Fuat Keyman: Tarık Ziya Ekinci, Ekrem İmamoğlu ve İstanbul’u kazanmak

Türkiye’nin artık “Kentli Türkiye”ye dönüştüğü gerçeğini anlamadan ne Türkiye’yi anlamak ne Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulmak ne de Türkiye’yi yönetmek mümkündür.

Fuat Keyman: Tarık Ziya Ekinci, Ekrem İmamoğlu ve İstanbul’u kazanmak
2.10.2023 - 07:16
Haber Merkezi
988

Mart 2024 Yerel Seçimlerini ve seçimler içinde İstanbul’u kazanmak gerek muhalefet gerekse de Cumhuriyetin ikinci yüzyılında nasıl bir Türkiye sorusuna yanıt için kritik önem taşıyor.

En az dört nedenle:

Birincisi, 29 Mayıs seçim akşamından bugüne kadar giderek daha da kötüleşen muhalefetin savrulmasını ve muhalefet partileri arasındaki çıkar ve etik dışı ilişkileri durdurmak ve muhalefeti yeniden canlandırmak için.

İkincisi, muhalefet ile seçmeni arasında giderek yaygınlaşan ve derinleşen “güven krizi” ve “duygusal kopuşu durdurmak” için.

Üçüncüsü, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İktidarı tek aktör konumuna getiren “muhalefetsiz Türkiye algısını değiştirmek” için.

Dördüncüsü, 29 Ekim 2023’ü, Cumhuriyetin ve cumhuriyet modernleşmesinin bitim günü olma olasılığını azaltmak için.

Bununla birlikte, her ne kadar İstanbul BB Ekrem İmamoğlu, 2019’dan beri kenti iyi yönetmiş olsa da, kent halkı tarafından sevilse ve başarılı bulunsa da anlaşılmaz bir şeklide başta Cumhuriyet Halk Partisi üst yönetimi ve muhalefet İstanbul’u kaybetmek için elinden geleni yapıyor ve Başkan İmamoğlu’na karşı bir pozisyon alıyor.

Metropol’ün yaptırdığı yeni araştırma, ancak Ekrem İmamoğlu adaylığında İstanbul’un kazanılabileceğini, kendisini başarılı bulanların oranının 63 % civarında olduğunu gösteriyor.

Buna karşın, 2024 Mart Yerel Seçimlerini muhalefet kaybettirecek algısı giderek seçmen ve toplum içinde yaygınlaşıyor.

Yerel seçimler, başta İstanbul, kaybedilirse, bu seçimler iktidarın kazandığı değil, muhalefetin kaybettiği hatta kaybettirdiği seçimler olarak siyasi tarihimizde yerini alacak.

Bu risk var, altını çizerek vurgulayalım.

Seçimler ancak doğru adaylarla ve doru stratejilerle kazanılabilir.

Savrulan muhalefetin yeniden toparlanması ve Türkiye’yi muhalefetsiz bırakmaması için, yerel seçimler de son şanstır; bunu da belirtelim.

Küreselleşen dünyanın giderek “kentli-küresel dünya” olması; Türkiye’nin de artık (72-75% oranında) “kentli Türkiye” olması gerçeği içinde, kentler, özellikle “kent bölge”ler, kilit öneme sahip alanlar, aktörler, yerel yönetimler konumuna geliyorlar.

 

DOĞRU ADAY, DOĞRU STRATEJİ

26 Haziran 1967 günü, Türkiye İşçi Partisi, Diyarbakır Milletvekili sayın Tarık Ziya Ekinci, partisinin meclis grubu adına kürsüye gelir ve İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-72) üzerine konuşmasını yapar.

Bu çok kapsamlı ve yaratıcı konuşmadan ve Ekinci’nin o dönem yaptığı diğer önemli konuşmalar ve yazdığı yazılardan, tesadüfen elime geçen ve sahaflardan bulunmuş Doğu Dramı (Ankara, 1967) adlı kitap çalışması ortaya çıkar.

Tarık Ziya Ekinci, yıllardır, Kürt sorununun şiddetten ayrışmasının gerekliliği, barışçıl çözümü ve genelde Türkiye’de demokrasinin gelişmesi için kritik önemi üzerine ufuk açıcı ve öğretici yazılar yazmaktadır.

Sayın Ekinci’nin yazdıklarını, söylediklerini hep dikkatle okurum.

Doğu Dramı’nı da dikkatle okudum. Dün gibi bugün için de ufuk açıcı, yaratıcı öneriler ve çözümlemelerle dolu bir çalışma.

Doğu Dramı’nı okumak bir yönüyle çok üzücü: yarım asır geçiyor, dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, ama Kürt sorunu, bölgenin ve bölge insanının dramı değişmiyor.

Geleceğe umutsuz bakan, şiddet-işsizlik-yoksulluk-ötekileşme sorunları içinde sıkışmış ve milliyetçilikler tarafından rehin alınmış, her çözüm olasılığından ve umuttan tekrardan umutsuzluğa ve içe kapanmaya defalarca atılmış Doğu’nun Dramı hâlâ devam ediyor.

Yarım asır önce yazılmış Doğu Dramı’nda Sayın Ekinci, o gün gibi bugünün ve yarının Türkiye’si için de geçerli ve yaratıcı bir analizi bize sunuyor. Önerisi üzerinde duracağım.

Ekinciye göre, demokrasi-Doğu Dramı’nın çözümü için “stratejik şehir merkezleri” ve bu merkezlerin “ekonomi-kimlik-güvenlik ekseni”yle çözüm odaklı ilişkisi olumlu ve dönüştürücü etki yaratabilir.

