- 13.01.2013 00:00
Evet, Kürt sorunu yalnız Kürt sorunu değildir! Kürt sorununu barışçı bir çözüm yoluna koyan, sorunla silahın bağını koparan, yani PKK’ya dağdan iniş yolunu açan birTürkiye’nin kapısını gerçek barış da, birinci sınıf demokratik hukuk devleti de, daha hızlı kalkınma da, mutluluk ve refah da daha çok çalar.
Evet, Kürt kimliğinin inkarıdır Kürt sorunu. Kürt dilinin inkarıdır.
Kürtçe eğitimin inkarıdır.
Kürtlerin vatandaş olarak eşitliğinin inkarıdır Kürt sorunu...
Ama altını çizin:
Kürt sorunu sadece Kürt sorunu değildir.
Bu topraklarda Kürt sorunu aynı zamanda barış sorunudur.
Demokrasi sorunudur.
Hukukun üstünlüğü sorunudur.
İnsan hakları sorunudur.
Özgürlük sorunudur.
Dış politikada etkinlik sorunudur.
Hiç unutmayın:
Kürt sorunu aynı zamanda aş ve iş sorunudur, daha hızlı kalkınma sorunudur.
Kürt kimliğini inkar edenler, bu topraklara gerçek demokrasiyi hep çok gördüler.
Örneğin, “Avrupa Birliği’ndeki kadar demokrasi Türkiye’yi böler” dediler.
Gerçek hukuk devleti bölücü güçlerin değirmenine su taşır dediler.
Kürtçeydi, Kürtçe eğitimdi, ayrılıkçılığı körükler dediler.
İnsan haklarının fazlası ‘terörle mücadele’yi engeller dediler.
Önce terörle mücadele, sonra özgürlük, insan hakları dediler.
Yıllar böyle geçti.
Demokrasinin kolu kanadı böyle kırıldı.
Hukuk devleti böyle ikinci sınıflığa mahkum edildi.
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır!” zihniyetiyle, devleti hukukun dışına çıkardılar.
Devlete suç işlettiler.
Susurluk’lar böyle doğdu.
Ergenekon’lar böyle yaratıldı.
Devletin karanlık derinliklerinde, dehlizlerinde ‘faili meçhul’ denen cinayetler böyle işlendi, iğrenç suikastlar böyle yapıldı.
Barışı, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, özgürlük ve insan haklarını savunanlar ‘terörist’ damgasıyla demir parmaklık arkasına böyle atıldı.
Özgürlükler böyle hiçe sayıldı.
Aş ve iş sorununu çözmek için, işsizliği bitirmek için, eğitim ve sağlık çıtasını, refah çıtasını yükseltmek için, kalkınma için harcanacak olağanüstü kaynaklar silaha yatırıldı.
Barışa yatırılmadı.
Savaşa yatırıldı.
Mutluluğa yatırılmadı.
Kan ve gözyaşına yatırıldı.
Yazık değil mi?
Söyleyin Allah aşkına.
N’oldu bugüne kadar?
Bu kadar muazzam maddi ve manevi kaynakları tükettiniz de, nereye geldiniz, kan ve gözyaşından başka ne elde ettiniz, söyler misiniz Allah aşkına?.. Yineliyorum.
Kürt sorunu yalnız Kürt sorunu değildir.
Aynı zamanda bu ülkenin barış ve demokrasi sorunudur.
Hukuk devleti sorunudur.
Hukukun üstünlüğü sorunudur.
Özgürlük sorunudur.
İnsan hakları sorunudur.
Aş ve iş sorunudur.
Kalkınma sorunudur.
Dış politikada nüfuz sorunudur.
Kürt sorununu barışçı bir çözüm yoluna koyan, sorunla silahın bağını koparan, yani PKK’ya dağdan iniş yolunu açan bir Türkiye’nin kapısını gerçek barış da, birinci sınıf demokratik hukuk devleti de, daha hızlı kalkınma da, mutluluk ve refah da daha çok çalar.
Hiç aklınızdan çıkarmayın:
Kürt sorunu yalnız Kürt sorunu değildir!
Karanlığı aydınlığa çevirmek bizim, hepimizin elinde.
Korkmayın, çekinmeyin, barışa el verin, uzak durmayın barışa...
İyi pazarlar!
Yorum Yap