Üsküp, Tillo, Diyarbakır

  • 12.10.2012 00:00

 Şair bir ‘emniyetçi’; insan ve vicdan sahibi. Sadece bir ‘romantik’ sanmayın.

Anlaşılan derin bir ‘devlet-toplum’ felsefesine de sahip. Devleti değil, insanı ve toplumu merkeze alan bir dünya görüşünü yansıtıyor konuşmaları. Umarım düşüncelerini de duygularını da icraatlarına yansıtır, fırsat verirlerse... Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’den söz ediyorum. “Yüzyıllardır Dicle’yi besler gözyaşlarım / ben ağlamazsam kurur sanırım” dizelerinin sahibi şair Emniyet Müdürü’nden...

    En son görev yaptığı Siirt’ten ayrılırken söylediklerine bakınız: “Çok sevdiğim ve benimsediğim bu kutlu şehre ömrümün sonunda yerleşeceğimi söylemiştim. Bu ülkede köyüm yok, ben Üsküplüyüm. Benim köyüm bu kentin Tillo ilçesi olsun. İnsan ömrünün sonlarında memleket ister. Ömrüm vefa ederse döner gelirim, gelemezsem lütfen beni nerede ölürsem öleyim Tillo’ya defnedin.”

    ‘Recep Müdür’ü mahkûm etmeden, linç etmeden önce söylediklerini bilmek, anlamak ve hissetmek gerek. Ettiği ‘o cümle’nin gerisindeki manaya, felsefeye, inceliğe bakalım ve soralım; kariyerinde Diyarbakır Emniyet Müdürü noktasına ulaşmış bir emniyetçi neden durduk yere böyle konuşarak ‘riske’ giriyor? Konuşmamak, çoğunluğun beklentileri doğrultusunda ‘işine bakmak’ daha kolay olmalı onun için. Neden?

    “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz. Ama eline silah alıp çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristi de enterne edemiyorsanız devlet değilsiniz. Ben bu iki cümle arasında gidip geliyorum. Benim yitik evladım dağa çıkmış keşke ulaşabilseydim, keşke ona normal bir hayat sunabilseydim… Rahmetli Gaffar Abi gibi çok zor zamanda gelmedik. O, konuşmanın bile zor olduğu bir zamanda geldi, herkesin gönlünde taht kurdu. İkinci Gaffar falan diyorlar, ikinci Gaffar olmak kolay değil. Çok ciddi sorunlarımız var, sıkıntılarımız var. Sorunları ortaya koyduk, hep beraber bir yol haritası çizdik, önceliklerimizi belirledik. Bu insanların huzuru için elimizden geldiğince hep beraber hizmet vermeye çalışacağız. Biz bir adım gitsek Diyarbakır halkı bize koşarak gelir, bunu biliyoruz... Keşke terörize olmasına mani olabilseydim diye ağlarım. Yani her teröriste de içim ezilir. Bu Diyarbakır’ın kaderi olmamalı gözyaşı, kan. Bu coğrafya tarihi dokusuyla, insanıyla çok güzel bir coğrafya. O kadar güzel insan yetiştirmiş ki fakat şimdi canavarlar üretiyoruz niye? (...) İnsan odaklı hizmet veremediğimizden, başka bir şey değil.”

    Empati, duygudaşlık, insanlık... ve de ‘görev’in, yani halka hizmetin gereğini yapma kaygısı. Geçen hafta elbirliğiyle Türkiye’nin siyaset kurumu bu anlayışa adeta savaş açtı. İktidarı ve muhalefetiyle bütün bir siyaset kurumu, güvenliği tek kaygı edinmesini beklediğimiz bir emniyet müdürünün gerisine düştü. Hem de ne kadar gerisine... Siyasete dersi ‘bürokrasi’nin verdiği ilginç bir durum bu. Emniyet teşkilatına, ‘aşkolsun’ diyorum, ‘aşkolsun’…

    Halkın barış, özgürlük, refah taleplerine hassas olmasını beklediğimiz siyasetçiler ‘topyekûn’ hamle yaptılar yalnız Emniyet Müdürü’ne. Önce BDP adına Demirtaş girdi lafa ‘provokatif’ bir yerden: “Bizim önerdiğimiz modelde emniyet müdürleri, belediye başkanına bağlıdır. Ne zaman Diyarbakır Emniyet Müdürü, Osman Baydemir’e bağlanırsa o zaman bu bizi heyecanlandırır. Onun dışında bir şey bizi heyecanlandırmaz.” Sonra Kılıçdaroğlu: “Bu söylem başlangıçta insani gibi görünse de toplumu bölen bir söylemdir. Şehit aileleri ne diyecek buna? Emniyet müdürlerinin bu tür bir açıklama yapma gereği hiç yoktur. Genelkurmay Başkanı ağlayacak, öbürü başlayacak ağlayacak.” Tabii ki Bahçeli: “Aramızda insan yok demek ki!”

    Ve Sonra Erdoğan: “Evlatlarımızı katleden ve bu mücadeleler esnasında ölen terörist için de ağlamadık, ağlamayız. Bunu da çok açık, net söylüyorum; bu bizim hem insani hem vicdani görevimizdir de. Bunu böyle bileceğiz.”

    Demirel’in ‘Kürt realitesini tanıyoruz’, Yılmaz’ın ‘AB yolu Diyarbakır’dan geçer’ ve Erdoğan’ın 2005’te Diyarbakır’da ‘Kürt sorunu bu milletin hepsinin sorunudur, benim de sorunumdur.’ ifadelerini hâlâ hatırlıyoruz. Recep Güven’in sözleri de en az bunlar kadar ‘tarihi’...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums