Uzaklıklar yakınlıklar

  • 26.05.2012 00:00

 Dört gündür “komşu”dayız. Adadan adaya atlayarak Yunanistan’ın güneyine iniyoruz. Önce Samos’un Pythagorio köyü, ardından Patmos Adası, yarın Arki...

Küçücük gövdesiyle Avrupa’yı sallayan bu ülkenin ekonomik krizinden ya da tekrarlanacak olan seçimlerden söz etmeyeceğim. Çünkü, bizim bastığımız topraklarda bunların izlerini yakalayabilmemiz zor. Buralarda geçici “yabancılar” ve onlarla her zaman neşeli ilişkiler kurmayı başarmış oldukları anlaşılan güleryüzlü “yerliler” yaşıyor. Adalar, Atina gibi değil. Turizm ayakta ve keyifler yerinde gözüküyor.

Harika yemekleri de başka bir yazıya erteleyebiliriz.

Milliyetçiliğin algılarımızdaki tezahürleri, yabancı topraklarda ister istemez daha görünür oluyor. Çoğumuzun, hayatımızın bir ânında Ege’nin kıyılarından “karşıya” bakıp, Yunan adalarının bize ne kadar “yakın” olduğunu heyecanla, hatta şaşkınlıkla dillendirmişliğimiz vardır. Ben bu şaşkınlıkta hep,“ulus-devlet” ideolojisinin zihnimizi fethini bulmuşumdur. Milliyetçiliğin yabancılaştırıcılığının, insanlık coğrafyasını bayraklarla, sınırlarla parçalayıcılığının farkında olmadan söze dökülüşüdür bu heyecan. Coğrafi olarak “yakın” duranın, aidiyet olarak çok “uzak”lara ilişkin olduğu “bilgi”sinin gözümüze soktuğu paradoks şaşırtır bizi. Doğal bulmayız. Doğal bulmadığımız şeyin doğanın ta kendisi olduğunu fark etmeyiz bile. Bir ada, neden kıyıya yakın olmasın?

Yunanistan’ı gezenlerin başka bir şaşkınlığı daha vardır. Karşı kıyıyı yurt edinmiş bu insanların “biz”e ne kadar çok benzediklerine şaşırırız. Biraz üzerine düşünen insanın, bu heyecanların arkasında milliyetçiliğin “ötekileştirici” müdahalesini sezmemesi mümkün mü? Adaların yakın olduğu kadar, insanların da, kültürlerin de yakın olmasında yadırganacak ne var? Fakat milliyetçilik o adayı “ada”olmaktan, insanı insanlığın “ortak ailesine” mensup olmaktan çıkartır. İnsanları da, coğrafyayı da zihnimizde parçalar. Ve biz, şu küçük soruyu sormakta zorlanırız: Neden millet dediğimiz o topluluklar, diğer aidiyetlerden daha değerli olsun? Bu uzaklıkları hak edecek ne yaptık birbirimize. Bu yaptıklarımızda neden hep biz haklıydık ve “karşı taraf” haksızdı. Daha önemlisi de; bu sonsuza kadar böyle gitsin istiyor muyuz?

Şimdi artık, uzaklıklarla yakınlıkların, ortaklıklarla çatışmaların birarada yaşandığı karmaşık bir dönemden geçiyor insanlık. Ulusüstü yapılarla, ulusal yapılar iç içe. Krizlerle, gelgitlerle yürüyen bir süreç bu. Milliyetçilik, pranga gibi ayağından tutuyor insanlığı. “İleri” medeniyetlerde de, nefes nefese arkadan gelenlerde de bu arkaik ideoloji varlığını hissettiriyor. Belli ki ulus-devletlerin ve milliyetçi-ırkçı ideolojilerin ölümünü ilan etmek için vakit erken.

