Cenevre sürdürülebilir mi

  • 29.01.2016 00:00

 TOPLANDI toplanmayacak, ertelendi ertelenmeyecek, şu katıldı bu katılmayacak…

Son bir hafta, on gün böyle geçti.

Ancak dün ben aşağıdaki satırları yazdığım saatlerde Suriye’ye ilişkin Cenevre-3 Konferansı’nın bugün başlaması teorik olarak kesinleşmiş gözüküyordu.

Teorik olarak diyorum, çünkü bir “son an kazası” hâlâ ihtimal dâhilindedir.

***

ŞAYET ufkumuzu ormanın yekpareliğine genişletmek yerine ağacın tekilliğiyle sınırlar ve gelişmeye de sırf Ankara açısından bakarsak, buradaki temel noktayı PYD’nin Konferans’a davet edilmemesi oluşturuyor.

Zira malûm ve ister şantaj, ister diplomasi deyin, Türk tarafı daha ilk baştan itibaren Salih Müslimliderliğindeki Kürt örgütü Leman Gölü kıyısına çağrıldığı takdirde bu defa kendisinin oturumu boykot edeceğini bildirdi.

Dolayısıyla, iktidara medyası gibi “zafer” tantanası kopartmasak bile Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek ve Türkiye’nin Cenevre öncesi başarı kazandığını saptamakla yükümlüyüz.

Ancaak…

***

ANCAĞI şu ki, tamam, “zafer” kelimesini kullanmadığımız için onun mecazi küçümsemesine tekabül eden “Pirüs zaferi” deyimini de kullanamayız.

Ama, bu başarının taktik ve konjonktürel bir nitelik taşıdığını saptamadan da edemeyiz.

Her hâlükârda da müttefiklerimizle olan ilişkilerin biraz daha zedelendiğini, bunun da genel yalnızlaşma sürecine tuz biber ektiğini vurgulamak zorundayız.

***

ÖYLE, çünkü kesin tercih dayattığı takdirde ABD de, Avrupa da tabii ki Türkiye’yi seçecektir. Daha normal bir şey olamaz. Zaten realpolitik budur ve iftihar vesilesi addedilemez. Fakat bizatihi böyle bir tercihin dayatılmış olması gerek Washington’un, gerekse AB başkentlerinin Ankara’yı bir “oyunbozan” olarak görmesini daha da pekiştirmiştir.

Nitekim Birleşik Devletler Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve BaşbakanDavutoğlu ile yaptığı son temaslar satır arasından okunacak olursa, Beyaz Saray yönetiminin sadece demokrasi ihlalleri konusunda değil, Suriye’ye ilişkin “tek tabanca” siyaset bağlamında da AKP iktidarından çok ciddi rahatsızlık duyduğu ayan beyan ortadadır.

Velev ki Batı bugünkü Cenevre-3’ün PYD’siz başlayacak olmasına he demiş olsun…

Henüz mutlak bir “illallah” çekmek raddesine varmasa dahi bardak dolmaktadır.

Başta ABD’ninki olmak üzere aynı Batı’nın Ankara’ya karşı sabrı taşmaktadır ki, tabiatıyla bu gelişme de yalnızlaşma sürecimizi hızla tehlikeli mecralara sürüklemektedir.

Yazıyı bir parantezle bitirmek istiyorum.

***

HER lisanda olduğu gibi “sürdürülebilir” deyimi Türkçede de artık çok kullanılır oldu.

Meselâ “sürdürülebilir kalkınma modeli”… Meselâ “sürdürülebilir enerji politikası”… Meselâ “sürdürülebilir iklim projesi”…

Adı üzerinde, bununla herhangi bir şeyin orta- uzun vadedeki ve olumlu anlamdaki kalıcılığı, devamlılığı, istikrarı kastediliyor.

Ve, aynı kelimeyle “sürdürülebilir dış siyaset” deyimi ürettiğimiz; artı, ufkumuzu da bu defa ormanın bütününe döndürdüğümüz takdirde, Cenevre öncesindeki başarıya rağmen ve bırakın Esad yahutPutin’le kanlı bıçaklı olmayı falan, en yakın ve en doğal müttefiklerine dahi bıkkınlık veren bir Türkiye’nin o siyaseti “sürdürebilir” kılması mümkün gözükmüyor.

Çünkü her “sürdürülebilirlik” durumu için mutlaka asgari bir makuliyet ve mantıkiyet dürtüsü gerekiyor ki, AKP’nin uyguladığı dış politikada bunları keşfedebilene aşkolsun…

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums