AYTUNÇ ALTAY 30 YIL SONRA DIŞARIYA!

  • 21.08.2023 07:32

Şu fotoğrafa şöyle bir yakından bakar mısınız lütfen?

Bir cezaevi açık görüşünden çekilme bir fotoğraf.

Bilin bakalım bu fotoda hangisi hükümlü?

Olsa olsa sağdaki entel gözlüklü kişi, bıyık mıyık da tam solcu olan değil mi?

Değil işte..

İçeride 30 yıldır adeta yaşlandırmak için tutulan, adeta ziyaretçilerine arkada azıcık eklemli gibi duran, sakallı "yaşlı" delikanlı adam, hükümlü.

Ziyaretçilerden alınan bilgiye göre fiziken de zıpkın gibi ama zihnen, dışarı gönderdiği yazı ve mektuplarından belli oluyor, oya gibi ören kıvrak ve sağlam muhakemeli biri.

Heey duyduk duymadık demeyin, onu pazartesi dışarı çıkarıyorlar.

İnsanın hemen aklına Nazım'ın o ezber şiiri geliyor:

"Bugün pazar.

 Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar."

Parartesi yeni bir başlangıç, belki de yeni bir şiir geliyor.

Öyle ya, az değil, ama az ne çok ne, göreli; dile kolay, 30 sene, içeride, suçlu tamamen köhne düzen olunca daha da uzuyor, serbest kalacak Mehmet Aytunç Altay, acaba çıkar çıkmaz ne diyecek serbestliğe?

Belki şiir yazmayacak da, sermayeye bir kez  iltümatom daha verecek:

"Zorla tuttunuz da ne değişti? Ben yine benim."

Kim bilir?

Kendi bilir.

Birkaç kez girdi çıktı, 30 yıldan önce, yani tecrübeli, ne diyeceğini iyi bilir.

Ayrıca ODTÜ'lü, bizim Ankara Kitle büro üçlüsünden(Seyhun, Aytunç, Semih) biri.

O yıllar, ah o yıllar, 74 75, yıllar geçti ama geçmez ki o içtenlik, gözlüğün arkasında da olsa gözlerindeki yüreğini gösteren candan bakışlar.

Mücadelede de öyle, etle tırnak gibidir içtenliği, sanki bir fanatikti, ama hayır yazdım ya o bir ODTÜ'lü, bilim sevdalısı, bilimsel diye sosyalist, o tutarlılık içtenlikten, hakikiliğindendi.

Düzgün yatışı, zihnen dipdiri, sağlıklı çıkışında bunlar etken.

Evet evet hakikilikten, boşuna yazmayın Nazım ustanın şiirini, ister teselli, ister kahramanlık düsturu niyetine.

"Yani içerde on yıl, on beş yıl

daha da fazla hatta

geçirilmez değil,

geçirilir,

kararmasın yeter ki

sol memenin altındaki cevahir!"

Peh, şimdi doğru değil bu içerik işte.

Bu şiir o dönemin ve bugün kendini yenileyemeyenlerin teselli terennümü.

Uzun yıllar yatıp çıkanlara, yatanlara, yatacaklara inanç aşılamak için adeta bir teselli/devam gazı.

Cevahir, mücadeleye itikadi bir anlam yükleme, "onu yitirmezsen yıllar vız gelir tırıs gider" demektir amacı.

Bir nevi ajitasyon yani.

Bu o dönemin ve  o dönemde kalanların hala çalışma ve çalıştırma tarzı.

İçine doğulan egemen kültür de katı merkezi ve modernist imani besinli, dolayısıyla  "dayanma"da ideoloji/inanç " belki etkili, ama esas belirleyen, donanımlı beyin ve sağlam kişilik, kişilikli/özne olmaktır.

Zira ideoloji/örgüt bu sistemde her daim de değil, mutlaka arızalıdır, birey asla yaslanmamalıdır.

Tenezülsüz, "Tırnağın varsa başını kaşı."

Beyin ve yürek kendinin, yaptığın kendi kararın oldu muydu, tanklarıyla terapileriyle, neyle gelirlerse gelsinler, dimdik durursun.

Hele halktan da destek varsa, her yer mücadele her yer hak ve özgürlük alanı!

Yuppiiii, 21 Ağustosta Mehmet Aytunç Altay serbestliğe çıkıyor.

Yılların tüm özlemleri coşkuyla onu gözlüyor.

Serbestlik ona hoşgeldin diyor.

Kahrolsun tüm diktalar!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.