Türkiye Cumhuriyetinde 1924 takriri - sükun yasasıyla yasaklanıp bahar bayramı ilan edilen 1 Mayıs ; işçilerin emekçilerin birlik , mücadele ve özgürlük bayramı olarak kutlanacak . 23 Nisan , 19 Mayıs , kurban bayramı gibi tatil günlerine 1 Mayıs da çok şükür dahil oldu ! Artık komünistlerin , bölücülerin bayramı olmaktan çıktı . İyide Osmanlıdan 1924’e kadar işçilerin bayramı olarak kutlanan ve de dünyanın her yerinde emekçilerin bayramı olan bu bayram cumhuriyet döneminde bahar bayramına niye dönüştü? Tatil günlü olması yasakçılığın kanıtı mı?
İnsan olan , emekten , özgürlüklerden yana olanların neden , niçin , nasıl diye sorgulayacakları cumhuriyetçi , tekçi bir süreç . Bu süreç bizleri dün , bugün , yarın yolculuğuna sürüklerken 1 Mayıs’ın anlamına bakmakta fayda var. Ne de olsa komünist bayramını yasalaştırdık . Toplumsal değişim , dönüşüm demokrasiye , özgürlüğe ve barışa doğru evrilirken ; emekçilerin bayramı kapitalist barbarlığın yarattığı zulme , sömürüye karşı sınıfsız , sömürüsüz , savaşsız , eşit ve özgür bir geleceği müjdeliyor .
19. yy. kol emeğine dayalı ağır çalışma koşulları , 16 – 18 saatlik kölelik ücretleri 8 saatlik iş günü istemlerini tetikledi . 1866 yılında Uluslarası İşçiler Birliği (1. enternasyonal ) tüm dünya işçilerine 8 saatlik iş günü için mücadele çağrısı yapar . 1881 yılında 500 bin işçiyi temsilen örgütlü meslek ve meslek birlikleri federasyonu 8 saatlik iş günü mücadelesini başlatır . İşçiler 8 saat uykuya , 8 saat çalışmaya , 8 saatde sosyal faaliyete zaman ayırmak isterler . II. Enternasyonal 1889 ‘da Paris’te düzenlediği kongrede Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla geniş çaplı gösteriler düzenler. Sonuçta 1890’dan başlamak üzere 1 Mayıs uluslar arası birlik , mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanır . Teknolojinin olağan üstü geliştiği günümüzde çalışma saatinin daha da aşağıya çekilmesi , istihdama katkı açısından değerlendiriliyor .
Ülkemizde 2011 yılı 1 Mayıs’ı seçimlerin gölgesinde kutlanacak. İşsizliğin , yoksulluğun , sendikasız , iş güvencesiz ağır çalışma koşullarının devam ettiği süreçte CHP , AKP gibi düzen partileri mücadeleyi kendilerine yönlendirme çabası içindeler . Sendika başkanlarının bu partilerden aday olmaları 1 Mayıs geleneğine ve ruhuyla bağdaşır mı ? DİSK başkanı Çelebi Ergenekon sanığı Haberal ‘la ne yapacak? “Sorarlar bir gün sorarlar”
1 milyon Taksim’e yönelirse sendika ağaları ve ulusalcı şövenler işsiz kalacak . Eşitlik ve Demokrasi yolcularının görevi çok ağır .Düzce Organize sanayi’de çalışan işçileri ve tüm emekçileri 1 Mayıs’larda buluşturmak , düzen partilerinden koparmak onurlu mücadelenin vazgeçilmez görevi olsa gerek .
1 Mayıs kutlu olsun !

huseyin.saribas@hotmail. com
29 Nisan 2011-04