- 14.11.2015 00:00
AYDINLAR yanılmışlarmış… Hoppala!
Yoksa altılı ganyan oynanıp da tek koşuyu dahi tutturamayanlardan mı bahsediliyor?
Hayır! İktidar medyası ve sözcüleri yukarıdaki saptamayı yaparken seçim öncesi AKP ve Erdoğan’nın otoritarist eğilimlerine karşı tavır alıp da hüsrana uğrayan kesimi kastediyor.
***
TABİİ aslında burada işe şu zerre kadar hazetmediğim; artı, her mürekkep yalamışın kendisini öyle saydığı ve sandığı aydın kelimesinden başlamak gerekir…
Bu zat kimdir? Tatil kasabalarında rakı içerken dünyayı kurtaran “ilerici münevver” midir? Yoksa anavatanı Batı’da bile tarifi son derece elâstikî ve izafî entelektüel midir?
Kaldı ki o entelektüelin illâ muhalif olacağına dair bir kural da yoktur. Nitekim bugün iktidara yakın, hattâ ona ideolog bir kadro da mevcuttur. İkinciler de birinciler kadar meşrudur.
Neyse… Her hâlükârda “aydınlar yanıldı” derken muhalif olanlardan söz ediliyor.
Ülkeye ve halka yabancı kaldıkları için 1 Kasım’da en hafif tabirle, yanıldıkları; daha intikamcı ve kibirli bir dil kullananlara göre de “yine şapa oturdukları” öne sürülüyor.
***
DOĞRU değil! Değil, çünkü tabii ki birkaç istisnayı ve ezelden beri “yıktık, yıkıyoruz; geldik, geliyoruz” diye ajitasyon ve otuz bir çeken ulusalcı ve komünist meczupları hariç tutarsak, onların dışında aklı başında hiç kimse AKP’nin silip süpürüleceğini söylemedi.
Aksine, 7 Haziran sonuçlarına oranla ilerleyeceği varsayımı da a priori kabul edildi.
Yani Pollyanna iyimserliğine kapılıp ülkenin genel sosyolojik yapısını ve politik tercih yelpazesini ıskalamak gibi bir durum ortaya çıkmadı.
Ancak doğru, iktidar partisinin bu yüzdeyi elde edeceğini tahmin eden de çıkmadı!
Eğer illâ bir yanılgıdan söz etmek gerekiyorsa, işte tek ve yegâne yanılgı buradadır!
***
KABUL de sözkonusu aritmetik hata muhalif intelligentiayla sınırlı kalmadı ki!
Bizzat AKP kurmayları ve kalemşorları kamuoyu yoklamalarından yola çıkarak oylama öncesinde gayet ihtiyatlı bir dil ve mürekkep kullanmıyorlar mıydı?
Sonuçlar kesinleştiğinde de yine kendileri büyük sürpriz ve sevinç ifade etmediler mi?
O hâlde nasıl oluyor da kabak bir tek liberal entelektüellerin başında patlatılıyor?
Niçin yalnız onların şapa oturduğu gibi gülünç iddialarla ahkâm kesiliyor?
Dolayısıyla, hayır! Şayet yanılgı varsa özgürlükçü aydınların görece yanılgısı toplumun diğer bütün kesim, katman ve kurumlarından ne daha az, ne daha fazladır!
Son tahlilde kesin bir mutlaklığı olmayan sondaj tahminlerinden kaynaklanmaktadır ki, daha önce de yazdım, zaten bütün dünyada bunun birçok örneği yaşanmıştır.
***
ANCAK esasa inersek, “aydınlar yanıldı” diye kibirlenenler aslında onların özlediği hukukî demokrasi ve anti-otoriter ortamın sandıkta gerçekleşememiş olmasına seviniyorlar.
İşte bu doğrudur! Tabii ki gerçekleşmedi!
Sevinmek haklarıdır, bu özlemler açısından bakıldığında 1 Kasım kesin bir yenilgi oldu.
Oysa sözkonusu yenilgi toplumu sosyolojik bağlamda ve AKP- Erdoğan ikilisini de evrensel kıstaslarda okuma perspektifinde yanılgı anlamına gelmiyor. Ne münasebet!
Hele hele, yukarıdaki dilek ve arzuların yanlış olduğu anlamına hiç mi hiç gelmiyor.
Yoksa seçmen çoğunluğunun bizim benimsediğimiz kıstas ve değerleri paylaşmadığını zaten önceden bildiğimiz için onları ısrarla sahiplenmekten ve istemekten vaz mı geçeceğiz?
Kekâ, sen sağ ben selâmet bu takdirde hiç yanılmaz ve hep galipten yana olmuş oluruz…
Fakat “aydın namusu” gibi arabesk bir deyim kullanmayacağım ama her entelektüele hiç olmazsa bir nebze bulaşması gereken etik ahlâkın “inanç yanılgısına” düşmüş oluruz.
hadiuluengin@taraf.com.tr
Yorum Yap