Yalım Eralp: CHP: ‘İki Devletli Çözüm’ denemesinin perde arkası

İki devlet formülünün temelini, 1967 yılında “6 gün Harbi”ni takiben BM Güvenlik Konseyinin 1967 Kasım ayında kabul edilen 242 sayılı karar teşkil eder. Söz konusu kararın kabulü sırasında Birleşmiş Milletler'de görevli olma konusunda şanslı idim. Önemli bir olaya tanık olmuştum...

Yalım Eralp: CHP: ‘İki Devletli Çözüm’ denemesinin perde arkası
29.10.2023 - 08:24
Haber Merkezi
214

Filistin topraklarında iki devlet kurulması fikri yeni değil. Son kanlı çatışmalardan sonra yeniden revaç buldu; İsrail’in, bu fikri ve BM Güvenlik Konseyinin 242 sayılı kararını tarihin çöp sepetine atma gayretlerine rağmen… ABD Başkanı Biden iki devlet fikrine sarılmış gibi. İki devlet kurulmadıkça Orta Doğu’da barış olmayacak.

Barış görüşmeleri 1991 Madrid Konferansı, Oslo görüşmeleri derken kesintilere rağmen uzun süre devam etti. Yasser Arafat ile Simon Peres arasındaki Başkan Clinton liderliğinde yapılan görüşmeler sonunda barışa çok yakın duruma geldiler. ABD Başkanı Clinton önemli gayret sarfetti.

İki devlet formülünün temelini, 1967 yılında “6 gün Harbi”ni takiben BM Güvenlik Konseyinin 1967 Kasım ayında kabul edilen 242 sayılı karar teşkil eder.

Söz konusu kararın kabulü sırasında Birleşmiş Milletler’de görevli olma konusunda şanslı idim. Önemli bir olaya tanık olmuştum.

Karar çok önemli. ABD-İngiltere yapımı. Karar her şeyi gene de halletmiyor.

Karar esas itibariyle İsrail’in 1967 harbinde işgal ettiği topraklarından çekilmesini öngörüyor ama işin içinde çapanoğlu var. Kararın İngilizcesini irdelemek gerekir. ”Withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conlict” diyor. Yani son çatışmada İsrail askeri güçlerinin elde ettiği topraklardan çekilmesini söylüyor. Ama işin içinde kelime oyunu var: “the territories” demediği için İsrail’in işgal ettiği bütün topraklardan çekilmemesine kapıyı açık tutuyor.

Karar tasarısının fransızca tercümesinde Birleşmiş Milletlerin resmi tercümanları da atlayıp sanki “the territories “ denmiş gibi metni “ des territoires” olarak yani bütün topraklardan çekilme şeklinde tercüme etmiş. BM kurallarına göre kararın orijinal metni yani İngilizcesi geçerli. Rahmetli Büyükelçi Orhan Eralp metnin Fransızcasını da benden istedi. Olay anlaşıldı. “the” kelimesi İngilizce metinde olmadığından mesele açığa kavuştu.

Eralp ile İngiliz Dışişleri Bakanına sorduk. Bakan metni Araplara önceden gösterdiğini söyledi. Ama “ the “ kelimesinin olmamasının ne anlama geldiğini açıklamamış.

Kararda mülteciler konusunun da “adil” bir çözüm kabul edilmesi isteniyor. Tabii adil kelimesinin anlamı konusu da farklı yorumlanacaktır. Mısır ve Ürdün 242 (1967) sayılı kararı kabul etti ve İsrail’in 1967 savaşında işgal ettiği bütün topraklardan çekilmesini de müzakerelere bir ön koşul olarak şart koştular.

İsrail de Güvenlik Konseyi’nin kararını kabul ederek geri çekilme ve mülteciler meselesinin ancak Arap Devletleri ile doğrudan görüşmelerle ve kapsamlı bir barış anlaşmasının neticesinde çözülebileceğini vurguladı.

Kudüs meselesi ne olacaktır? Filistin devletinin askersiz olmasını da istiyor İsrail. Zayıf bir Filistin devletini amaçlıyordu.

Amacımız çözüm şeklini anlatmak değil. Amacımız kararın perde arkasını anlatmaktı.

ABD İsrail’i iki devlet çözümüne ikna ederse müzakerelerin çok çetin olacağını söylemek kehanet olmaz. İki devlet formülü de işlemezse ortaya ilerde yeni bir “Hamas 2” çıkar gibime geliyor.


Editör: N. Cingirt

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (2)

  • Abdullah Yurttançıkmaz
    Abdullah Yurttançıkmaz
    11.05.2013 01:11

    1999 marmara depreminden sonra bir veli göçer ceza aldı birde izmitin bir ilçe belediye başkanı hapis cezası aldı. Aziz Nesin bu konuda galiba haklı. Bizler akıllı olsak çocuklarımızı bir hafta okula göndermesek en güzel tepkiyi vermiş oluruz. bu kapsamda Osman beyi ve Türk Eğitim Seni tebrik ediyorum. Bu konu bir araştırılırsa altından neler çıkar neler. Birileri koltuğundan olur ama nereye gider onu bilmem. Düzcemizi yönetenler Selçuk Gül gibi becerikli insanları görevden alacağına bu işin sorumlularını bulsalar ya. Biraz Allahtan korkun, kul hakkı yemeyin.

  • Hüseyin GÜNEŞLİ
    Hüseyin GÜNEŞLİ
    12.05.2013 08:08

    Düzcemizde yaşadığımız iki büyük deprem sonrası hala bazı yöneticilerimiz akıllanmadı. Bu depremlerin ardından 14 yıl geçmesine rağmen okullarla ilgili güçlendirme çalışmaları neden tamamlanmadı. Bizler bu kadar depremi kolay mı unuttuk. Binlerce deprem şehidi vermedik mi? Yöneticilerimiz bu kadar inasanları hala 2 deprem geçirmiş okullarda eğitim yapılmasına neden izin veriliyor. kİMLER BU KONULARDA RANT SAĞLIYOR. Lütfen yöneticilerimizi görevlerini yapsınlar. Bu işin birde öbür tarafı var.

Resmi İlanlar