KUYUCAKLI YUSUF’UN SESİ OLURUM

  • 16.04.2020 00:00

 ŞİİR ÖLÜR

Hasan Gürkan

Sen bakma tatil olduğuna, bu şehrin en güzel yerleri bile kendini

avutamıyor. Pera’da simli, allı güllü aptal bayramlıklar, iğreti urbalıkocalarının koluna abanmış.Taksim açık otoparkı, paslı çürük dişleriylesırıtıyor.
-Üç dört gün fırsat bulduk mu bir yerlere gideriz.
Başka bir zamanda Burgaz ada Sait Faik’sizdi. Martılar da olsa, denizyosun da koksa, omzumun sana dönük yanı üşüyor. Gecenin bir saatinde sevda ulaşılmaz bir ütopyadır. Her sevda hikayesi düşle gerçeğin trajik savaşını anlatır. Gecenin bu saatinde türkünün kendi büyüsünü bozmakta,minesini soldurmakta olduğunu fark ediyorum. Ütopya çarpışarakgeriliyor.Geç kaldık, güçleri zamanında savaşa süremedik.
“bir şafaktan bir şafağa
bir akşamdan bir akşama ”
tanyeri
karanlığın yavaş yavaş incelmesi
kızılın sayısız tonları
sonra aydınlık
görmedim.
Ama gövdemle…
O sabahların bir de hiç birinde uykusuzluktan ve yorgunluktan eser yoktu. Senin gözlerin mahmur. Bu türküyü daha sevdanın iptidasında birveda türküsü olarak, yeniden yeniden neden dinliyorduk. Her defasındasöze ve nağmeye aslında onlarda olmayan başka hisler, manalar, derinlikler yükleyerek, atfederek, vehmederek başımı göğsüne gömüyordum, başını göğsüme gömüyordun. Kan ter içinde ama gönüllü, ama şikayetsiz, ama
delirmiş, ama sevinçle olmayacak bir düş, hiç kuşku duymadığım.
Akıl henüz yoktu, ne iyi!
Hakikate boyun eğiş süreci sancılı ve uzun bir hüzün olarak yaşanıyor.
Mucidi benim.


Nisan, güneşli bir gün. Bahçede uzun Rusya kışından kalma karlar var.


Moskova dışındaki Daçada Frobundo Marti cephesinden yoldaşlarladüş kuruyoruz, içim ürperiyor. Sen yoktun. Avuçların henüz merhabalarını kuşanmamıştılar. Bedeninin lezzeti meçhulümdü, ne gam! “gönül mahzun/ay karanlık/ yıldızlar gözden nihan olsa da / arşı ferşi ışıktan titretecek / bir aydınlık imkânıyız biz” (A.İlhan)
Ayaklarımda postal, belediye otobüsüne kaçak bindim. Başım, yalazı dünyayı sarmış bir sevdanın bulutlarına değiyor. Kızılay’da Tuslog’u taşlıyorum. Sen omuz başımdasın, bıraksalar da bırakmasalar da bütün satrapları yerle bir edeceğim.
Bıyıklarımın yeni terlediği vakitlerdi. Spartaküs yenildi. Komünarların mezarı Paris’te. Sen Madrid kapılarında öfkeden ve soğuktan dudaklarını dişliyorsun. Dağlardan gelen Rodrigez’in sesi başımızı döndürüyor.
Sevda, arınmanın, çoğalmanın, gözlerindeki efelenmenin sadeliğin
gümüşü ve kilimiyse; hakikatin kıllı göğsü, pala bıyıkları ve altın dişleri var.
Gecenin bir saatinde ütopya bir olmazlığın adı değil. Ben arkadaş
ölümlerini omzumda, kolum dibinden koparılmış gibi, dinmeyen bir sızı,içimde kaskatı dilsiz bir karanlık olarak yaşadım. Kimselere ağlayamadımŞimdi senin yatağında haykıra haykıra seviştikten sonra hıçkırıklaraboğuluyorum. İçim yıkanmıyor.
Benim aymadığım kalabalık bir Kızıl Meydan veya Faelled Parkenolmalı. Sakız gibi beyaz önlüğü içinde gülen bir sarışından birer glög alıyoruz. Başın ağrımıyor, için ısınıyor. Sana ütopyaya inananların işkencede çözülmeyeceğini anlatmaya çalışıyorum. Martin Eden’i roman kahramanı sananlara gülüyorum.Sende yanılırsam diyorum, KuyucaklıYusuf’un sesi olurum, şiir ölür.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums