Biz Türkler iyicene acayipleşmeye mi başladık?..

  • 25.07.2012 00:00

 “Güzel bir konser seyretmek, eş dost görmek bir yana, konserlere bir manifesto, bir protesto beklentisiyle gider olduk. Beklentimiz net olarak şu: ‘Bakalım sahneye çıkıp da memleketin haline dair iki çift laf edecek mi?’ Sanatçının politik kimliğini o kadar önemser olduk ki...”

 

Aşağıda değişik bir yazı var. Benim değil ama hem düşündürücü, hem de eğlenceli. Bana ait kuru yazılardan bir hayli farklı olduğu için daha çok okunacağını da düşünüyorum, bu yazsıcaklarında.
Yazı kimin mi?
Genç bir kadının konser notları... Bugün köşemi ona bırakıyorum.

* * *
Biz Türkler hakikaten bir acayiptik de, iyicene acayipleşmeye başladık.
Güzel bir konser seyretmek, eş dost görmek bir yana, konserlere bir manifesto, bir protesto beklentisiyle gider olduk.
Beklentimiz net olarak şu:
“Bakalım sahneye çıkıp da memleketin haline dair iki çift laf edecek mi?”
Sanatçının politik kimliğini o kadar önemser olduk ki, hani şarkı söylemeyip sahneye herkesi tek tek çağırsa ve “Lütfen uzanın ve dertlerinizi, memleketin halini anlatın” dese ona bile şaşırmayacağız, alkış kıyamet kopacak...
“Yok canım” diyecektir herkes.
Lakin artık o kadar da “olmaz” dediğimiz her şey oluveriyor memlekette, ben şaşırmayacağımı baştan söyleyeyim.
Ve ola ki Türkiye’ye gelen sanatçı çıkıp da sahnede bir laf etmezse darılıyoruz da.
Son örneği Madonna.
Geldiği günlerde kürtaj yasağı tartışılıyordu ve fakat o konuya yakından uzaktan dahil olmadı diye darıldık Madonna’ya...
Artık bir dahaki sefere!
Ama bu konuda, İstanbul Caz Festivali için gelen ve Açıkhava’da konser veren Antony, Türk seyircisinin epey bir sırtını sıvazladı, elinden geldiğince dert dinlemeye çalıştı.
Sahneye çıktığında, arkasında senfoni orkestrası, önde Antony, ağzından çıkan ilk sözler, “Vurulduk ey halkım, unutma bizi” olduğunda Açıkhava’nın nefesi kesildi.
Kayıttaki iPhone sahipleri kendini şanslı sayarken, kayıtta olmayanlar ağlamakla meşguldü.
Antony psikolog cübbesini giyip de, “Son geldiğimden bu yana işler nasıl, hayat nasıl, daha iyi misiniz?” diye sorduğunda Açıkhava’dan toplu bir ayin gibi “Nooo!” sesi yükseldi.
Antony 2006 yılında gelmişti ve ne yazık ki işler iyiye gitmiyordu.
Şaşırdı biraz.
“Gerçekten mi?” diye tekrarladığında da, “Yesss!” cevabı çıktı.
Uslu öğrenciler gibi her sorusuna yanıt vermek üzere bekliyorduk.
“Neler oldu anlatın” dediğinde ise, tek tük cesaretini toplayanlar oldu, duyabildiğim kadarıyla bir erkek seyirci, “Kürtajı yasaklamaya çalışıyorlar” diye bağırdı.
Belki kadın seyircilerden de bağıran olmuştur, ben duyamadım...
Utandım da açıkçası.
Zira bu kadar kadın seyirciydik, Antony kadınların dünyada ne kadar önemli bir yerde durduğundan bahsederken, aklımıza gelse de bunu dillendiremememiz biraz ayıp oldu...
Muhtemelen, “Acaba hangi birini söylesek” diye düşünürken cevap trenini kaçırdık!
Antony, sanki ülkedeki gay cinayetlerini biliyormuşçasına, “Ailenizde eşcinsel bir birey varsa ona iyi bakın, iyi davranın çünkü o en eğlenceliniz, en yaratıcınız” diye tavsiyelerde bulunuyordu.
Kendinden de bahsetti.
Obama’ya oy verdiğinden, lakin biraz sanki pişman olduğundan ama yine de güvenini taze tutacağından ve bir şans daha vereceğini çaktırmadan söylüyordu.
Ta ki Antony’nin psikoterapi seansına bir seyircinin dayanamamasına kadar...
Arkalardan bir ses yükseldi:
“Biz müzik istiyoruz!”
Yani o müzik tutkunu seyirci Antony’e “Kısa kes de işimize bakalım Antony efendi, bu kadar para verdik, senin bizle sohbetini dinleyecek değiliz” diyordu...
Hepimizin kendimize bir çeki düzen vermesi gerekiyordu. Bizi uykumuzdan uyandırdı, sohbet toplantısına değil de, bir konsere geldiğimizi hatırlattı.
Sağolsun.
Ama o “değerli” seyirciyle sanıyorum aynı havayı solumuyoruz. Biz konserlere sadece müzik dinlemeye gitmeyi bırakalı çok oldu.
Bizim yaşadığımız, sırf müzikten kendimize koruyucu duvarlar ördüğümüz dünyada bugün seçim olsa Antony Cumhurbaşkanı, One Love festivalinde seyirciye bira verilmemesine şaşıran ve bira ikram eden Kaiser Chiefs’in solisti Ricky Wilson Turizm Bakanı, Morrissey Dışişleri Bakanı, Madonna Kadından Sorumlu Devlet Bakanı olur...
O hepimizi susturan ve adeta “Sohbeti kes, şarkı söyle” diyen seyirci ise Açıkhava’da değil de,Ankara’da mecliste olmalıydı.
Zira bu ton ve bu yaklaşım oraya ait, kendisi mecliste çok rahat edebilir ama bugünün Türkiye’sinde bugünkü festival ve konser seyircisiyle huzuru bulması zor...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums