04.06.2014 gece saat 01.11 Datça’da TRT müzik kanalını izliyorum. Birol Topaloğlu Lazca müzikten anlayanları mest ediyor. Bir önceki programlarda Gürcü müzisyen Artvin Borçka’lı hemşerimiz Bayar Şahin Batum çekimli programını izleyince ister istemez tekçi vesayet sisteminin dayatması akla geliyor. ”Türkiye Türklerindir”.  Evet , Kemalist milliyetçiliğin zehrini içenler kendi kimliklerinden inançlarından uzaklaşıp eşit özgür bir arada yaşamayı istemiyorlar. Halklar arasında duvarları yeniden inşa ederlerken yıkılan duvarları görmezden geliyorlar. Oysa küreselleşme kral çıplak diyor. Neden? Sovyetler dağıldı. Sarp sınır kapısı açıldı. Çoğunluğun bildiği yoksulluğun ve adaletsizliğin pazarları kuruldu. Yetmiş yıllık onur ve emek ürünleri satışa sunuldu. Siyaset dünyasında bu sarhoşluğun çelişkileri yaşanırken; Düzce ‘den Hopa’ya yani baba evine (zendidi) Balık köyüne gezmeye çıktık. O dönemi yaşayanlar bilir, sergilenen ürünleri ucuza alıp başka pazarlarda satan pazarlamacılar sektörü çıktı. Tanık olduğum ilginç ve de dil sorunumuzun gerçekliğine örnek diyaloğu pazarda gezerken yaşadım. Pazar yerlerinde Gürcüsü, Azerisi, Ermenisi ellerinde ne varsa satmaya çalışıyorlardı. Kadını, erkeği kalabalık bir alan. Ben de eşim ve çocuklarımla geziniyordum. Bu arada Güneşli’den (Zarğina) Halim amcamın damadı rastladı. Hoş beş derken eşyadan çok votka alacağımı söyledim. “Gel şurada bizden bir kadın var, ondan al “ dedi. Benim düşüncemde akrabalardan biri algısı oluştu. Gittik, baktım; giyim kuşam ve de konuşma dili ile Hopa’lı, Hemşin’li olmadığını gördüm. Ermenistan’dan gelen Ermeni kadın. Reel sosyalizme taptığımız için sosyalizmi niye yıktınız diye sorunca “Biz yıkmadık, açız, iş yok ,her şeyimizi satıyoruz “ dedi. Ben “inçik garta çekta” ? (Bir şey okumadınız mı?) deyince “Obo laa arnoğesta, ertoğum “ . Ben de votkaların tümünü aldım. İki lt. lik tadımı viskiye benzer cam kavanozda olanlardan. Şimdi esas sorun bu ortak dil birliğini ve yaşanmışlığı yok sayarak egemen Türk şovenizmine eklenmek çok düşündürücü. Düşündürücü çünkü Kemalist vesayet sistemi Türkiye’de yaşayan herkesi Türk saymıştır. Üstelik başta Ermeniler olmak üzere çeşitli halkları düşman sayarak militarist siyaset sağ-sol versiyonlarla sürdürülüyor. ( AKP-CHP-MHP-İP) Şimdi sorun şu :Ermenilerle lehçe farklılığı olan (Ermenice’de kırka yakın lehçe farklılığı olduğu belirtiliyor). Hemşin dili yani ana dilimiz asimilasyon sonucu yok olmasına evet mi hayır mı? Bence yüz binlerce hayır. Çünkü asimilasyona ve yok saymaya isyanımız var. Özgürlük mücadelesi verenlerin yaşadıkları gibi. Dilimiz ve Hemşinli kimliğimizle özgür ve eşit yaşamak için sahip çıkıyoruz. Yani ödediğimiz vergilerin çok az karşılığı. Demokrasi varsa ana dilimizin öğrenilmesi, asimilasyonun durdurulması isteğimiz en demokratik hakkımızdır. Ana dilde eğitim evrensel, temel insan haklarından biridir. Hemşin dili yaşatılmalı, yazı dili olması için devlet tarafından (demokratik devlet) desteklenmelidir. Evet biz Hemşinliler T.C. topraklarında yaşıyor, ve ana dilimizin kaybolmaması için üniversitelerden destek istemeliyiz.

Sosyal alanlarda örgütlenerek, aynı sorunları yaşayan diğer etnik gruplarla dayanışma içinde olunmalı.Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek din otoriterliğinin kullanım tarihi geçtiğine göre görev bizde, alternatif bizde. GOR (imece) dergisi iyi bir başlangıç…