Bizim gazetenin yayın tarihine bir türlü uyum sağlayamadım. Olsun. Yazdıklarım nasıl olsa internet sitemizde yayınlanıyor. Türkiye’nin her tarafında da okunuyor. Hopa’dan İzmir’e , Bursa’dan Lüleburgaz’a, Bartın, İstanbul, Ankara’dan abone okuyucularımız var. Esasında siyaset gündemi yazmak değil de; Düzce yerel gündeme ve kent konseylerine tartışalım demiştim ya. Hatta başlığını not etmiştim. Düzce yolu düz gider mi? Dostum Celil YAĞIZ başvuru kaynağım. Orhan Veli’nin Düzce YEŞİL YURT otelinde kalışı ve “yol türküsü” şiirlerinde Düzce’yi mısralarını aktarışına çalışıyordum. Gel de çalış. Ünlü Rum futbolcu Lefter KÜÇÜKADONYANIS öldü ! ölmeden içerde olan Fenerbahçe başkanı Aziz YILDIRIM ‘a söylediği methiyeleri televizyonda izledik. Bu ülkede milyonlarca Rum yurttaş zorla mübadeleye tutulmuş, olmadı 1942’ler de varlık vergisi uygulanmış, ödemeyenler Aş kaleye taş kırmaya gönderilmiş. Bunlar Ermeni, Rum, Yahudi toplam bin dört yüz kişiler. 1956’da Selanik’te Atatürk’ün evine bomba atıldı yalanı ile gayri Müslimlerin malları yağma ve talan edildi. Canını kurtaranlar Yunanistan’a ve başka ülkelere göç etmek zorunda kaldılar. Şimdi Alexia de dahil ederek Rumların yaralarını deşiyorlar. Tuz biber derler ya Rauf DENKTAŞIN ÖLÜMÜ Türkiye milliyetçi, militarist siyasetçilerin demeçlerine bakın. Sahiplenmelerine bakın. Otuz beş vatandaşını bombalarla katleden bir ülkenin siyasetçileri on milyonlarca Kürt halkının acısını göremedikleri bir yana “ iyi oldu teröristlere destek olmasalardı “ diye yazan satılık medya kalemleri hangi vicdanla geziyorlar. Bizler vicdan aramaya devam ederken AKP hükümeti Ergenekon’u Kıbrıs ayağını görmezden geliyor. Siyaset analizcilerinin kuzey Kıbrıs’ı “ işgal “ olarak gördükleri ve tanımadıkları ortada. Kıbrıs sorununda da Denktaş’ın ölümüyle AKP, CHP, MHP çözümsüzlükte uzlaştıkları bir kez daha tescil olmuyor mu? Askeri vesayet rejiminin bitirileceği vadiyle hükümet olan AKP generallerin yargılanmasını demokratik görüntü vermeye çalışıyor. İç hizmet yasası, askeri kurum ve vakıfların sayıştayım denetimi dışında olması, NATO ilişkileri değişmedikçe görüntü acımasız sistemin devam ettiğinin göstergesidir. Kürt sorununu terör ve güvenlik konusuna indirgeyen AKP, BDP’nin üç milyona yakın oy almasına, otuz altı millet vekili çıkarmasına hazmedemiyor. Kürt sorununa duyarlı, barışı savunan kim varsa sn. Başbakanın hedefinde terörle mücadele söylemiyle muhalefetle birlikte özgürlükleri yok ettikleri gün gibi ortada. Demokrasiye, barışa inanan seçmenlere, sendikalara, kitle örgütlerine savaş açan küresel kapitalizmin siyasetçileri tarihten ders almadıkları belli. Belli ki Kürt halkından, barış ve demokrasi güçlerinden ders almaya ihtiyaçları var. Halkların demokratik kongresi bileşenleriyle zorbalara haddini bildirmeye hazır derken Cemal SÜRREYYA ile bitirelim : Biz kırıldık daha da kırılırız, ama katilde bilmiyor öldürdüğünü, Hırsızda bilmiyor çaldığını, Biz yeni bir hayatın acemileriyiz, Bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor. Şiirimiz, aşkımız yeniden, son kötü günleri yaşıyoruz belki, ilk güzel günleri de yaşarız belki …