Uludere ve PKK

  • 22.06.2012 00:00

 APO’ya şu soruyu sormuştum: “Hadi hepsine amennâ da PKK’nın Kürt köylerine ve bizzat Kürtlere karşı katliamlar düzenlemesine ne buyrulur?”


Şöyle yanıtlamıştı: “Komutanıma TC işbirlikçisi hainleri cezalandır emrini veriyorum, kan davası kültüründen indiği için ana-baba, çoluk-çocuk, tavuk-horoz hepsini imha ediyor.”

EH, Bekaa Vadisi’nin ortasındayız ve dolayısıyla hazrete “sen bunu külâhıma anlat. Bir değil, beş değil, on değil ki tümünü ‘feodal kültür’ hanesine yazalım” diyecek halim yok!

Yutkunmakla yetinip diğer sorulara geçmiştim.

Bu diyalog, daha doğrusu monolog 1988 yılına ve iki gün önceki Mehmet Ali Birand mülâkatı gibi yasaklanacağı endişeyle Cumhuriyet’te yayımlanmayan röportajıma uzanıyor.

AMA müsaade buyurun, tabii ki Apo’nun mazeretini yutacak kadar enayi değildim.

Yukarıdaki cevap eğer yüzde on doğru payı içeriyorsa geri kalan yüzde doksan bana inandırılmak istenen sunturlu yalanı ve dışarıya yansıtılan “resmî söylemi” (!) oluşturuyordu.

Çünkü gözdağı ve tedhişle sindirme politikaları bütün tarih boyunca dünyanın pek çok yerinde uygulanmış genel savaş taktikleriyle, bilhassa da gerilla stratejileriyle özdeşleşir.

Balkan çeteciliğinden Cezayir FNL’ine veya Kamboçya Kızıl Khmerler’inden Seylan Tamil Kaplanları’na, bunların hepsi ilkin yine terör sayesinde kendi kitlelerini yaratmışlardır.

ÖTE yandan, tekrar hepsinde önderler ve yöneticiler tıpkı Bekaa’daki PKK lideri gibi harici kamuoyuna karşı başka, dâhili bünyeye karşı ise bambaşka bir dil kullanmışlardır.

Bir taraftan nispeten ılımlı ve mantıki bir lisanla dışarıya “barış” mesajı iletirler.

Diğer taraftan ise kendi güçlerine onları “zafer”e ulaştıracak talimatları yağdırırlar.

Bu ikircikliğin çok bildik örneğini ateşkes ilân edip ABD’yle Paris müzakerelerine oturmuş bir Kuzey Vietnam’ın aynı süreçte General Giap’a taarruz emri vermesi oluşturur.

Hanoy Güney Vietnam’ı böylesine bir zaman kazanma planı sayesinde yutmuştur.

İMDİİ, Abdullah Öcalan’ın haniyse çeyrek asır önce yansıttığı ikircikli taktik diliyle, geçmişteki bin bir emsale ek olarak Murat Karayılan’ın dün barıştan bahsetmesine rağmen PKK’nın bugün Dağlıca’da saldırıya geçmesi arasındaki benzerlik tabii ki yine göz çıkartıyor.

O halde Kandil’deki Kürt yönetimi hâlâ mazideki Vietnam sürecini mi hedefliyor?

Mümkündür! Totaliter ruh ve Stalinist damar itibariyle paralellik zaten şahit istemiyor.

Dolayısıyla yukarıdaki Giap’ın “halk savaşı” teorisini hatmetmiş aynı yönetimin vakit kazanmak için Hanoy gibi tavşana kaç, tazıya tut demesi kendi mantığında tutarlı sayılabilir.

Lâkin Türkiye Hindiçin coğrafyasında olmadığı ve takvim yetmişli yıllarda dönmediği için PKK’nın“zaferi” açısından asla tutarlı değildir ama bu konuya şimdilik girmeyeceğim.

Öte yandan pek uzak bir ihtimal oluşturmasına rağmen cevap belki de “hayır”dır.

ŞÖYLE ki, fazlasıyla iyimser ve iyi niyetli davranarak Apo’nun yirmi dört yıl önce söylediklerindeki o yüzde onluk cüzî ve marjinal doğru payını Dağlıca için de düşünebiliriz.

Yani saldırının hepsi barışa meydan okuyan ve PKK bünyesinde var olan bir “şahin” kesim; savaş ağasına dönüştükleri için başına buyruk davranan bir bölge yönetimi veya olaya çomak sokan Suriye-İran irtibatlı bir şer ekseni tarafından düzenlendiğini de varsayabiliriz.

Fakat yanıt ister evet, ister hayır olsun şu inatçı gerçek hiçbir şekilde değişmiyor:

Misyonu bitmiş ve çağın gerisine itilmiş olsa bile heyhat ki PKK temel bir vakıadır.

Ve yine heyhat ki onu dışlayarak Kürt sorununda ilerlemek de hâlen mümkün değildir!

Naçar, dostlarımızı seçebiliyoruz ama hasımlarımızı seçmek lüksüne sahip değiliz!

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums