Şu hikayeyi bize de anlat Abdullah Bey!

  • 16.12.2019 00:00

  Simit Sarayı

Yüzde 51 hissesi, bir Kamu Bankası olan Ziraat Bankası tarafından batık krediler nedeniyle satın alınıyor. Ziraat Bankasına bağlı risk yönetim şirketi tarafından desek daha doğru olur.

Bir yıla yakındır 90’lı yıllara döndük diye kaç defa yazdığımı inanın hatırlamıyorum. Evet, 90’lı yılların hikayesi sadece biraz isim değiştirerek devam ediyor.

Konumuz Kamu Bankaları ve ekonomi.

Sn Cumhurbaşkanı Şehir Üniversitesi konusundan “Halkbank’ı dolandırmaya çalışıyorlar” suçlamasında bulunmuştu. Açıklamanın satırbaşları şu şekildeydi:

* Şehir Üniversitesi’nin tahsisini Başbakanlığım dönemimde ben yaptım.

* Tahsisini ben yaptığım halde malum zat (Ahmet Davutoğlu) Başbakan olunca bunu mülkiyet devrine dönüştürdü.

* Türkiye’de hiçbir üniversiteye tapu devri yoktur, olmamıştır. Bu mülkiyet devrini yaparken (Davutoğlu’nun) yanında Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Feridun Bilgin var. Halkbank’tan kredi alıyorlar.

* Halef selef olduğumuz cumhurbaşkanı (Abdullah Gül) aradı ‘Arzu ederseniz bunu çözersiniz’ dedi. Buranın hamisi Marmara Üniversitesidir. Biz ne oradaki öğrencilerin ne de akademisyenlerin düşmanıyız. Burada Halk Bankasının dolandırılması söz konusu.

* Bunlar Halk Bankası’nı da dolandırmaya çalışıyorlar. Halk Bankası’ndan kredi talebinde bulunuyorlar. Halk Bankası ciddi bir kredi veriyor. Maalesef bunlar, ödeme planında Halk Bankası’na ödemeleri yapmıyorlar. Halk Bankası da kendilerini sürekli uyarıyor. Şu anda borçları 417 milyon noktasında.

Konuşmanın sonunda şöyle söylüyor Başkan Erdoğan: “Biz geçmişte bankaların nasıl iflas ettiğini biliyoruz. Hamdolsun 17 yıldır bizim dönemimizde bizim bankalarımızın hiçbirisi kasaları boşaltmadı. Biz de kasayı boşaltamayız.”

***

Bu konuşmanın üzerinden bir hafta geçmeden kamuoyuna düşen haber dikkat çekiyor. Simit Sarayı’nın 500 milyon dolar borcu karşısında zora girdiği ve Ziraat Bankasına bağlı Ziraat Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığının yüzde 51 hisseyi alacağı söyleniyor. 

Oysa borcun büyük kısmı bir başka özel bankaya ait olmasına rağmen, devreye kamu bankası giriyor. Kurtarıcı kamu bankası oluyor...

Simit Sarayı’nın borcu 500 milyon dolar ve kurtarılıyor.

Şehir Üniversitesi’nin borcu 72 milyon dolar ve kamu bankası dolandırılıyor deniliyor.

***

Gelelim hikayenin 90’lı yıllardaki bir başka ilişkisine.

Ziraat Finans Grubuna bağlı Ziraat Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı, ekonomik olarak zor günler geçiren Simit Sarayı’nın yüzde 51 hissesini Kavukçu Yapı’dan devralmak için Rekabet Kurulu’na başvurduğu ilan ediliyor.

Kavukçu Yapı, ya da Simit Saray’ı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukçu....

Bu haberin güdeme düştüğü bu günlerde sosyal medya üzerinden bir kaç bilgi daha aktaralım: “Ziraat Bankası batan yandaş Simit Sarayı’nın %51 hissesini almak için başvuruda bulunduğu saatlerde Samsun zabıtası zorda olduğu için simit satan yaşlı kadının tezgahına el koymuş!.” 

Size tavsiyem yaşlı kadının ağlamasını dinlemeyin. Vicdanınız kaldırmaz çünkü...

Ama asıl mesele Simit Sarayı...

