KEMAL Kılıçdaroğlu Brüksel’de ağzının payını almış!

Tabii onun şahsında esas olarak CHP almış!

Haber dünkü Taraf’ta yoktu, dolayısıyla belki bilmiyorsunuzdur diye özetleyeyim.

***

ALTI oklu parti lideri Avrupa Parlamentosu’nu ziyarete gitmiş ve önceki gün bu kurumdaki Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda’yla birlikte basın toplantısı düzenlemiş.

Ve, zahir Kılıçdaroğlu Batılı sosyal demokratları CHP bünyesindeki ulusalcılarla karıştırdı ki, tutmuş Recep Tayyip Erdoğan’ı Beşar Esed’le kıyaslamış.

Dilin kemiği yok ya, “ikisi arasında yalnız ton farkı var” diye kelâm buyurmuş.

***

FAKAT tabii orası sosyal demokrat forum ve belirli bir saygıyı şart kılıyor.

Dolayısıyla, Kemal Kılıçdaroğlu ipin ucunu bu denli kaçırınca Swoboda kibarca “devenin nalı”demeye getirmiş ve ânında toplantıyı terketmiş.

CHP önderi sözlerini geri almadıkça da ikili görüşmeyi iptal edeceğini bildirmiş.

Bizimkisi Nuh deyip peygamber demediği için de temas suya düşmüş.

Yani sizin anlayacağınız Brüksel ziyareti boşu boşuna uçak bileti alındığıyla kalmış.

Bu arada aşağıdaki rezil sahtekârlığı ve tıynetsizliği de hatırlatayım:

Bütün medya haberi yukarıdaki gibi yansıtırken o ulusalcıların dezenformasyon şebekesine dâhilOdacıbaşı internet sitesi sevinçten oynayarak gerçeğe yine takla attırmıştı.

Tahrifatı “Kılıçdaroğlu rest çekti” raddesine vardırmaktan geri kalmıyordu ki, pes!

***

ÖTE yandan, yukarıdaki Hannes Swoboda dünkü Zaman’da gelişmeyi gazetenin Brüksel temsilcisiSelçuk Gültaşlı’ya sıcağı sıcağına şu ifadelerle değerlendiriyordu:

     
“Erdoğan’la Esed mukayesesi olmaz. Türkiye’de böyle şeyler söylerseniz çok akıllıca değil diye düşünürüm ama müdahil olmam. Fakat tabiri caizse, benim evimde ve benim siyasi partimin posterleri önünde, bu, kesinlikle kabul edilemez.” (...)

“Bu insanların (ulusalcılar kastediliyor) bazıları hâlâ Kılıçdaroğlu’nun çevresinde. Kendisi reform yolunda cesur olmalı. O zaman sonuna kadar destek vereceğiz.

CHP sosyal demokrat ailenin parçası olmak istiyorsa ailenin değerlerini kabul etmeli. Birinin evine misafirseniz, o evin kurallarına uymak mecburiyetindesiniz.”

***

SWOBODA’nın Gültaşlı’ya söyledikleri bana derhal Turan Güneş’i hatırlattı.

Çünkü CHP’deki akim kalmış sivilleşme atılımlarının da öncüsü olan rahmetli Dışişleri bakanı 12 Eylül döneminde yukarıdakinin hemen hemen tıpkısı bir benzetme yapmıştı:

“Briç klubünde pişti oynanmaz! Oynamaya kalkarsanız da kapıyı gösterirler!”

***

NUR içinde yatsın, Güneş bu aforizmayı generaller cuntası Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ihraç edilmesini engellemek için bin bir dereden su getirirken ifade etmişti.

Yani nasıl ki sosyal demokrat değerlerle ilgisi olmayan Kılıçdaroğlu CHP’si aynı sosyal demokratların merkezinde bile Esed dalkavukluğu yapmaya kalkışınca “eğer birinin evinde misafirseniz onun kurallarına uymak zorundasınız” diye hizaya getirildi ve kapı önüne konuldu, Turan Güneş söz konusu olguyu zaten bundan otuz üç yıl önce saptamıştı.

Eh, tarih tabii ki tekerrür değildir ama o CHP o tarihe rağmen tekerrür olarak kalıyor!

***

VE CHP, işte piştiiii!

Garson! Sen de öyle Brüksel usulü filtre kahve falan değil şöyle tavşankanı çay getir!

CHP, briç senin neyine, Esed düşmüş valene ki, tekrar pişti!

hadiuluengin@taraf.com.tr