- 16.09.2013 00:00
12Eylülün 33.yılında yaşadığımız olaylar birey olarak kendimizi,örgütlü toplumsal güç olarak da mensubu olduğumuz kurumları(parti,dernek,sendika);başta devlet ve hükümet sorumlularını uyarıp sorgulamamız gerektiği düşüncesindeyim.
Askeri vesayet sisteminde veya Nato kapsamı içinde, derin yapılanmalar sürecinde darbe olasılıklarının neresindeyiz?
Sn. Başbakan “ 27 mayıs darbe ve anayasası diğer darbeleri (12 mart,12eylül,28 şubat) meşru hale getirdiği için bazı zorluklarla karşılaşıyoruz “ Söylem olarak doğru.Ancak bunu söyleyen 12 yıl hükümet olan,yüzde elli seçmen desteği ve meclis çoğunluğu olan sayın başbakanın mazereti nedir?
Daha Roboski katliamının faillerini ortaya çıkaramadı.Roboskili ailelerle görüşürken “ ben diktatör değilim “ deme ihtiyacını duydu.Savunma bakanlığı bütçesinden bırakın kesinti yapmayı Sayıştay denetimi yapılamadığını gazeteler yazıyor.Küresel kapitalizmin güvenlik konsepti içinde yapılandırılan ordunun bütçeye yansıması,vakıfların bütçesi de dahil vatandaşa,sabit yatırım ekonomisine yararı-zararı düşünüldü mü?
Sevgili Hrant’in katledildiği günlerde Sn. Başbakan “ Dink davası Ankara’nın dehlizlerinde kaybolmaz.Altı dilde söylenen Sarı gelin türküsünü Şişli’de sıkılan bir kurşun susturamaz. “ demişti.
Aynı dönemde Sn. Bülent Arınç “ Hrant Dink’i öldürmeye karar vermiş,yönlendirilmiş,elinden ayağından tutulmuş.Yakalandıktan sonra fotoğrafı görün.Türk bayrağının önünde,kahraman edasıyla pozlar. Bunların bir anlamı olmalı.Yanı bu fotoğraf bile başlı başına bir örgüt,bir yönlendirme olduğunu gösteren bir delil.”
Yine Sn.Sadullah Ergin “ Bu ülkede; Taksim meydanında yapılmış olan provokasyonları hatırlayınız.Kahramanmaraş,Çorum,Sivas Madımak ve en son Danıştay saldırısını hatırlayınız.Bütün buların arkasında Türkiye’nin kardeşliğini,barışını,huzurunu sabote etmek isteyenler ve yıllar yılı bir alışkanlık haline gelmiş olan demokrasimizi kesintiye uğratma çabası içinde olanların,karanlık emellerine hizmet edecek eylemlerinden bir tanesidir.” Doğrumu?Doğru!P
eki bugün varılan sonuç ne? Fethiye Çetin,Anne,annemin kızları kitabının yazarı,Hrant Dink’in yakını,avukatı “Utanıyorum” adlı bir kitap yayınladı.Henüz okumadım.Ancak bazı köşe yazarlarının tanıtımlarından öğrendim.Hep beraber okuyalım,öğrenelim.AKP’nin militarizm ilişkilerini. Ve de soralım.12 eylül davası niçin yavaş sürüyor?
Ergenekon davasında dokunulmayanlar kimler? Sözde değil özde neyi muhafaza ediyor? Kimse AKPnin gücü yetmiyor demesin.Türkiye’de darbelerin ekonomik çıkar ilişkileri;holdingler,gazeteciler,omuzu kalabalıkların mal varlıkları kamuoyuna yansıtılmadı.
Bizler 12 eylül sanığı Şahinkaya’nın mal varlığını o günlerin zor koşullarında teşhir etmiştik.(Türkiye Sosyalist İşçi Partililer)Hatta Hürriyet gazetesinin yayınına el konulmuştu.
Gelelim 12 eylül mahkeme sürecine.Mağdur avukatlarından Arif Ali Cangı (Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi eş sözcüsü)o dönemde elde edilen mülklere ihtiyati tedbir konulması talebi reddedildi.
Öyle ya adalet mülkün temeli değil miydi? Militarizm,askeri vesayet olmadan mülk olur mu? Kaldı ki temelinde,mayasında Ermeni,Rum,Yahudi mülkleri yok mu? Bu davalar biz bitti demedikçe bitmez.Yani vicdan sahipleri… 15 Eylül Hrant’in doğum günü.Onunla tanışmaktan onur duyuyorum…
Not: Hemşerimiz Çillioğlunun davası niçin tıkanıyor? Düzce millet vekilleri ne diyorlar acaba? Kendisini Kent-Birlik lokalinde merhum Piribey Bektaş’ı ziyaretinde tanımıştım…
Yorum Yap