Mesleğimizin önemli iki isminden alıntı yapacağım:

Meliha Okur : “ Yaşasın sokak simitçileri. Onlar kamudan para istemez, sıcakta soğukta tezgah açar. Simit Sarayı öyle mı? Kamuya simit yedirecek yolu bulmuş. Birkaç ortağı var, hepsi sessiz.. Ortaklardan biri Borsa İstanbul yasaklısı değil miydi?

Simit Sarayı’nın ortakları Londra’ya yerleşeli yıllar oldu. Sermaye gitti. Bizim payımızaysa borcunu üstlenmek düştü.”

Serpil Yılmaz: Sözcü Gazetesi 10 Aralık 2019 (Simit Sarayı konusunda ilk uyarı) “Türkiye’de ve dünyanın 25 ülkesinde mağaza açan Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukçu’nun ‘başarı öyküsü’ malum. Kavukçu yine dört ayağının üzerine düşebilir. Grubun ağırlığı Denizbank’ta olmak üzere bankalara toplam kredi borcunun 500 milyon dolara ulaştığı söyleniyor. Büyük para... Ne simit satarak bu kadar borç yapılabilir, ne de simit dükkanına bu kadar kredi açılır. Bu kadar para ancak altına özel jet çekersen, sağa sola aldığın banka kredisiyle “BÖNKÖRLÜK” yapmak zorunda kalırsan lazım olur! “Gayrimenkullerin değeri, kredileri karşılar” diye düşünürseniz zor. Çoğu kira. Londra’daki şubelerin gayrimenkulü kime aitmiş; bir anlatan çıkar elbet!

***

Şimdi gelelim 90’lı yılların sonuna. Takriben bundan 20 yıl önceye..

Borsada Emlak Menkul Değerler batıyor ya da batırılıyor.

19 Mayıs 1999 Hürriyet: Emlakbank’a bağlı Emlak Menkul Değerler A.Ş.’nin bir süre önce tutuklanan yönetim kurulu başkanı M. E.ile 3’ü gıyabı tutuklu 10 yöneticisi Ağır Ceza’lık oldular.. Şirketin 5 müşterisinin de aralarında bulunduğu 15 sanık, şahsi çıkar sağlamak için planlı ve birlikte hareket ederek usulsüz işlemler yapmakla, dolandırıcılık suçunu işleyerek karda olan Emlak Menkul’ü 8 ayda iflasa sürüklemekle suçlandılar. Emlakbank’ı 11 trilyon 678 milyar lira zarara uğrattıkları öne sürülen sanıkların 7,5 yıl hapisleri isteniyor.

İstanbul 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın iddianamesinde şahsi çıkar için dolandırıcılık yapmakla suçlanan 15 sanık şöyle sıralandı: M.E. (Emlak Menkul yönetim kurulu başkanı, tutuklu), C. E. (eski genel müdür, gıyabı tutuklu), İ.N. E. (eski genel koordinatör, gıyabı tutuklu), Ö. F. Ö. (müfettiş, gıyabı tutuklu), M. D. (eski genel müdür), yönetim kurulu üyeleri İ. C. Y., E.E., İ. M., Y. A., A. B. Ö.. Ve müşteriler Y. M., M. S., N. Y., Abdullah Kavukçu, A. Y..

10 Aralık 1999 Hürriyet: “KENTBANK yetkilileri, Avukat Can Beden aracılığı Şişli Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak, Emlak Menkul Değerler Yönetim Kurulu eski Başkanı M.E.’ın da aralarında bulunduğu 40 sanık hakkında dolandırıcılık iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Faaliyetleri durdurulduktan sonra iflasını isteyen Emlak Menkul Değerlerin 5 müşterisi adına Kentbank’tan aldığı kredileri ödemeyerek dolandırıcılık suçunu işlediği belirtildi. Paranın faizi ile birlikte 400 milyar lira olduğu öne sürüldü.”

İşin özeti mi?

Hızlı iş insanı olan Sayın Abdullah Kavukçu’nun 90’lı yıllardaki Kamu Bankası aşkının devam ettiğini mi görüyoruz?

Merak ediyorum. Bu kamu bankası ilişkisi bize aslında yıllar önce  başarıya giden yolu göstermiş ama ben dahil kimse görememiş mi?

Sahi, hangi iş toplantılarında başarılı iş insanı olarak davet edilip, yeni nesle neler anlatmış? Şu kamu bankası eliyle sermaye birikim yöntemlerini de yeni nesle öğretmek gerekmez mi?

En azından fırsat eşitliği olmalı, değil mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums