- 16.11.2012 00:00
MÜTEVEFFA SSCB zamanında ve sittin sene müddetle “Kremlinologlar” vardı.
Bunların uğraş alanını da “Pravda”nın sayfada kullandığı bir hurufattan yahut Kızıl Meydan’daki bir resmigeçidin boy sırasından anlam çıkartmaya çalışmak oluştururdu.
Şeffaflıktan yoksun kapalı toplumu okumak için bu tür bir uzmanlık gerekiyordu.
Şimdi de “Pekinologlar” var! Aynı cins müneccimliği Çin hakkında tekrarlıyorlar.
Ve dün öğleye doğru bahsi kazandılar! Çünkü öngördükleri gibi, yine dün noktalanan Komünist Partisi 18. Kongresi elli dokuz yaşındaki Xi Jinping yeni başkan seçti.
On yıl boyunca ülke kaderine hükmedecek olan lider hakkında çok az şey biliniyor.
***
VAKIA doğru, Xi’nin selefi Hu Jintao’ya oranla daha “liberal” olduğu söyleniyor.
“Demokratik ruhiyat”ına gerekçe olarak da Büyük Kültür Devrimi, yani “Büyük Kültür Katliamı” sırasında ailesiyle birlikte Mao’nun gazabına uğramış olması gösteriliyor.
Ama aslına bakarsanız böylesine şayia ve spekülasyonları cımbızla tutmak gerekiyor.
Zira nasıl ki Kongre mahremde gerçekleşti ve önceden saptanmış şahsiyetleri seçti, bir “meşhur meçhul” olan yeni önderin uygulayacağı politikaları da iç dengeler belirleyecek.
Çünkü günümüz Çin’i totaliter olmaktan ziyade otoriter bir kimlik arzediyor.
***
ÖYLE, zira “sosyalist piyasa ekonomisi” gibi garabet bir tanımı ve kapitalizminin en vahşi tipini seçmiş olsa bile iktisadi kalkınma ÇHC’de ciddi bir sivil kamuoyu da yarattı.
Sosyal ağ sitelerini paylaşan internet kullanıcılarının sayısı yarım milyara yaklaşıyor.
Şehirli nüfusun devasa süratle artması; dünyaya açılımın önlenemez raddeye varması; gelir dağılımındaki muazzam eşitsizliğe rağmen de yabana atılmayacak bir orta sınıf burjuvazisinin doğması“tabandaki Çin”i kısmi ve tedrici bir çoğulculuğa doğru sürüklüyor.
Buna paralel olarak da “tavandaki Çin”i artık “tek adam” değil, sekiz kişiden oluşan ve farklılıkları dengeleyen Merkez Komitesi Daimi Bürosu’ndaki kolektif organ yönetiyor.
Dolayısıyla da yeni liderin “liberalliğini” falan yukarıdaki iç dengeler tayin edecektir.
Üstelik bazı “Pekinolog”lar Jinping’in eşi Peng Liyuan’ın Çin sathında çok ünlü bir “star şarkıcı”olmasından yola çıkarak aynı Mao dönemiyle bu defa zıt bir ilişki kuruyorlar.
Yani “Büyük Serdümen”in lânetli karısı ve “Dörtlü Çeteni”nin elebaşısı Jiang Zing’in de artist olduğunu hatırlatarak mazideki kâbusun tekrarlanabileceğini çağrıştırıyorlar.
***
YİNE spekülasyondur! Tarih tekerrür etmez ve falcılığın üzerinde durmaya değmez!
Üzerinde durulması gereken şey komünist partisinin mostralık ismine rağmen aslında hep Konfüçyüsçü bir “itaat toplumu” olmuş olan Çin’in Deng Sio Peng’in 1979’daki “dört modernleşme”atılımından beri “otoriter kalkınma modeli”ni benimsediği gerçeğidir.
Eski Singapur lideri Lee Yew’in teorize ettiği ve Kore’den Taiwan’da birçok Asya ülkesinin “sırrı”nı oluşturan böyle bir modelde ise Batılı anlamda demokrasiye yer yoktur!
Daha doğrusu, bu yaklaşıma göre refah ancak belirli bir “asgari nokta”ya vardıktan sonra konu biraz biraz tartışmaya açılabilir. Oysa Çin o noktanın fersah fersah gerisindedir.
Hem selef Hu’nun, hem de halef Xi’nin Kongre’de altını bilhassa çizdikleri gibi bir yandan rüşvetçilik, kayırmacılık, hırsızlık; diğer yandan da sosyal eşitsizlik, göçebe sefillik ve bölgesel dengesizlik ÇHC’yi böyle bir aşamanın çok, çok uzağında kılmaktadır.
Üstelik yukarıdaki yolsuzluklar ve eşitsizliklere ek olarak, zaten tarih boyu var olmuş merkezkaç eğilimlerin devamı ülkenin diğer yumuşak karnını oluşturmaktadır. Riziko ciddidir
Dolayısıyla, evet iktisadi pırıltı Çin’de tedricen kamuoyu ve sivillik de üretmektedir ama gerçek bir demokrasi ve açık topluma geçiş kısa - orta vadeli gündemde değildir!
Zaten de gündeme geldiği “Pekinolog” müneccimbaşılığa ihtiyaç kalmayacaktır.
hadiuluengin@taraf.com.tr
Yorum Yap