Tarık Ziya Ekinci’nin yarım asır önce yaptığı gibi, vizyon temelinde ve doğru adaylar-doğru stratejilerle seçimler kazanılabilir. Başta İstanbul olmak üzere, CHP ve muhalefet, yerel seçimleri ancak bu temelde çalıştığı ve hareket ettiği zaman kazanabilir.

 

“KENT BÖLGE” YA DA “STRATEJİK ŞEHİRLEŞME MERKEZLERİ”

Ekinci’ye göre, “Bir bölgenin gelişmişliği o bölgede bulunan sanayileşmiş stratejik şehirleşme merkezlerinin bulunmasına bağlıdır. Çünkü sanayileşmiş stratejik şehirleşme merkezlerinin büyük bir gelişme potansiyeli vardır ve bu merkezler çevrelerini de olumlu bir yönde etkileyerek çevrenin gelişmesini sağlarlar”.

Örneğin, Doğu’da, Diyarbakır, Van, Gaziantep bu tür kentler stratejik şehir merkezleri, çünkü bu kentlerin kalkınması, iyi yönetimi ve istikrarı, sadece kendileri için değil, çevrelerindeki kentler için, hatta ülkenin siyasi ve ekonomik istikrarı için kritik öneme sahip.  Ekinci, Doğu Dramının çözülmesi için, bölgenin az gelişmişlikten kurtulması ve demokrasi-ekonomi-kimlik-güvenlik ekseninde vizyoner ve yaratıcı bir yönetimle yönetilmesini İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nı TİP’in plan üzerine görüşlerini dile getirirken öneriyor.  Bu önerinin odağında da stratejik şehir merkezleri kavramı var.

Elli yıl öncesinin kentleşme sürecini daha yeni başlamış Türkiye için çok yaratıcı ve vizyon temelli bir öneri.

Ekinci’nin stratejik şehir merkezleri önerisini, son on yıldır, akademik dünya içinde kentleşme üzerine yapılan çalışmalarda farklı kavramlar içinde kullanılıyor.

Sadece kendisi değil çevresindeki kentler, dolayısıyla bölge için stratejik ve kilit öneme sahip kentler için, “kilit kent”, “kent havzası”, ve “kent bölge” kavramları kullanılıyor.

Kent bölgeler, ekonomik olarak dinamik, küresel ve bölgesel ölçekte aktif, olumlu performansları hem çevrelerindeki kentler hem ulusal kalkınma için katma değer yaratan kentler.

Küreselleşen dünyada “sermaye-mekân ilişkisi ve müzakeresi” artık sadece ulusal boyutta değil, giderek artan bir biçimde yerel boyutta, yani “kent ölçeği”nde gerçekleşiyor.  Kentler, ulusal boyut kadar, bazen ondan daha önemli ve etkili oluyorlar; toplumsal ilişkilerin üretiminin ve yeniden-üretiminin, toplum yönetiminin ve demokrasiden çatışma çözümüne uzanan alanda toplum yönetiminin sosyolojik, politik ve ekonomik bağlamını oluşturuyorlar.

Küreselleşen dünyanın giderek “kentli-küresel dünya” olması; Türkiye’nin de artık (72-75% oranında) “kentli Türkiye” olması gerçeği içinde, kentler, özellikle “kent bölge”ler, kilit öneme sahip alanlar, aktörler, yerel yönetimler konumuna geliyorlar.

Meslektaşım Berrin Koyuncu-Lorasdağı ile yazdığım Sekiz Kentin Hikayesi: Türkiye’de Yeni Yerellik ve Yeni Orta Sınıflar (Metis, 2021) kitabımızda, “kent bölge” kavramını kullanarak İzmir, Konya, Kayseri, Gaziantep, Denizli, Eskişehir, Diyarbakır, ve Şanlı Urfa’yı inceledik.  Benzer olarak, Fırat Genç, Ayşe Köse Badur, Çağlar Keyder ile yazdığım Kentlerin Türkiye’si: İmkanlar, Sınırlar, Çatışmalar (İletişim, 2022), kitabında da kent bölge kavramı yoluyla son yıllarda ülkemizde yaşanan değişim ve dönüşüm sürecini masaya yatırdık.

Bilimsel araştırmalara dayanan bu çalışmalarımızda, “gücün merkezileşmesine dayalı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile piyasa merkezli Neoliberalizm arasına sıkışmış Türkiye”nin demokratik ve istikrarlı geleceğinin Kentli Türkiye gerçeğini gören ve kentlerin, özellikle kent bölgelerin, önünü açan bir yönetim tarzında yattığını önerdik.

Tüm bu örneklerin gösterdiği gibi: Türkiye’nin artık “Kentli Türkiye”ye dönüştüğü gerçeğini anlamadan ne Türkiye’yi anlamak ne Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulmak ne de Türkiye’yi yönetmek mümkündür.

2024 Yerel Seçimleri, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken Kentlerin Türkiye’sinin yerel yöneticilerini seçeceği seçimlerdir.

Tarık Ziya Ekinci’nin yarım asır önce yaptığı gibi, vizyon temelinde ve doğru adaylar-doğru stratejilerle seçimler kazanılabilir.

Başta İstanbul olmak üzere, CHP ve muhalefet, yerel seçimleri ancak bu temelde çalıştığı ve hareket ettiği zaman kazanabilir.


Editör: N. Cingirt

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar