KUYUCAKLI YUSUF’UN SESİ OLURUM ŞİİR ÖLÜR

  • 9.03.2015 00:00

  Sen bakma tatil olduğuna,bu şehrin en güzel yerleri bile kendini avutamıyor.Pera’da  simli,allı güllü aptal bayramlıklar,iğreti urbalı kocalarının koluna abanmış.Taksim açık otoparkı, paslı çürük dişleriyle sırıtıyor.

“Üç dört gün fırsat bulduk mu bir yerlere gideriz.”

    Başka bir zamanda Burgaz ada Sait Faik’sizdi. Martılar da olsa,deniz yosun da koksa, omzumun sana  dönük yanı üşüyor.Gecenin bir saatinde sevda ulaşılmaz bir ütopyadır.Her sevda hikayesi düşle gerçeğin trajik savaşını anlatır.Gecenin bu saatinde türkünün kendi büyüsünü bozmakta,minesini soldurmakta olduğunu fark ediyorum.Ütopya çarpışarak geriliyor.Geç kaldık,güçleri zamanında savaşa süremedik.

“bir şafaktan bir şafağa

bir akşamdan bir akşama”

Tanyeri

karanlığın yavaş yavaş incelmesi

kızılın sayısız tonları

sonra aydınlık

Görmedim.

Ama gövdemle…

 

    O sabahların bir de hiç birinde uykusuzluktan ve yorgunluktan eser yoktu. Senin gözlerin mahmur. Bu türküyü daha sevdanın iptidasında bir veda türküsü olarak, yeniden yeniden neden dinliyorduk! Her defasında söze ve nağmeye aslında onlarda olmayan başka hisler,manalar,derinlikler yükleyerek,atfederek,vehmederek

başımı göğsüne gömüyordum,

başını göğsüme gömüyordun.

Kan ter içinde ama gönüllü,ama şikayetsiz,ama delirmiş,ama sevinçle olmayacak bir düş,hiç kuşku duymadığım bir düş.

Akıl henüz yoktu,ne iyi!

    Hakikate boyun eğiş süreci sancılı ve uzun bir hüzün olarak yaşanıyor. Mucidi benim.

    Nisan, güneşli bir gün.Bahçede uzun Rusya kışından kalma karlar var.Moskova dışındaki Daçada Frobundo Marti cephesinden yoldaşlarla düş kuruyoruz,içim ürperiyor.Sen yoktun.Avuçların henüz merhabalarını kuşanmamıştılar.Bedeninin lezzeti meçhulümdü,ne gam!

“gönül mahzun/ay karanlık/ yıldızlar gözden nihan olsa da / arşı ferşi ışıktan titretecek / bir aydınlık imkanıyız biz”(A.İlhan)

    Ayaklarımda postal, belediye otobüsüne kaçak bindim.Başım,yalazı dünyayı sarmış bir sevdanın bulutlarına değiyor.Kızılay’da Tuslog’u taşlıyorum.Sen omuzbaşımdasın,bıraksalar da bırakmasalar da bütün satrapları yerle bir  edeceğim.

    Bıyıklarımın yeni terlediği vakitlerdi. Spartaküs yenildi.Komünarların mezarı Paris’te.Sen Madrid kapılarında öfkeden ve soğuktan dudaklarını dişliyorsun.Dağlardan  gelen  Rodrigez’in sesi başımızı döndürüyor.

    Sevda, arınmanın, çoğalmanın, gözlerindeki efelenmenin sadeliğin gümüşü ve kilimiyse;hakikatin kıllı göğsü,pala bıyıkları ve altın dişleri var.

    Gecenin bir saatinde ütopya bir olmazlığın adı değil.Ben arkadaş ölümlerini omzumda,kolum dibinden koparılmış gibi,dinmeyen bir sızı,içimde kaskatı dilsiz bir karanlık olarak yaşadım.Kimselere ağlayamadım.Şimdi senin yatağında haykıra haykıra seviştikten sonra hıçkırıklara boğuluyorum.İçim yıkanmıyor.

    Benim aymadığım kalabalık bir Kızıl Meydan veya Faelled Parken olmalı. Sakız gibi beyaz önlüğü içinde gülen bir sarışından birer glög alıyoruz. Başın ağrımıyor,için ısınıyor.Sana ütopyaya inananların işkencede çözülmeyeceğini anlatmaya çalışıyorum.Martin Eden’i roman kahramanı sananlara gülüyorum.Sende yanılırsam diyorum,Kuyucaklı Yusuf’un sesi olurum, şiir ölür.

Ocak 1992 Beşiktaş

.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums