Çözüme doğru mu

  • 19.02.2014 00:00

 CENGİZ Aktar Kıbrıs’taki son gelişmelere ilişkin dünkü yazısına şöyle başlamıştı:

Ada tekrar gündemde. Duyunca, önceki çabaların nasıl boşa çıktığını hatırlayıp ‘yine mi’ diye sorup geçesi geliyor insanın... Ama bu sefer durum farklı.


Çünkü her iki tarafta da, hatta kayırıcıları Türkiye ve Yunanistan’da da deniz bitti.

***

O Türkiye ki, denizin bitmesi bir yana, zaten üç temel sorunu çözümlemediği takdirde ne uluslararası arenada ufkunu açabilir, ne de evrensel sayılan değerlerle bütünleşebilir.

Başka bir deyişle, yakın ve çok yakın tarihinin özeleştirisini yapmadıkça, düzenli aralıklarla nöbetine yakalandığı sara illetinden kurtulamaz. Asla da kurtulamayacaktır.

Yukarıdaki üç hayati mesele de kronolojik sıralamaya göre Ermeni Büyük Felâketi, Kürt kimlik inkârı ve Kıbrıs Adası’nın işgalidir!

***


İŞGAL
 kelimesini kasten kullandım!

Zira yukarıdaki sözcük Rum lobisinin empoze ettiği dezenformatif bir terim değildir.

Nesnel bir tespittir! Durumu objektif biçimde saptayan tarafsız bir ifadedir.

Zaten başımızı kuma gömmenin âlemi yok, Kuzey Kıbrıs’taki Ankara hükümranlığı, tabii ki bir tek Türkiye hariç, bütün dünyada bu deyimle sıfatlandırıldı ve sıfatlandırılıyor.

Çünkü tamam, Samson darbesinden sonra 20 Temmuz 1974’te başlatılan ve Ada’da köprübaşı tutan ilk harekât meşru nitelik taşıyordu ve Londra Antlaşması’nda yeri vardı.

***

FAKAT ne zaman ki on dokuz gün sonra ikinci operasyon devreye girdi ve TSK bağımsız bir ülkenin topraklarını gasp etti, buradan itibaren adıyla sanıyla işgal sözkonusudur.

Hele hele siz orada aslında KKEESGTC rumuzunu, yani Kuzey Kıbrıs Ekmek Elden Su Gölden Türk Cumhuriyeti sıfatını taşıması gereken sözümona bir “devlet” (!) empoze etmişseniz, ağzınızla kuş tutsanız tek bir Allah’ın kulunu işgalci olmadığına inandıramazsınız.

Zaten kırk yıldır kimse inanmıyor ki, bir kırk yıl daha da geçse kimse inanmayacak.

***

ADA’daki kördüğümün baş ve esas sorumlusu Rauf Denktaş’tır!

Ama tabii ki Rumlar sütten çıkmış ak kaşık değildir. Hiçbir zaman da olmadılar.

Fakat zaten Mister No lâkaplı ve ulusalcı saplantılı Denktaş bütün liderliği boyunca, Ankara’da oluşturduğu çıkar lobisi ve yetiştirdiği şakşakçı avenesi vasıtasıyla Türkiye’ye karşı da şantaj uygulayarak çözüm fırsatlarını elinin tersiyle itti. Karşı tarafın ekmeğine yağ sürdü.

Daima bin dereden su getirdi ve daima en iyi çözüm, çözümsüzlüktür siyasetini dayattı.

En son örneği de 2003 martındaki Lahey görüşmesinde tekrarladığı nemrut tavırdır.

Henüz yeni iktidar olduğu için o sıra ürkek davranan AKP diplomasine oldubitti yaptı ve yine no diye masadan kalktı ki, Rumların Nisan 2004’teki BM referandumuna olumsuz cevap vermesi için Güney Lefkoşa’ya altın tepsi içinde pırlanta hediye sundu.

Zaten ondan sonra da dişe dokunur bir çözüm alternatifi gündeme gelmedi.

***

İMDİİ, tekrar Cengiz’in yazısına dönersem, Ada’daki yeni ve olumlu süreci tabii ki yine ihtiyatla karşılamak, fakat eski bıkkınlıkla yine mi diye de es geçmemek gerekiyor.

Çünkü onun dediği gibi ve sıraladığı gerekçelere uygun olarak, bu defa durum farklı!

Doğru, bütün taraflarda deniz bitti ama diğer yandan da çözüme ulaşılırsa Kıbrıs- Yunanistan- Türkiye eksenindeki ortak denizde ortak yakamozla ışıldamak mümkün!

Zaten de aslında akıl, mantık ve çıkar bunu zorunlu kılıyor.

Umalım ki işgalci yaftasını yediğimiz 1974’ten tam kırk yıl sonra Türkiye yukarıdaki üç temel sorundan hiç olmazsa birini halledebilmiş olsun. Ufku engine biraz daha açılacaktır.


hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums