Küfür, şal ve ötesi

  • 17.12.2013 00:00

 Geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulu küfürlü konuşmalara sahne oldu, bizler de gazetelere düşen tutanaklar sayesinde bu küfürleri duymuş gibi olduk. Dün (pazartesi) TBMM’ye gelen bütün kadın vekiller kırmızı bir şal takarak, küfürlü konuşmaları protesto ettiler. Ayrıca TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le görüşerek, küfür eden vekillere ceza verilmesini istediler.

Alışkın kulaklar için küfür pek bir şey ifade etmeyebilir, ancak bu, küfrün şiddet içeren karakterini ve telkin gücünü hiçbir şekilde önemsiz kılmaz. Evet, bence küfür cinsel şiddet içeren bir “telkin”dir. Sin kaflı küfürlerin tümü, cinsellik eylemini bir güç gösterisi ve cezalandırma aracı olarak doğallaştırma telkinini bünyesinde taşır. “Amcana bi küfret oğlum!” la başlayan hastalıklı süreç sokakta destek bulur; delikanlılık çağına gelen bir erkek çocuk artık envai çeşit cinsel cezalandırma edimlerinden oluşan bir küfür lügatına hakim hale gelmiştir. Bu içeriğinden ötürü küfür “erkekler arası” bir lügattır ve “aile” yani kadınların bulunduğu ortamlarda bu lügatın kullanılması hoş karşılanmaz. Erkekler arası muhabbetin genellikle kadınlar, futbol ve siyaset üzerinden bir güç gösterisi olarak performe edildiği düşünüldüğünde, küfrün bu gösterideki hayati önemi de anlaşılmış olur.

Meclis’te küfürbazlığı sayesinde herkesin ismini öğrendiği AK Parti Tokat Milletvekili Zeyit Aslan’ın marifetlerine bakıldığında, her ne kadar özür dilemiş ve öfke kontrolü konusunda tedavi gördüğünü söylemiş olsa da, kadın vekillerin protestolarını fazlasıyla hak ettiğini söyleyebiliriz. Ancak onun bu cürümleri nedense, başbakanı eleştirmek ya da parti politikasına karşı çıkmaktan daha kötü sayılmaz ve kendisine etkili bir ceza verilmez. Bu tutum da onun gibi adamlar için “bildiğin gibi devam edebilirsin!” izni anlamına gelir. “Testi içindekini sızdırır” boyutundan bakıldığında, sızdırdıklarını duymaya tahammül edemediğimiz böyle adamların, muhafazakâr demokrat bir partide ne işi olduğunu en azından partiye oy veren kadınların daha yüksek bir sesle sormaları gerekir.

Erkek egemen kültürde küfrün zararsız bir rahatlama aracı olarak görülmesi, yerli yerince küfredebilmenin adeta bir marifetmiş gibi kabul edilmesi, dindar gruplar arasında bile küfrün en fazla bir edep/sizlik sorunu sayılması sonucunu doğuruyor. Oysa küfrün, en çok bu çevrelerde, “Dervişin fikri neyse zikri odur” kaidesinden yola çıkarak sorunsallaştırılması gerekir. Küfür eden bir dilin arkasındaki zihin “kirli ve mütecaviz” bir zihindir çünkü. Mütecaviz bir zihnin ürettiği sözsel tecavüz bu kadar olağan karşılanırsa, fırsat doğduğunda bu mütecaviz zihni fiili tecavüzden alıkoyacak hangi bariyer etkili olabilir Allah aşkına?

Geçenlerde Hakan Aksay’ın T24’te yayımlanan “Tecavüz Cumhuriyeti” başlıklı yazısı, okuyanlar için gerçekten çok ağır bir travma sebebi olacak doneler içeriyordu. Durumu daha da ağırlaştıran, yaşı küçük kızlara uygulanan toplu tecavüzlere karışan devlet görevlilerinin bile bir şekilde yargının adaletinden kaçırılmasıydı. Bir kız çocuğunun babası-dedesi yaşındaki adamların tecavüzüne uğraması, diri diri toprağa gömülmesinden daha az kötü bir şey değilken, AK Parti gibi dindar muhafazakâr insanların iktidarında bu suçla yargıya düşmüş olanların bir şekilde paçayı sıyırması, en çok bu partinin kadın vekillerinin üzerinde düşünmesi gereken bir sorundur. Seçimlerde kimin bu konuda hesap soracağını bilemem, ama yarın kıyamette bu konuda hesap vereceklerinden en azından ben eminim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums