- 25.04.2016 00:00
TRİUMVİRA
(Enver-Talat-Cemal)
(…)””Keyfi icra-yı hükümet eden bu üçlü çeteyi,bu üçlü diktatörlüğü tek kelime ile anlatan başka güzel bir söz icat edilseydi,onu kullanırdım”
Triumvira belgesel bir dönem romanı.(1)Osmanlı İmparatorluğu’nun son on yılını-1908 ile 1918 arasını anlatıyor.Meşrutiyetin ilanı,yeni anayasa,Der saadet(İstanbul) ve Selanik gibi önemli şehirlerde devrim coşkusu.”Yaşasın vatan,yaşasın millet,yaşasın hürriyet “( Vıve La Patrıe-Vıve La Natıon-Vıve La lıberte) sedalarıyla çınlayan sokaklar.31 Mart ayaklanması,Hareket Ordusu,Balkan Bozgunu,Birinci Dünya Savaşı,Seferberlik,Ermeni Tehciri,Siyasi Cinayetler,Teşkilatı Mahsusa,Mağlubiyet,İşgal,İşbirlikçiler,savaş tüccarları.vb.
Bütün bunlar roman kurgusu içinde bu çalkantılı,bir günü durgun dönemlerin aylarına, bedel
bir dönemi anlatıyor.Daha sonra kurulacak Cumhuriyet kadrolarıyla,Anadolu’yu Türkleştirme politikasıyla,vatan elden gidiyor,bölünüyor travmasıyla ideolojik ve politik olarak bu dönemin devamı niteliğindedir.Bence romanın bütün unsurları,dil,tiplemeler,mekanlar,olaylar o dönemi karakterize eden atmosferin yaratılması için ustaca kurgulanmış.Dönem romanı derken tam da bunu, anlatmak istiyorum.
”Keyfi icra-yı hükümet eden bu üçlü çeteyi,bu üçlü diktatörlüğü tek kelime ile anlatan başka güzel bir söz icat edilseydi,onu kullanırdım.Bu gün bir bölü üçü Enver’i,bir bölü üçü Talat’ı,bir bölü üçü Cemal’i;triumviradan başka tam olarak anlatan başka söz var mı,duymadım “ s.293( Triumviratus, Eski Roma’da üç üst düzey yöneticiden meydana gelen kurul.Bir tür diktatörlük.)
Cemal Hikmet roman kahramanı, muhalif bir ittihatçı.Ferhunde Hikmet’in sevgilisi
“Ey çerh-i sitemger dil-i nalana dokunma”
Ferhunde şarkısını okurken,yüzüne sürdüğü hafif pembe pudraya gözlerindeki sürmenin ve kaşlarındaki rastığın kara gölgesi düştü,sesine hüzün ve matem hakimiyet kurmuştu.Minderin üstüne otururken kırmızı kurdela ile bağladığı saçları omzunda dalgalandı.Yanında getirdiği envaitürlü çiçekler ile nakşedilmiş yazma yemenisini,nazenin ve işveli hareketlerle asumana kaldırdığı başına savurarak atıp,asri bir şekilde bağladı.Yemeni;bakımlı,güzel,davetkar saçlarla ittifak yaptı”s.163
Romanda kurşuncu Kambur Taibe,Mumbacak Kazım,Civelek Muhsin,Yan bastı Hasan,Oksan Efendi,Dimitralis Efendi gibi yazarın yarattığı tiplerin yanı sıra Hüseyin Cahit,Ziya Gökalp,Adnan Adıvar,Ebüzziya Tevfik (Namık Kemal’i saraya ihbar eden bu zatmış)Yakup Cemil vb gibi gerçek kişiler de var
”Güneş bu şehr-i kadimin semasından,insanın ruhunda bir hüzün bırakıp,adeta hayat-ı ilham vererek,bütün azameti ile yerini yeni bir akşama bırakarak çekilmeye başladı”179
İstanbul’da Tanzimat çoşkusu:
“Babıali’nin bütün sokakları,geç kalanları alamayacak kadar dolmuştu.Tıbbiyeli birinin yanında bir yorgancı,hukuklunun yanında meze tertibatçısı,medreselinin kolunda dülger,darülfünunlunun omzunda kuyu tulumbacısı(…)karışık bir şekilde hep buradaydılar ve yeni havadisleri dakikası dakikasına müzakere edip mütalaalarda bulunuyorlardı.
Cadde-i Kebir’in de Babıali’den farkı yoktu.İstanbul’un çenesi düşmüştü.”s.54
Sıracüddin Efendinin bir hastalığı vardı,bir çok harap şiir yazıp tertip eder,ama en çok da,zapturaptı altına aldıklarını harap edinceye kadar okurdu”s.63
“Cemal Hikmet,varlığından kadınlık taşan Ferhunde’nin ziyalı çehresinde,emsalsiz bir güzellikle ışıl ışıl yanan kara ve iri gözlerinin en derinlerine bakışlarını kilitleyerek:
-Çapkın dalgalarla galeyan eden latif ve taze vücudunun matemini tutmak endişesine kapılmıştım ki çıkıp geldin.”s.107
Dönemi her yönden çok iyi yansıtan Ahmet Aziz’in bu romanı ciddi bir ilgiyi hak ediyor.
(1) TRİUMVİRA,Ahmet Aziz,Yalçın Yayınları,381 sayfa,15 TL
Yorum Yap