Susmak ve haykırmak

  • 2.02.2017 00:00

 Uzak, dünyaya kapalı, karların ardında etrafla ilişkisini büsbütün kesmiş bir yerdeyim. Yeni yıla orada girdim. Pek öyle münzevi bir ortamda sayılmazdım. Kendine göre bir hareketliliği vardı köyün.

Gene de insanın kulaklarını yırtacak kadar bastıran sessizlik, karları savuran, zaman zaman karayele dönen şiddetli, poyrazın dağıttığı bulutların ardından görülen büyük, ışıl ışıl yıldızlar, önüme uçurum gibi uzanan vadinin öte kıyısından gelen boğuk köpek sesleri...
Yanan tandırlardan, ocaklardan havaya savrulan is kokusu...
Yürürken bakıyorum, 100. doğum yılını kutlayacağımız büyük ozan Cahit Külebi'nin deyişiyle 'karlar donmuştur otların ucunda'... Üstünde biriktirdiği karlarla kendisini buzdan bir heykele dönüştüren büyük kiraz ağacı... Birdenbire havalanan serçeler... Kısacası bu defa Behçet Necatigil'in söyleyişiyle 'donmuş dallarda çiçek'...
Yani sonuna kadar kış, doğa ve kar ve köy ve uzaklık...
Elektrikler kesik. İnternet neredeyse çalışmıyor. Büsbütün kopuğum dünyadan. Gece evde el ayak çekildikten sonra kalkıp yavaşça balkonun kapısını açıp karın kokusunu içime çekiyorum.
Soğuk adeta üstüme yapışıyor.

***

Sonra sabah... Ve ilk haber. İstanbul'da bu satırları yazdığım sırada açıklanan rakamla 39 ölü. Masanın başına oturuyorum, sanki ameliyat yapacak bir cerrahmışım gibi, bir yandan kahrolup bir yandan soğukkanlılıkla bu yazıyı yazmaya başlıyorum. Oysa nelerden söz edecektim. Mesela Şener Şen'e yapılan haksızlığı anlatacaktım. Türkiye'de belli bir kesimin alışkanlık haline getirdiği ve şimdi de ona yönelttiği gerçek manadaki linç girişimini eleştirecektim. Güzel şeylerden söz edecektim.
Şimdi bunları yazıyorum.

***

Ne diyebilirim ki demem, söyleyecek çok şeyim var. Tersine büyük bir hırsla konuşmak istiyorum.
Terör bugünkü dünyanın neredeyse matematiksel somutluk, katılık kazanmış bir belası. Daha uzun bir süre devam edecek. Eskisinin artık kimseye yetmediği, yenisinin henüz biçimlenmediği bir dünya arasında sıkışan insan kendi yaşadığı ideoloji, ruh ve kimlik krizini etrafına ölüm kusarak yaşıyor.
Her şey bu kadar basit. Her şey bu kadar karmaşık. Bu belirsizlik dediğim gerçeğin içinde Ortadoğu'nun karmaşası var, kırk yıldır devam eden ve soldan bir tepki üretmediği için gitgide radikalleşen bir sağdan tepki gören neo-liberal politikalar var, açlık var, yoksulluk var. Bu gerçeğin içinde % 25-30 sanılırken nüfusun sadece % 7'sini (Fransa'da) meydana getiren Müslümanların gördüğü tepki var.
Müslümanların dünyayı yorumlarken saplanıp kaldıkları yanılgılar var.
Bu kesimlerin her biri ayrı ayrı terör üretiyor. Çare midir terör sorusunu soracak ve bunu irdeleyecek noktada değiliz. Çare değildir. Ama gerçektir. Lanet bir gerçektir terör şimdi. Terör, evet, artık bir fizik, bir matematik gerçek. Yeni bir dünya ancak ona karşı başka türlü bir sistem geliştirilir, terör eğer gerçek anlamda engellenirse kurulacak. Bu melanet, bu şenaat bu derecede hayatımızın ortasında. İnsanlığın başka bir bilinç ve yöntem geliştirmesi gerekiyor teröre karşı. O da ancak terör kadar acımasız ve katı bir gerçekle yoğrulmuş olursa etki kazanacaktır. Gerisi boş laftır. Dünya bunu böyle bilmeli.
İşte bu nedenle terör kurbanları için derin bir hüzünle susarken, terör karşısında en yüksek sesle konuşmak gerek.
Gene de içim kırgın. İçimde yükselen o sessizlikle, o isyan duygusuyla ovanın üstüne yayılan gün ışığına bakıyorum. Ova dünyanın belirsizliğini andırır bir sessizlik ve ürkütücülükle uzuyor önümde...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums