- 6.06.2023 14:46
Nurhan Damcıoğlu'nu çarpık otoriter modernist Cumhuriyetin kanun zoruyla oluşturmaya çalıştığı toplumun ideale yakın yetiştirme örneklerinden biriydi.
Baba eli para gören bir esnaf, anne sanat dünyasında bir emekçi.
Cumhuriyet kadını gibi çağdaş çağdaş eğitildi, bale, tiyatro, sahne eğitimi gördü.
Starlarla sahne aldı, Zeki Müren, Sevim Tuna, Behiye Aksoy.
Kendi de star oldu, kanto "kraliçe"si.
Bu durak tam istenilen mevkii değildi, zira dönemin aydınının zihninde dans cepheden yasak değilse de bir hafifmeşrep havası verdiğinden ideali bozuyordu, kendi kızları dansçı olsun istemezdi.
Damcıoğlu bir Cumhuriyet esnafının üst çabasıydı, ah işte o dans kısmı olmasa.
Cumhuriyetin ideali, filmlerde öğretmeye çalıştığı, yürürken kafasında tuttuğu kitabı yere düşürmeyen, hokka burnu havada "asil" kadındı, ama akademik ünvanlı, meslek sahibi ve kocasına da ideal bir eş olabilmeliydi.
Damcıoğulları her ne kadar kantolarında "güzel çirkin tanımam!" dese de, bu feodal kültür baskısını sahnede hep taşıdı.
O genel hakim baskı bugünkü baskıya tüm müdahalelere rağmen çok kolay taşındı.
Şortu hakir görmenin olağanlaştığı mevcut kültürel hegemonyada ana muhalefet can derdindeki insanlara "mülteci güruhu" deme yarışıyla hak ve özgürlükleri, yaşam tarzını öldürmeye, mevcut baskılara adeta yardım etti; sanki bir giz bu yardıma teşvik etti.
İktidar ve ana muhalefet bekaya devam ediyor.
Damcıoğlu ölmüş, kimse umursamıyor.
Bu siyasal ve kültürel koşullarda Damcıoğlu ve benzerleri zaten yaşayan ölü.
Devlet partilerinden halka fayda yok.
Hak, özgürlükler ve yaşamın kendi araçlarına binmekten başka yolu yok.
Sevenlerinin başı sağolsun.
Yorum Yap