Oyumuzu kullandık...
Kime verdiğimi söylemiş oldum.
Peki niye verdim ?
Hepimiz biliyoruz ki, oy verirken yaptığımız tercihin nedeni beklentilerimizdir. Kişisel beklentilerimiz, sınıfsal beklentilerimiz, ulusal beklentilerimiz, toplumsal beklentilerimiz vs..
Hangi partinin bizim siyasetten beklentilerimizi daha çok yasama geçireceğini düşünüyorsak, onun iktidarda söz sahibi olması için oyumuzu kullanırız..
Ben 2015 senesine kadar AK Parti'yi, Avrupa Birligi Üyeliği dalgasını da arkasına alarak ekonomiyi büyüttüğü, özgürlükçü ortama katkı sundugu, sonuçlandıramamış olsa da Kürt Sorunu'nu çözme iradesi gösterdiği ve demokrasiyi güçlendirme vaatlerinde bulunduğu için destekledim.
2015 Haziran seçimlerinde oyumu HDP'ye verdim. Beklentim HDP'nin güçlü bir parti olarak meclise girmesi, Kürd Sorunu'nun çözümüne katkı sunması, silahların susması ve ölümlerin son bulmasıydı..Bu en önemli mesele hallolsun, Türkiye yoluna daha güclü devam etsin istiyordum, önceligim buydu..
Seçimlerden HDP başarılı çıktı..Fakat secimden sonra hemen gördüm ki, HDP benim beklentime uygun bir siyasi AKILLA hareket etmedi, secim basarisi da Pirus Zaferi'ne dönüştü...Çözüm iradesi gösteren Türkiye'nin acık ara en büyük partisi ve sosyolojik olarak da o zamanlar en dinamiği olan iktidar partisi AK Partiyi karşısına almayı tercih etti.
Kasim Secimleri yapildi.. Belki hatalarindan ders cikarirlar ve cözümler endeksli düsünmeye baslarlar diye HDP'ye bir sans daha tanidim ve yine oyumu verdim.Ve sonralari iyice gördüm ki HDP'de dinamikleri benim düsündügüm gibi degil, baska türlü isliyor...Benim ve baska da milyonlarca insanin beklentilerine yanit verilmiyor, veremiyorlar..Bircok nedenden dolayi..Zaten hasar gören ümidimi, iyice kaybetmeye basladim..
Geldik 2018 secimlerine...
Oyumu yine HDP'ye verdim.Fakat bu kez bir beklentim oldugundan degil, zira siyaset anlayislarindan beklentim kalmamisti, güvenimi kaybetmistim iyi isler yapabileceklerine dair, ne var ki bu kez de barajin altinda kalma ihtimali konusuluyordu HDP'nin ve bu Kürdlerin neredeyse yarisinin mecliste temsil edilemeyecegi anlamina geliyordu..AK Parti'nin baraj nedeniyle HDP'li secmenin oyunu gasbetmesi sözkonusuydu.Önceligim degismisti, ben siyasetlerini begenmiyor da olsam, Kürdlerin 5 milyonun üzerinde oyunun mecliste temsil edilememe ihtimali vicdanimi yaraliyordu.Bunun demokratik temsileyette büyük bir haksizliga tekabül edecegini görüyordum ve sadece bu nedenle yine HDP dedim..
Yillar gecti..Arkadas sohbetlerinde de o zamanlar hep "aman ha" diye dillendirdigim,korktugum bir sey vardi.Bu, AK Parti'in MHP ve Ulusalcilarla iktidarini paylasmaya acmasiydi, buna zorlanmasiydi..Korktugum basima geldi ve geldik bu günlere...AK Parti daraldi, kusatildi,ice döndü, AB üyeligi hedefinden uzaklasildi, adalet konusunda keyfiyet hakim olmaya basladi, ekonomide rasyonaliteden uzaklasip iyice cuvallamaya baslandi, zorbaligin ve otoriter zihniyetin isaretleri cogaldi,devletin gücüyle korkutma, tehdit hevesleri sahneye cikti...Siyasi tutuklular var vs. Vizyonunda sonuna geldi..
Ben de yeni bir secim tercihi edinmekle karsi karsiya kaldim.
Bu kez eskisinden farkli olarak, almancada Ausschlussverfahren diye bir sistem var, onu uygulayarak tercihimi yaptim. Ausschlussverfahren, olasiliklari eleyerek isabetli sonuca/yanita ulasmak olarak türkceye cevrilebilir..
AK Parti'yi geldigi durumdan dolayi, artik ülkeyi ileriye götürme ihtimali görmedigim icin ilk eledim.
ikinci HDP'yi eledim, cünkü benim gibi düsünüp oy verenlerin beklentisini dönüstürücü siyasete tahvil edemeyip,irademi berhava etmis oldu, üc kez oy verdigim halde.Cok zaman kaybetti, degisim yaratamadi.Ayrica Baraja takilma riski de yok, öyle bir risk olsaydi yine sadece bundan dolayi oy vermeyi düsünebilirdim. Kürdlerin demokratik temsili icin.
iyi Parti'deki gelismelere bakinca milliyetci demokratlarin ve ekonomi liberallerinin varligini görmek ve olumlu bulmakla birlikte, benim icin hala fazla devletci ve "yönü netlesmemis" bir parti oldugu icin oy vermeyi düsünmedim.. Bütünlüklü bir vizyona sahip olduguna dair bir sey de göremiyorum.
Iyi Parti de elenmis oldu..
Bahceli ve MHP üzerine konusmaya burada hic gerek görmüyorum..
Isci Partisi'nin temsiliyet kazanmasini isterim, ama oy vermeyi düsünmedim, zira reel siyasete dair degisim saglayacak birseylerinin olmadigini konusmalarindan izliyorum.
CHP zaten Babamizin partisiydi ve Coskun abim de sanirim CHP'li, Türkiye'nin en eski partisi olmasi nedeniyle de hep ilgi alanimdaydi, epeyce tanidigimi saniyorum. Dogrusu CHP'ye ancak ehven-i ser durumunda oy vermeyi düsünürdüm..Yeterli bulmazsam da Kilicdaroglu'nun partiyi ve toplumu dönüstürme gayretlerine de deger veriyorum..Bu gayretin desteklenmesi gerektigini, CHP'deki özgürlükcü ve demokratik damarin güclenmesini istiyorum.
Bu nedenle de Cumhurbaskanligi yarisinda oyumu Sayin KEMAL KILICDAROGLU'na verdim.
Ali Babacan ve diger DEVA yöneticilerini izlemeye basladim. Türkiye siyaseti ve siyasetcilerine Avrupa'dan bakan ve kiyaslama sansi da olan birisi olarak, dünyaya acilma vizyonlarini, özgürlük, adalet,cogulculuk ve demokrasi fikirlerini kendime yakin buldum.Basta Ali Babacan olmak üzere siyaset stillerini de ofensif, positif ve rekabet endeksli görüp begendim. Liyakat sahibi, dürüstlüge ve seffafliga cok önem veren kadrolara sahip olduklari izlenimini edindim..
Türkiye'nin bu siyaset yoluyla dünyayla daha entegre olacagina, Batiyla daha yakinlasacagina, insan haklarina daha cok deger veren bir refah ülkesi olabilecegi kanaatine vardim...
DEVA kadrolarinin, CHP ve diger Millet ittifaki üyesi partilerle birlikte iktidarda iyi isler yapabileceklerini düsündüm. Böyle bir temsil kompozisyonun, ARTI Yesil ve Sol'un mecliste olmasinin genis bir toplumsal temsiliyet anlamina gelecegini düsündüm ve buna olumlu baktim.
Bu nedenlerle de, Parlamento Secimleri icin kullandigim oyu da CHP üzerinden MiLLET iTTiFAKI'na verdim.
Degisim istiyorsak, ki ben istiyorum, risk almaliyiz, sans tanimaliyiz, destek olmaliyiz ve düsüncemizin etkili olmasi icin gayret sarfetmeliyiz..
Ben de bunu yaptım..
Teşekkürler
Mehmet ÖZDEMİR

Editör:
N. Cingirt
Yorum Yap