Biz ise yolun başındayız galiba. Bir ayağımız dünyaya basıyor ama öteki ayağımız toplumun her tarafına yayılan bir ötekileştiriciliğe saplanmış. “Tam bağımsızlık” konserlerine koşarak giden kalabalıklar, sınırları, bayrakları “anti-emperyalizm” adına kutsamakta bir erdem olduğuna fazlasıyla inanıyorlar. Bütün kötülüklerin arkasında Batı’nın büyük güçleri olduğuna duyulan iman ve içe kapanmacılığın onurlu bir insanlık hâli olduğu inancı hâlâ çok diri. Bizde “kötülükler” içeriden gelmez. İçeridekiler “dış” düşmana hizmet ederler olsa olsa.

Daha da ilginç olanı; “dış”a kapalı olmaktan huzur duyan, dış dünyayı kendi istikrarlı “küçük” hayatı karşısında bilinmeyeni temsil eden bir tehdit olarak algılayan “taşra geleneğinin”, evrensel standartlara çok daha açık bir eğitimden geçmiş meslekli orta sınıflarca “gayrı milli”likle eleştiriliyor olması. Boğazına kadar ulusalcılığa batmış kimi “solcu” arkadaşlarımın, hükümete yönelttikleri bu eleştirileri dinledikçe, keşke diyorum kendi kendime, “keşke, bugünkü iktidar iddia ettikleri gibi milliyetçiliği aşmış olsa”. Bilmiyorum, biz bu ülkede çatışan tarafların “milliyetçilik yarışının”bitmesini dünya gözüyle görebilecek miyiz?

ODTÜ’lü, mesleğinde seçkin, kendisini solcu sayan bir arkadaşımla bir akşam yemeğinde konuşuyorduk. Arkadaşıma geçen yıl gördüğüm Yunan adalarının çekiciliğini anlatırken yutkundu.“Biliyor musun” dedi, “o adaların bize bu kadar yakın olmasına rağmen onlara ait olması kanıma dokunuyor”. O adaların yakın olduğu “bize ait” Ege kıyılarını nasıl bir arındırmaya tabi tuttuğumuza dair en küçük bir fikri yoktu. Ne Teşkilat-ı Mahsusa’yı duymuştu, ne daha Saltanat’tan başlayan göçe zorlama politikalarını. Bildiği tek nüfus hareketi 1924 mübadelesiydi. Onun da bugün uluslararası hukukta suç sayıldığını bilmiyordu. Bunları bilseydi de, “onlar da bizi Balkanlar’dan kovmadı mı” derdi herhalde. Çünkü biz, tarihî kötülüklerin bir mecburiyet olduğunu öğrendik. Doğallaştırdık. Daha da fenası “bizim yaptıklarımız” her zaman mağduriyetten sığınılmış zorunluluklardı. Bütün milliyetçilikler gibi, bizim milliyetçiliğimiz de bir tek bizim milli mücadelemizi meşru kabul etti. Fakat bunlardan da kötüsü var: Bütün bu üstünlük ve ayrımcılık ruhunu bugüne taşımak. Ulusun tarihî bir kategori olduğunu kabul etmek yerine ona zaman üstü bir mutlaklık atfetmek. Ulus-devleti mistik bir varlığa dönüştürmek.

Adalardan kıyılara bakanlarla, kıyılardan adalara bakanlar, o mesafelerin kısalığına şaşırıp karşılıklı diş gıcırdatmaya devam ettikçe, insanlık da kanamaya devam edecek.


“Uzaklık”
lara esir olmayanlar, yakınlıklara şaşırmazlar.

Umarım tarih onlardan yana ilerler.


ozaltinli@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    25.11.2012 04:27

    Mevcud durumunda demokrasiye kaydigimizi iddia etmek propaganda olur. Veriler cok acik. Lakin verilerin otesinde, Imparatorluk hayalleriyle yanip tutusan bir ulkenin demokrasiye kayacagi gorulmus mudur? Bugun Turkiye berbat bir fasizme kayiyor, cunku vatandas daha fazla toprak, daha fazla isgal, daha fazla ulusal gurur istiyor. Neden olmasin? Dogradigimiz, bok yedirdigimiz, 2 milyonken sayilari 10 bine dusurdugumuz adamlar bile bize gaz veriyor! Dunya Turk olsun, ermeniler, kurtler olmus bile!

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums