Olumlu bir demokrasi adımı atılıyor.

Daha doğrusu atıldı.

TKP, TKH, Sol Parti ve Devrim Hareketi yaptığı açıklamada:

''Türkiye'nin aydınlık geleceği için, sömürüye karşı eşitlik, gericiliğe karşı laiklik, emperyalizme karşı bağımsızlık için güçlerimizi birleştiriyoruz. Bizler ilk çağrıcılar olarak tüm sosyalist partileri/örgütleri, emekçi halkımızı ve aydınlarımızı yan yana gelmeye davet ediyoruz" dedi.

Türkiye sol hareketi merkezleri bu adıma mesafeli, kadroları eleştirel bakacak, sosyal medya polemiklerle dolacak.

Demokratik tartışma hakkı teslim ederek olur.

Doğrusu bu tür adımları eleştiriyi saklamadan teşvik etmektir.

Çünkü Türkiye'de devlet dahil ayrı düşünme beka sınırında kabül edilse bile davranmak, bölücü ve parçalayıcı olarak görüldüğünden, zihinler ve kalpler karşı çıkmaya hazır, yüzler buruşur buruş olur.

Buruştan sonra "Amipten farkınız yok taşını" yenir.

Oysa ayrı davranmak haktır, bölünmek haksa karşı çıkmak hakkı gasptır.

Bütün çaba bu gaspı örtmek için olduğunu bilgisi merkez devlet desteği görmez.

Bu bağlamda ve ayrıca demokrasi kültürüne yakışan ve yaklaştıran bir adım; bu adıma sevinçle merhaba!

Bu adım sahipleri ne yapar?

O başka.

O sorunun cevabını kendileri bilir ama yaptıkları açıklamada kimi ipuçları var.

Diyorlar ki sömürüye, gericiliğe, emperyalizme karşıyız.

Daha ne desinler kendilerini tanıtmak için?

Yani TC içi milli sosyalistiz diyorlar.

Olsun.

Hak ve özgürlükleri yaşamak için onların mücadelesine de ihtiyaç var.

Şimdi, karşı çıkmak yerine onlarla hangi noktalarda ortaklık kurabilmeyi düşünmeli.

Sosyalist Güç Birliği hoş geldi sefa geldi!

Darısı daha ekolojist, hukuki, evrensel, yani bilimsel ittifaklara.