- 7.05.2020 00:00
Hiçbiryer’lere inmeyecek uçaklarda, hep bir hava boşluğuna düşüyormuşsun gerginliğiyle tüketmek günleri; günleri çok yüksek bir gökdelenin çatısından aşağılara bakıyormuşsun gibi.
Hayatta hiç kimseyi kendime senin kadar yakın hissetmedim. Neyim varsa önüne attım. Gel paylaşalım, diyorum. Sen ne diyorsun?
Bana şekilsiz ve üzerine cevapsız sorular üşüşmüş ‘bekle’lerle geliyorsun.
İç dünyanda hiçbir umudun ayak sesleri duyulmuyor mu?
Benim içinde bulunduğumuz çıkmaza ‘geçiş dönemi’ deyişim, çaresizlik içinde kör bir umudu yakalama ihtiyacı. Sen buna kulak asma! Sevgiye sarılmazsan, geçişin Kuğunun Ölümü’nden başka bir yere ulaşmayacağını görmüyor musun?
Ben senin tereddütlerine, çaresizlikten sığındığın olabilirliklere hak vermiyorum. Birimizi seçeceksen, benim sevgilim olmalısın! Bunu beceremezsen, sevdayı nasıl bir yıkımın beklediğini kestiremiyor musun?
Benden önce senin hayatında milyonlarca insanın boyun eğdiği türden bir istikrar vardı. Sevda bunu bozdu. Yarın, üretken bir huzursuzluk vadediyor. Yarına cesaretin var mı?
Sana henüz yeterince emek verip geliştirmeye fırsat bulamadığım bu sevdayı, orda burda hırpalama! Onu, yeni yetmeyken içine sürdüğün erken acılardan kurtar diyorum. Sen neden susuyorsun?
Seninle ben, aynı büyük sevdanın iki yüzüyüz. Birbirimize olan açlığımızı aynı iklimde yaşadığımızı söyleyebilir misin?
Kasım 1992 Beşiktaş
Yorum Yap