- 13.09.2014 00:00
KIRK bir kere maşallah, komplo teorilerinin bini yine bir paradan uçuşmaya başladı.
Bu defa genel ulusalcı damarın dinperest kesimi öne çıkıyor.
Gerçi doğru, velev ki tam zıt bir yönde olsun, işin içine Batı girdiği için aynı cenahınlaikperest kesimi de sözkonusu uydurmasyon yarışında diğerinden geri kalmamaya çalışıyor.
Peki neymiş?
***
EFENDİM şuymuş ki, malûm, Barack Obama yönetimi ve bazı müttefikler Suriye ve Irak’taki IŞİD kuvvetlerine karşı askerî harekât kararı aldı.
İşte, bizim dinperest ulusalcılara göre bunu çok daha geniş bir çerçevede okumak ve arkasındaki bityeniğini görmek gerekiyormuş.
Çünkü ABD ve Avrupa o IŞİD’i hem İslam âlemini itibarsızlaştırmak; hem dikkatleri İsrail saldırganlığından dağıtmak; hem de Türkiye’nin desteklediğiİhvan türü yapılanmalara karşı yeni odaklar üretmek amacıyla kasten yaratmışlar. Perde gerisinden de desteklemişler.
Şimdi de insani yardım bahanesiyle bölgeyi zapturapta almak peşinde koşuyorlarmış.
Hatta işi Fethullah Gülen Hocaefendi Camiasıyla irtibatlandırıp, gelişmeleri Ankara’yla Washington arasına kara kedi sokmaya yönelik kumpas olarak niteleyenler bile çıkıyor.
Zaten laikperest ulusalcılarda aynı sonuçta buluşuyorlar.
Şu farkla ki, onlar Beşar Esad’a göbek bağıyla bağlı oldukları için ABD’nin IŞİD’e karşı harekâtı aslında Baas’ı devirmek için yapacağını iddia ediyorlar.
Fesuphanallah ve Allah tez vakitte akıl fikir ihsan eylesin...
***
BATI’ya yönelik bu nefret nedir! Bu kompleks nedir! Ve tabii bu korku nedir!
Nasıl oluyor da, hangi gayeyle olursa olsun, sözkonusu Batı’nın devreye girdiği bütün durumlarda bizim dinperestler ve laikperestler derhal yekpare bir zihin bloku oluşturuyor ve mutlaka inanılmaz komplo teorileri icat ediyorlar?
Oysa insaf eyleyin: Şu Suriye olaylarını başından beri az biraz izlemiş olanların, gelişmelerin Arap Baharı sürecine paralel seyirde ve tamamen spontane biçimde doğduğunu; başta ABD, Batı’nın hiç de çamura bulaşmak istemediğini; zaten işlerin bu kayıtsızlıktan dolayı şimdiki merhaleye vardığını; IŞİD ve fasilesinden örgütlerin ise bölgedeki mezhep ve sosyoloji karmaşası sayesinde boy attığını görmemesi mümkün müdür?
Görmüyorsa, kördür!
Fakat şayet görüyor da yukarıdaki komplo teorilerini yine yukarıdaki Batı nefreti, Batı kompleksi ve Batı korkusu ekseninde uyduruyorlarsa --ki dinperest ve laikperestşarlatanlar tabii ki bu kategoride yer alıyor-- onların maskesini indirmekten başka çare kalmıyor.
***
FAKAT açık söyleyeyim, fayda etmiyor!
İndir indir, kat be kat yapışmış yalancılık makyajı suretlerinden bir türlü silinmiyor.
İstediğiniz kadar son dönemin Suriye ve Irak gelişmelerini kronolojik takvimle madde madde sıralayın; İhvan’cı dinperestlerine istediğiniz kadar IŞİD’in kuluçkasında dolaylı bir Ankara himayesinin bulunduğunu söyleyin; üçüncü dünyacı ve Baasçı laikperestlerinede istediğiniz kadar yere göğe sığdıramadıkları İran’ın bile bugün ABD ve Batı koalisyonu içinde yer aldığını ispatlayın, yüz surat mahkeme duvarı, bana mısın demiyorlar.
Batı’ya duydukları nefret, kompleks ve korku o denli travmatik boyuta ulaşmış durumda ki, aynı Batı’nın daha lâfı geçtiği an derhal her cins şeytanla zifaf gecesine girmekte tereddüde düşmüyorlar. Sonra da kız oğlan bekâretiyle övünüyorlar.
Ve eminim, ABD Dışişleri Bakanı’nın bugünkü Türkiye temasları ertesinde sözkonusu travmatik arazlar ve komplo teorileri tam zirveye çıkacak ki, tam zırvaya şimdiden hazır olun!
hadiuluengin@taraf.com.tr
Yorum Yap