen güç, o katliamla birlikte toplumsal tahribat için de bazı düzenekler hazırladılar.

Bakın bu nasıl oluyor.

Terörün sosyal hayata attığı bombalar

Beşiktaş'ta polisimize, Kayseri'de askerimize PKK saldırdığında, bu eylemi öven caniler peydah oldu birden. Sonra birileri toplumdaki Kürt-Türk fay hattına saldırdı. Sosyal medyada yüzlerce kişi Kürtlere, yüzlerce kişi de Türklere hakaret etti. Birileri Kürt işçilere, parti binalarına, iş yerlerine hücum etti.

Halep düştüğünde, Türkiye Fırat Kalkanı operasyonunda şehit verdiğinde, birileri buna sevinip, insanları cinnet geçirecek hale getirdi. Sonra Alevi-Sünni fay hattını çatlatmak için binlerce karanlık yüzlü insan sosyal medyayı istila etti. Alevilerin evlerine, iş yerlerine tacizler oldu. Buna karşı Okmeydan'ında tuhaf tipler, kahveleri dolaşıp, halkı galeyana getirmeye çalıştı.

IŞİD Gaziantep'te, Havaalanında, son olarak da Reina'da insanımızı katletti. Bu eylemi öven caniler çıktı ortaya. Birileri, laik-dindar fay hattına saldırdı, orada bir deprem yaratmak için uğraştı. Laiklere küfredenler, dindarlara hakaret edenler sosyal medyayı istila etti ve sağırlar dövüşü ayyuka çıktı.

Terörün sosyal alanda patlamak istediği bombaların izleri böyle gözükmüyor mu sizce de? Bunlar başarıya ulaşamıyorsa, bilin ki milletin ferasetindendir. Başak sebebi yok.

Teröre karşı sosyal politikamız neden yok?

Peki hükümetin terörle mücadelede bir güvenlik konsepti varsa, bunun içinde bir de teröre karşı sosyal politikası olmalı mı? Kesinlikle olmalı. Peki şu anda bir sosyal politikamız, stratejimiz, konseptimiz var mı? Benim bildiğim yok.

Terörle mücadelede ihtiyaç duyulan her türlü araç, gereç, silah, mühimmat, insan kaynağı ve kanuni düzenlemeleri anından yerine getiren hükümetimiz, neden bir sosyal politika da üretmiyor acaba?

Yani terörün asıl amacının, Reina'da kendi halinde eğlenen insanları öldürmek olmadığını, onların kanı üzerinden tüm toplumda bir çatışma arzuladığını hepimiz biliyoruz. O halde, bunun önüne geçecek iletişim, kültür, eğitim, medya, psikoloji, sosyoloji vb. alanları da kapsayan bir sosyal politika neden yok?

Her terör eyleminden sonra olay yerine gelmek, yaralıları, şehit ailelerini ziyaret etmek, cenazesine katılmak yerinde davranışlar. Sosyal medyada sağduyu çağrıları yapmak, #Provakasyonagelme diye etiketler açmak, Cumhurbaşkanımızın tivitlerini RT etmek de iyi şeyler. Ancak bunlar derde deva olmuyor, yetmiyor, terörün toplum üzerinde yarattığı tahribatı önlemiyor.

Bu ülkenin terör uzmanları var. Üniversitelerinde az da olsa, terörün sosyal yaşama etkisi üzerine çalışan akademisyenleri var. Terör ve iletişim üzerine söz söyleyecek insanları var. Bunları bir araya getirecek bir devlet iradesi lazım.

Toplum terörle mücadele için eğitilmeli

Katıldığım televizyon programlarında, gittiğim konferanslarda, sahada, sokakta insanların kaygılarını, endişelerini, öfkelerini, bir şey yapma isteklerini, çaresizliklerini görüyorum.

Toplum ülkesine ve devletine sahip çıkmaya hazır ama bunu nasıl yapacağını birilerinin göstermesi gerekir. Kimse anlatmadığı için de bir Twitter hesabı alan, bir Facebook sayfası açan başlıyor içindekini dökmeye. Bazıları da sokağa çıkıp tepki veriyor, taşkınlık yapıyor.

Devletin, hükümetin bu insanlara terörle nasıl mücadele edileceğini öğretmesi, onun üzerine düşen görevleri anlatması gerekir. İlkokuldan başlayarak, eğitim sistemimizde reformlar yapmak şart. FETÖ'cü, PKK'lı, IŞİD'çi çıkmasın içimizden diye, daha küçük yaşta çocuklarımızı eğitmeliyiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Milli Seferberlik Ruhu' ile mücadele etmeliyiz diye bir cümle kurdu. Ankara'da, hükümetten ve Cumhurbaşkanlığından dostlarımı aradım, Cumhurbaşkanının sözü güzel ama bu retorik olarak kalmasın, bunu bir stratejiye, bir projeye, bir kampanyaya dönüştürün, millet destek verir dedim. Herkes çok iyi olur dedi ama yapan yok.

Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın görevi

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tam olarak bunu yapmalı. Evet sürekli Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın yanında görünmek ve onlarla gazileri ziyaret etmek iyi bir şey ama sayın bakanımızın daha büyük projeler, daha güçlü sosyal politikalar üretmesi gerekir. Bakanlığının tam olarak misyonu budur çünkü.

İnsanlar sosyal medyadan etkileniyor, yalan yanlış haberlerden etkileniyor bunları hafife almayın. İki tane cahil, iki tane psikopat Reina, Beşiktaş, Kayseri saldırılarını överek, yücelterek binlerce insanı ülkesinden, devletinden, milletinden bayrağından nefret edecek hale getirebiliyor.

'Onlar da nefret etmesin' demekle olmaz. Devlet böyle hareket etmez. Devlet terörü öven herkesi ayırt etmeksizin ensesinden tutup toplumun içinden çıkartır ve orayı tahrip etmesini engeller.

Reina saldırısından sonra, Noel Baba tipolojisi üzerinden laik kesime nefret kusan insanları, o gece toplamalıydı emniyet kuvvetleri. Toplamayınca sanki bu insanların söylemini tasdik ediyormuş pozisyonuna düşüyor. Buna inanan insanlar var.

Bizim, uzmanlar tarafından hazırlanmış, teröre karşı güçlü bir sosyal politikalar konseptine ihtiyacımız var. Acilen, beklemeden, mazeret üretmeden.