- 3.01.2021 00:00
Hep yaman çelişki olacak değil ya, eski Bakan, özgürlükçü bilinen Fikri Sağlar'ın Tv'deki türban yaklaşımıyla entel arena sanki bu kez yaman bir paradoksla daha buluştu.
Özgürlük, yasakçıların dilindeyse, paradoks değil de nedir bu durumun adı?
Özgürlükçü ve özgürlükçü iddialı gazete Birgün'de yazan eski Bakan Fikri Sağlar, Halk Tv'deki açıklamasıyla otoriterlikleri, sermayeye bağlılıkları tescilli CHP ile Ak Parti arasında yasakçı kaldı.
Esasında türban nezdinde giyim özgürlüğü, ama hiçbiri kendine kondurmadığından başlık, türban.
Bu konuda iki partinin de dünü de geçmişi de kirli.
CHP'nin tarihi, belgelerle, sarık, türban, dil, inanç, asimilasyon, sorgular, sehpalar ve baskılarla dolu..
Ak Parti, ondan aşağı değil, hatta 18 yılda neredeyse CHP'yi katladı, tarihe baskıcı, otoriter, dikta bir dönem olarak adını yazdırdı, yazdıracağından başka.
Peki ya Fikri Sağlar, özgürlükçü mü?
Ne gezer!
Açıklamasıyla hala CHP'nin eski gezdiği yerlerde duruyorum dedi.
Ama Sağlar en azından CHP ve Ak Parti gibi saklamadı, sahtekarlık yapmadı.
“Türban, irticai faaliyetlerin, şeriat isteyenlerin üniformasıdır." dedi, aklındakini, inandığını söyledi.
Velev ki öyle, öyleyse bile türbana ne bunlardan?
Ayrı dünya görüşünden olduğun bir kesime hıncını neden orijinal modelli bağlanan bir bez örtüsünden alıyorsun sayın eski bakan?
Demokrat kamuoyu türbandan hareketle insanların aklından geçeni yargılamanın yanlışlığını tartışıp bir sonuca varırken neredeydiniz?
Sayın Bakan hala eski, bakın ne diyor açıklamasının devamında:
"Başörtüsü, yüzyıllar boyunca Anadolu’da bir geleneksel giysidir. Bununla arasında çok büyük fark var. Ben yargılandığım zaman türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde, benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var.” diyor ve ekliyor, "inançları gereği başını örtenlere yönelik değil".
Elinde bir ölçer var, şöyle örterse inancı gereği, böyle örterse militan; kararları giysiye verdiriyor sayın Sağlar.
Nüfusun ne kadarını izole ediyor ama bir insan bile olsa ne hakkı var?
Üff, benzetmek gibi olmasın, iki satır şiir yüzünden silahlı örgüt kurduran 12 Eylül Mahkemesi ya da zihni güncellemeyle, bir gizli tanıkla ömür boyu müebbet, Anayasa, evrensel hukuk tanımayan saray kanun kurulu kararları ve benzeri sanki.
Tamamen sübjektif, tamamen atama, tamamen niyete göre.
Ama ikisinden farkı, samimi ve eski olmaktaki kararlılığı.
Sağlar'a tepki de antidemokrat; Ak Parti'ye "koz verdi" diye neden suçlu olsun Sağlar, o açıklama da onun ana sütü gibi ifade hakkı.
En azından içten, tek yüzlü.
Kılıçdaroğlu ve ekibinin Sağlar'dan farkı ne?
CHP özgürlükçü mü, türbandan yana mı?
Beyan esas, kabul de pratik de beyanın aynası.
Hadi geçmişin zulmünü bir tarafa bırak, Demirtaş'ın tahliyesine, "AİHM kararına uy ey Ak Parti" dedikten sonra, önce Habur'da kurduğun mahkemenin hesabını ver" diyen bir partinin özgürlüklere hukuki baktığına emin olamıyor insan.
Politika yapıyorlar ve farkına vardılar ya sermaye demokratları, dindarların oyunu almadan kazanılmıyor, belki de türban serbestiyetiyle o oylara kafakol çekiyor.
Artık kimse kendisi değil, 18 yıldır Ak Parti, komünistler hariç herkesi "mış/mişgibi"ci yaptı, kendini bir kısım "sol"culara bile destekletti.
E tabi ki, Ak Parti de CHP'yi kendi mahallesine sokmak istemiyor, Sağlar'ın dediğini tepe tepe kullanıyor.
Özgürlük arada kaldı, ama anlaşılması için öyle ya da böyle tartışılması gerekiyor.
Özgürlük, Sağlar'a bile anlatılamamışsa, tartışmak elzem, cumhuriyetçi şeriat korkusu/yasağı umulandan çok insanın hücresine, genlerine kadar işlemişgörünüyor.
Bu tartışmadan rayiçteki yasakçıya/Ak Parti'ye "koz/ekmek" çıkmaz, kullansın istediği kadar, tüm boyutlarıyla açıklanan özgürlük kavramı bu kadar baskı altında yaşayan halka hep yaşamdan bir şeyler anlatır, tartışmaktan korkmamak gerekiyor.
Ayrıca halk artık eskisi gibi önüne konan her şeyi yemiyor.
Uzun sözün kısası üçü de özgürlükçü değil, ama özgürlük de özgür değil.
Çünkü halk özgürlükçü olsa hakim sağ/sol kültür özgürlüğe karşı, özgürlük, bağlaçlar girdabından bir türlü çıkamıyor.
Yorum Yap