Kaç çocuk yapalım

  • 6.09.2013 00:00

 BAŞBAKAN Erdoğan sanki her eve bir çamaşır makinesi kampanyası yürütüyor.

Dönüp dolaşıp ve habire her aileye üç çocuk diye tekrarlamasını kastediyorum.

Gerçi, Allah cümlemizinkini bağışlasın, bendenizde boy boy ve dört tane var!

Dolayısıyla, eh ne mutlu bana, zahir hem AKP liderinin övgüsüne mazhar olacak, hem de belki damızlık kategoride altın madalya hak edecek fasileye giriyorumdur.

Hayır!

***

YANİ genel olarak insanın birey, özel olarak da kadının beden hürriyetini tavizsiz ilke olarak sahiplendiğimiz takdirde hayır!

Zira bilgiç lügatte natalist denen ve otoriter, teokratik ve totaliter rejimlerin en temel desturlarından birisini oluşturan bu tür doğumculuk projeleri demokrasiyle asla bağdaşmaz.

Hem o birey insanın mahremine pervasızca müdahale anlamına gelir, hem de o toplum mühendisliğinin daniskasına tekabül eder.

Öyle bir mahreme müdahale ki, buluğ çağından itibaren burnunu uçkur altına sokar.

Öyle bir toplum mühendisliği ki, gerdek gecesinden itibaren yatağı gönyeyle ölçer.

Ve yukarıdaki mantalite meydanı boş bulduğu takdirde de kademe kademe önce kürtajı, sonra doğum kontrol hapını, nihayetinde ise prezervatifi bile yasaklamaya kalkar.

Ne hacet, oldu olacak bari Katolik kara papazlardan da aforoz için cevaz isteyelim!

***

OTORİTARYEN muhafazakâr kimliği yansıtan Recep Tayyip Erdoğan’ı tabii ki onlarla karşılaştırmak küstahlığa yeltenecek ama yine de şunları hatırlatmak zorundayım:

Unutmayalım ki Almanya’nın Hitler’i “âri nüfus” (!) artsın diye yine “âri ırktan” (!) seçtiği kız ve erkekleri metazori halvete sokuyordu.

Unutmayalım ki ülke açlıktan kırılırken Çin’in Mao’su “emperyalizmi sidikle boğmak için” (!) halkına hâlâ “çoğalın” talimatı veriyordu.

Ve yine unutmayalım ki Çavuşesku Romanya’sında hem doğum kontrolü ve kürtaj yasaktı, hem de ezkaza yakalanan Tuna deltası batağındaki esaret kamplarını boyluyordu.

Yani bütün “çocuk yapın” dayatmalarına hep sağ veya sol diktatoryalar imza attı.

Tamam, Başbakan henüz dayatmıyor ama retoriğiyle o yöne doğru kavis çiziyor.

***

VAKIA doğru, ufukta demografik bir azalma ve yaşlanma rizikosu belirdiğinde demokratik devletler de insiyaki bir yaşama refleksiyle tedbir almak ihtiyacını hissederler.

Yukarıdaki natalist politikaları kâh loğusa primini yükselterek, kâh bebek kreşini artırarak, kâh da annelik tatilini uzatarak iradi biçimde desteklemek yöntemini seçerler.

Nitekim bu tür bir tehlike sezinleyen birçok Batı Avrupa başkenti hâlen yukarıdaki önlemlere başvuruyor. Hatta bazı İskandinavya ülkelerinde babalık tatili dahi bahşediliyor.

Zaten doğum oranı yüksek göçmenleri de aynı yaklaşımla vatandaşlığa geçiriyorlar.

Ancak, o devletlerin liderleri şu kadar çocuk yapın diye talimat vermeye ve çağrı tekrarlamaya asla kalkışmıyorlar, çünkü insanın birey ve kadının beden özgürlüğüne müdahil davranmanın ilk andan itibaren demokrasinin “d”sine tecavüz olduğunu tabii ki biliyorlar.

***

AYRI yazı konusu, ailelerin çocuk sayısıyla refah düzeyi, kadercilik anlayışı, köylülük hantallığı veya inanç metafiziği arasındaki bazen zıt, bazen paralel ilişkilere girmeyeceğim.

Fakat Başbakan kendi tezini savunurken bir de kaş yapayım derken tam göz çıkarttı!

Ben söylersem lâf oluyor, Putin’e kimse tınmıyor” diye serzenişini kastediyorum.

İşte, gönlünde yatan aslanı ve emsal bellediği kıstası ele vermesi açısından bir turnusol kâğıdı işlevi gören bu çok vahim ve bu çok hazin Putin referansını yarın işleyeceğim.

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums