KASABALI BİR CUMHURİYET AYDINI BABAM İHSAN GÜRKAN

  • 28.08.2021 21:00

   Boz bulanık küçük bir kasabada yaşıyorduk. Çocuk denecek yaşta beni elimden tuttu  edebiyatın büyülü dünyasına götürdü. Reşat Nuri,Ömer Seyfettin,Sabahattin Ali,Ömer Bedreddin Uşaklı.Faruk Nafiz,Necip Fazıl,Nazım  Hikmet,Refik Halit,Orhan Veli,Cahit Sıtkı, Turgenyev, Edmon de Amicis, Balzac,Tolstoy Halit Ziya,Yunus, Nedim.ve daha niceleri. Kitaplarını yıpranmasın diye bez ve hamurla kendisi ciltliyordu.

         Ortaokuldaydım Değirmen Dağlar Ve Rüzgar’ını verdi Sabahattin Ali’nin   “ Dertlerin kalkınca şaha / bir küfür yola Allaha “  mısralarını  okuduğumda allak bullak oldum.Evde babaannem,Emine ninem ve Zülehe teyzemin  kaldıkları odada yatıyor ,her gece dini telkin alıyor   “yattım Allah kalkarım inşallah /kalkamazsam eşhedü enlahi  lahe illahlah…”  gibi dualar öğreniyordum.Bir küfür yola Allaha ile babama koştum Başımı okşadı,gülümsedi “büyüyünce anlarsın “  dedi

 

         Sanatkar ruhluydu babam; edebiyata meraklıydı;Kaldırımlar’ı Bahri Hazer’i ,Salkım Söğüt’ü Kıskanç’ı daha pek çok şiiri ilk defa onun ezberinden dinledim. “ağlama salkım söğüt ağlama /durgun suların aynasında el bağlama / el bağlama / ağlama “

 Ciddi müzik yeteneğine sahipti..Klasik türk müziğinden pek çok önemli eser küçük yaşta  onun nağmeleriyle belleğime nakşoldu:

“Hab-ı gahı yâre girdim arz için ahvalimi,”

“Dil harabı aşkınam sensin sebep berbadıma”

“Tuti-i mucize guyem ne desem laf değil”

         Onu tanıyan herkes aynı zamanda iyi bir hatip olduğunu, resmi törenlerde, toplantılarda halkevleri adına konuştuğunu söylüyor. Seksen faşist darbesinden sonra aranıyordum, kaçaktım.Kütahya’da polis karakola götürmüş babamı.

Benim  yerimi sormuşlar,tartaklamışlar,tehdit edip ,göz dağı vermişler. ”Bilmiyorum,bilsem de söylemezdim.Ben muhbir değilim.Siz devletsiniz,kendiniz bulun!”  demiş.Bunu seksen iki yılında bana ölüm döşeğinde yazdığı,aylar sonra elime geçen son mektubundan öğrendim: “Hayatım boyunca senin gibi  insanlığı kucaklayan bir davanın inançlı savunucusu olmak istedim.Fakat ruhumu saran tereddütler yüzünden bunu beceremedim.Bu zor dönemde maddi manevi bütün varlığımla yanındayım” diyordu.Benim  hayatımda aldığım en değerli ,en güzel hediye,hatırladıkça hala iç dünyamı gözyaşlarına boğan hediye budur.Bu mektubun  toplumun,özellikle de bizlerin üzerine çullanan o zifiri karanlık dönemde bana nasıl bir moral destek olduğunu anlatamam.

 

           Kafasındaki ideal ‘okuyup adam olmak’tı. İlkokulu pekiyi derece ile bitirdi. Dedem Hasan Efendi ilerisine izin vermedi. Kasabadan ayrılmasından kendisinden,aileden kopmasından korkuyordu.Babam, onun sekiz dokuz tanesi peş peşe bilmedikleri nedenle çok küçük yaşta ölen çocuklarından  allahın  ‘ihsanı’ olanı,hayatta kalanıydı.Tek çocuğuydu

 

             Çok sonraları kan uyuşmazlığı sebebiyle meydana geldiği tahmin edilen çocuk ölümleri ,bu travma,bütün aile bireyleri gibi,belki hepsinden çok, babamın hayatını etkiledi. Ölüvermesinden korktukları için, ona emsalleri gibi bir çocukluk yaşatmadılar.Sürekli koruma kollama ve gözetim altındaydı.Sokağı,sokaktaki arkadaşlığı,oyunları ,kavgayı,bilmiyordu.

 

             İki yakın arkadaşı Cemal Argun ve Lütfü Tuğrul Kütahya Orta Okuluna gittiler.Babam bu iki yakın arkadaşının kitaplarıyla nasıl  dışarıdan bitirmelere hazırlandığını ve başardığını anlatırdı.Onaltı yaşında babasını kaybedince ailenin  -babaannem, kötürüm Zülehe  teyzem, Emine ninem- bütün sorumluluğu  onun çocuk omuzlarına bindi.Okuma,yüksek tahsil yapma hayalleri kasabada kalma mecburiyetine hapsoldu.

 

             Duygusal,kırılgan,sanatçı ruhlu bir adamdı.Kendisini besleyecek,destekleyecek bir ortama açsaydı gözlerini iyi bir eğitimden geçer  akademisyen,edebiyatçı, müzisyen  olabilirdi.Hiç biri olamadı.

”Siz şimdi duvarlara devrimci sloganlar yazıyorsunuz.Ben bu eylemi çok küçük yaşta babama karşı evde dolap kapaklarına  ‘okumak istiyorum!’  diye yazarak başlattım” diye bana takılırdı

 

 

             Kasabada ilk defa kasket giyenlerden,sonra ilk defa ‘başını açıp’ saç büyüten ‘ çağdaş’ gençlerdendi.Bir yandan Cumhuriyetin temel paradigmasına samimiyetle inanmış,ona uygun yaşamaya çalışan,ailesine,çocuklarına,hayata öyle bakan,öte yandan kasabanın her cephesine is gibi  sinmiş adetlerin, geleneklerin dışına çıkamayan bir cumhuriyet aydınıydı.

Gene de yüreğinin bir köşesinde geleceğini kuşatan bu kasaba çemberini bir biçimde kırma hayallerini,umudunu besliyordu.

 

             Genç yaşta idealleri ve özlemleriyle hakikatin arasına sıkışmıştı.Hakikat galebe çaldı.Taşra,aile,gelenek  mağlup etti babamı.Ruhunda derin yaralar açan bu mağlubiyet uzun yıllar acı çektiği  psikosomatik  epilepsi olan Jackson Sarası olarak tebelleş oldu babacığıma.

             Milena ,Kafka için söyledikleriyle  sanki babamı anlatıyor:  “Hayata tutunamayacak kadar duru görüşlü,savaşamayacak kadar güçsüzdü;mağlubiyetlerinde kendini mağlup edeni utandıran o asil insanlar gibi güçsüz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums