‘Barış boş, savaş hoş’ mudur yani?

  • 19.10.2012 00:00

 Biliyorum, ‘barış’ sözü bir klişe haline geldi. Ama yine de dalgası geçilecek bir konu değil. Değeri yokluğunda anlaşılacak bir ‘durum’. Aslında bizim ülkemizde de barışın yokluğunu derinden hisseden insanlar var. Ülkenin bir bölgesi neredeyse otuz yıldır ‘savaş koşulları’nda yaşıyor. Bu süreçte 40 binin üzerinde insanımız öldü. Anadolu’nun her şehrinde, her kasabasında artık ‘şehitlik’ler var...

    Nedense acıların yaşandığı coğrafyaya ve yüreklere uzağız; onlara ‘sürekli’ odaklanamıyoruz. Ancak terör büyük şehirlerde üç-beş can alınca dikkat kesiliyoruz; ‘bombanın patladığı yerde biz de olabilirdik’, ‘eylemin olduğu caddeden yarım saat önce geçmiştim’, ‘patlamanın sesi buraya kadar geldi’ muhabbeti çeviririz kaygıyla. Uzaklarda her gün bir iki gencin ölümü ise hayatımızı etkilemez. Duyarız, üzülürüz belki ama, ‘ölüm uzaklarda’ görülür bize, ‘başkalarına’ ait...

    Böyle olunca da savaşın topyekûn nasıl ‘yıkıcı’ bir ‘şey’ olduğunu anlamakta zorlanırız. “Çanakkale’de yüz binler toprağa düştü”, “Dedem Yemen’den gelmedi” sözleri dilimizden düşmez ama ne savaşı biliriz, ne de barışı...

    Barışın olmadığı bir durum insanlığımızın, vicdanımızın karardığı anlardır. Savaşmanın, yani insan öldürmenin ne demek olduğunu vicdanında derin yaralar açılan insanlar anlar. Savaştan dönenlerin ‘travmaları’ hakkında binlerce vaka anlatılır. İnsanlar biraz da öldürdükleriyle ölürler.

    20. yüzyıl, iki dünya savaşı, birçok devletlerarası savaş ve sayısız iç savaşlarla insanlık tarihinde sayıca en büyük insan kayıplarının verildiği yüzyıldır. Birinci Dünya Savaşı’nda ölenlerin sayısı 15 milyon. Bunların en az yarısı sivil. İkinci Dünya Savaşı daha da kanlı; ölenler 60 milyonun üzerinde.

    Bu bir dehşet tablosu. Barış çalışmalarını ve projelerini de tetikleyen bir dehşet tablosu. Avrupa Birliği ‘savaşları durdurma’ projelerinden birisi ve en etkilisi. Mekanizması da basit; birbirleriyle savaşma eğiliminde olan ülkelerin ekonomilerini, kurumlarını ve toplumlarını bir araya getir, entegre et, ‘ortaklıklar’ kurmalarını sağla; böylece bir ülke kendine zarar vermeden ötekine zarar veremez hale gelsin, dolayısıyla savaşa kalkışmanın maliyeti, savaşın getirisinden yüksek olacaktır. Toplumsal düzeyde birbirlerine bağlanmış çıkarlar ve kaderler de savaşı durduracak fren işlevi görecektir.

    AB bunu başardı. Bu nedenle de Nobel Barış Ödülü verildi. İçeride ve dışarıda eleştiriliyor bu karar. Kim ne derse desin; 20. yüzyılda iki dünya savaşına ev sahipliği yapan bir kıtadan Kant’ın ‘Ebedi Barış’ projesinin belki de ilk aşamasını oluşturacak bir yapı inşa eden ve evinde savaşı uzak tutan bir Avrupa’ya ulaşmak barış ödülünü hak ediyor. Ancak, ödül verilmiş, verilmemiş; hiç fark etmez. Barışı kurmak ve barış içinde yaşıyor olmak zaten en büyük ödül.

    Öldürmek kolay, barış zor... Tam bir yıl önce Radikal’den Orhan Kemal Cengiz ‘Öldürmek’ başlığıyla müthiş bir yazı yazmıştı. Okuyalım:

    “Bir tek saç telini üret desek insanın, herhalde dünyanın en gelişmiş laboratuvarlarına sormamız lazım bu işi. Daha ancak geçenlerde nefes borusu ‘üretilebildi’, binbir güçlükle... Kadavradan alıp, tonla işlemden geçirdiler nefes borusunu. Hâlâ daha bir tek beyin hücresini bile ‘üretemiyoruz’ insanın... Yaşatması, var etmesi bu kadar zor olan insanı, herkes öldürebilir. Mesela, insan saçının fizyolojik yapısını bin kere anlatsanız anlayamayacak bir adam, eline silahı alıp, nefes borusunu üreten adamı alnının ortasından vurabilir... Hrant Dink’i, onun yazdığı bir tek cümleyi bile anlayamayan bir çocuk öldürmedi mi? Hiçbir şeyi var edemeyen bir insan, kâinatın en muhteşem mucizesini, saniyeler içinde bu dünyadan koparıp, sonsuza dek yeryüzünden silebilir.”

    Kur’an’ın hükmü boşa değil elbette: “Kim bir kişiyi öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir adamın hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.”

    ‘Öldürmek sanatı’ olan savaş kötüdür. Bunu söylemek için de, evet, herhangi bir ‘Miss Turkey’ kadar zeki olmak yeterlidir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums