- 23.02.2013 00:00
“SOSYAL demokrat tavuğu yolmak lâzım!”
Dünya siyaset literatürüne girmiş bu ibretlik sözün sahibi Albert Treint’dir.
Zât-ı muhterem Fransız Komünist Partisi’nin kurucularındı. Genel sekreterlik de yaptı.
İç çekişmeler nedeniyle daha sonra ihraç edildi ama burası bizi ilgilendirmiyor.
Vurgulamak istediğim noktayı Komünist Enternasyonal’in 1922 Moskova oturumunda Treint’in Avrupalı Bolşeviklere vermiş olduğu yukarıdaki talimat oluşturuyor. Daha açayım:
***
FKP temsilcisi “tavuğu yolalım” derken demokrasilere entegre olmuş ve kitlesellik kazanmış Batı sosyalist partilerinin komünistler tarafından “tırtıklanmasını” kastediyordu.
Yani milletvekili, sendikacı, üye vs. “apartılmasını” (!) talep ediyordu.
Bunun ilk yöntemi Komintern lügatinde “denizaltı” veya “antrizm” diye tanımlanır.
Sözkonusu kurumlara sızarak onların iç mekanizmasına yerleşmek amacı güdülür.
Fakat esas taktik aynı sosyal demokrat partilerin çizgisini ve yönetimini kâh “hainlik”le suçlamak, kâh da birinden birini desteklemek üzerine kuruludur.
Hedef hem daha alt düzey kadroları, hem de tabanı “tavlamak” eksenine odaklanır.
Dolayısıyla da komünist yayın organları “kellesini istedikleri” o çizgi ve yönetime karşı kara propaganda; kayırdıkları çizgi ve yönetime karşı ise pohpohlama yürütürler.
Zaten aslına bakarsanız da bu yaklaşım kendi mantığı açısından son derece doğrudur!
***
DOĞRUDUR, çünkü “sol hassasiyet” esas olarak merkez sol partilerde kitleleşir.
Eh, armut piş, ağzıma düş! Kümeste zaten mevcut böyle bir “tavuğu yolmak” tabii ki sazlıkta yaban ördeği avına çıkmaktan, yani sağ kesimi kazanmaktan çok daha kolaydır.
Dolayısıyla, aslında merkezden uçlara doğru bütün siyasi akımlar için geçerli olan bu genel eğilim komünistlerin “müşteri çalmak” yönteminde daha çok hinlikle donatılmış; daha çok kumpasa dönüşmüş; daha çok sistematize edilmiş stratejisinden başka bir şey değildir.
Ve işte CHP de bugün ulusalcılar açısından o “yolunacak tavuğun” ta kendisidir!
***
HAYIR, bu partiyi evrensel anlamda sosyal demokrat addetmiyorum. Daha neler!
Fakat mademki “sol” olduğu varsayılan hassasiyet esas olarak yukarıdaki kurumda kitlesellik kazanıyor; artı, mademki yine kendine “sol” (!) yaftası yapıştıran ve komünist rahle-i tedrisin tüm yöntemlerini kullanan ulusalcılar CHP’ye musallat oluyor, o hâlde yukarıdaki şemanın aynen burada da geçerlik taşıdığını söylemek asla yanlış oluşturmuyor.
Nitekim neo-Nazi Maocuların Karanlık varakparesinden gedikli dezenformatörlerin Odacıbaşısitesine dek, bilumum ulusalcı organlara şöyle üstünkörü göz atmak bile yeter.
Hazretler tavuğu bir güzel “yolmak” stratejisinde şeytana pabuç giydiriyorlar.
***
CHP iç bünyesinde kim ki “yenilikçi” addediliyor; kim ki sivillikten yana tavır alıyor; kim ki sosyal demokrasiye yaklaşmak iradesi beyan ediyor, haydaa, o ulusalcı cazgırlar çoğu defaKılıçdaroğlu’nu da hedefe koyarak ânında hücuma geçiyorlar. Vaveyla kopartıyorlar.
Buna karşılık aynı bünyede eskiliği, köhneliği, ırkçılığı, tasallutçuluğu savunan her sesi ve her çehreyi göklere çıkartıyorlar. Kasten baş tacı ederek sahnenin önüne itekliyorlar.
Şüphe yok, bin bir kılığa girmekte ve bin bir madrabazlığa soyunmakta kaşarlanmış ulusalcılarFransız komünistin “tavuğu yolmalı” talimatına harfiyen riayet ediyorlar.
CHP’den tırtıklayacakları müşterilerle kendi dükkânlarını büyütmeyi hesaplıyorlar.
Dolayısıyla kaçın kurası bir “eski tüfek” olarak naçizane uyarıyorum:
Parti yönetiminin tehlikeyi görmemesi körlük, tedbirli olması ise naiflik olacaktır.
Aksi takdirde tavuk yolunduktan sonra feryat etmiş, eyvah, artık tencere mukadderdir!
hadiuluengin@taraf.com.tr
Yorum Yap