- 27.10.2012 00:00
Paul McCartney söylüyor:
“Bir tepenin üstünde çıngıraklar vardı / Hiç duymamıştım çaldıklarını / Hayır, kesinlikleduymamıştım / Ta ki seninle tanışıncaya kadar... / Gökyüzünde kuşlar vardı. / Hiç görmemiştim onları cıvıl cıvıl ötüşürken...”
Masamın üstü darmadağınık. Belki bir yazı çıkar diye oradan buradan kesip sakladığım gazete kupürleri...
Yarım yüzyıl geçmiş.
The Beatles’ın ilk plağı, Love me do tam elli yıl önce çıkmış.
Ben de o zamanlar İngiltere’deydim, 18 yaşında. Beatles’ın ilk uzunçalarını alıp öyle gelmiştimAnkara’ya.
Mülkiye ikinci sınıftaydım.
Beatles plağı sayesinde cumartesi öğleden sonrası partilerinin fazlasıyla aranan genci olmuştum.
Paul McCartney söylüyor:
Bir tepenin üstünde çıngıraklar vardı / Hiç duymamıştım çaldıklarını / Hayır, kesinlikle duymamıştım / Ta ki seninle tanışıncaya kadar... / Gökyüzünde kuşlar vardı. / Hiç görmemiştim onları cıvıl cıvıl ötüşürken / hayır, kesinlikle görmemiştim. / Ta ki seninle tanışıncaya kadar...
Hayat hep böyle değil ki.
Bir başka kupür masamda.
Yunanlı büyük şair Yannis Ritsos’la ilgili bir yazı. 1930’larda Metaxas diktası Yunanistan’da. Askeri rejim, Ritsos’un kitaplarını yakar.
1940’ların ikinci yarısında, bu defa Yunan İç Savaşı sırasında Komünistlere yakınlığından dolayı hapse atılır.
Yıllar geçer.
1967’de askeri cunta gelir Yunanistan’a. Yine hapsi boylar, işkence görür.
Ama şiiri hiç aksatmaz.
Hemen her gün yazar.
Bir başka diyara göçerken de beş bin sayfa bırakır arkasında...
Guardian’da çıkan röportaj.
Mario Vargas Llosa...
Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi olan Perulu büyük romancı. İlk romanlarından birini Peru’nun generalleri beğenmez. Dejenere bir kafanın ürünü sayılır askeriye nezdinde.
Hatta derler ki:
“Bu romanı mutlaka Ekvador ısmarlamıştır, Peru ordusunun itibarını zedelemek için...”
Ve Vargas Llosa’nın o romanının bin nüshası askeri akademide yakılır.
İsmail Beşikçi...
Hapiste geçen 17 yıl.
Kitap yazdığı için.
Yeni Şafak’taki konuşmasında Gülay Altan soruyor Beşikçi’ye:
“Bugün söylendiğinde suç olmayan pek çok şeyi yazdığınız için 17 yılınızı hapiste geçirdiniz. Bugün gelinen noktayı özgürlükler açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?”
İsmail Beşikçi:
“Bugün de yüz civarında gazeteci tutuklu. İfade özgürlüğü için, basın özgürlüğü için olumsuz bir durum. Sekiz bin civarında KCK üyesi tutuklu. Anadilinde eğitim hâlâ engelleniyor. Bazı üniversitelerde Kürdlerden, Kürd sorunundan söz eden akademisyenlerin sözleşmeleri yenilenmiyor. Bunlar olumsuz gelişmeler...”
Soru:
“Kitaplarınızın üstündeki yasak niye kalkmadı?”
İsmail Beşikçi:
“Üçüncü Yargı Paketi’yle kitaplar üzerindeki yasakların kalktığı kanısındayım. Ama buna rağmen emniyet, bazı kitaplar hakkında yeniden toplatma kararı verilmesi için savcılıklara başvurmuş...”
17 yıl hapis.
Kitap yazmaktan Kürt sorunu üzerine, bugün yazıldığında suç sayılmayacak kitaplardan dolayı onca yılı demir parmaklık arkasında geçirmek...
Bedeller ödenmeden, kopuşlar yaşanmadan güzel günlere açılamıyor kapılar...
Zaman ve sabır istiyor değişim.
İyi ki şiirlerini yazmış Yannis Ritsos.
İyi ki romanlarını yazmaya devam ediyor Mario Vargas Llosa...
İyi ki varsın İsmail Beşikçi bütün o kitaplarınla...
Paul McCartney güzel söylüyor:
Gökyüzünde kuşlar vardı,
hiç görmemiştim onları
cıvıl cıvıl ötüşürken.
Tam yarım yüzyıl.
Ne çabuk geçiyor bu hayat!
Yorum Yap