Yeni politika ve tehlikeli argümanlar

  • 8.11.2011 00:00

 Kürt sorununda tarafların, karşılıklı olarak bir paradigma değişikliğine gittiğinde görüş birliği var herhalde. Buna “burun sürtme” paradigması mı diyeceğiz bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa, çok kanlı, acılı ve otoriter bir iklimin oluştuğu. Yeni paradigmayla birlikte yeni bir gündem ve argümanlar oluşuyor. Bu argümanlar bir algı evreni yaratıyor; kamuoyu oluşturuyor ve bu etki geleceğe taşınıyor. O nedenle politikalar kadar, o politikalara ilişkin alınan tavırların, mantıki, felsefi gerekçeleri de çok önemli.

Taha Akyol bu ülkenin kanımca en ciddiye alınmayı hak eden aydınlarının içinde yer alır. 4 kasım günüHürriyet’te KCK soruşturmalarına ilişkin yazdığı makaleyi okudum. Düşüncelerimi bu yazı üstünden açıklamayı seçmemin nedeni, Sayın Akyol’u önemsemem kadar, söz konusu makalenin konuya ilişkin bir tavır alışın tüm argümanlarını barındırıyor olmasının sağladığı kolaylık.

Akyol, yazısında KCK soruşturmalarını desteklediğini açıkça belirtiyor. (Kuşkusuz kendisinden beklendiği gibi, Ersanlı ve Zarakoğlu’nun tutuklanmasına karşı oluşmuş oybirliğine katıldığı şerhini koyarak.)

Akyol, KCK soruşturmalarına ilişkin tutumunu benim özetlememle şöyle gerekçelendiriyor: Bir; KCK örgütlenmesi demokratik değildir. İki; (birincisinin de bir gerekçesi olarak) hukukun ve kamuoyunun denetimine açık bir yapı değildir. Üç: Totaliter bir yapıdır. Dört; ayaklanma ve özsavunmaya dayalı gerilla savaşının kitle içinde örgütlenmesini yapmaktadır.

Sayın Akyol ayrıca, haklı olarak MİT- PKK görüşmelerinin PKK ve KCK’yı yasal kuruluşlar haline getirmeyeceğini söylüyor.

KCK’nın totaliter, yasadışı, ayrılıkçı yanı güçlü, milliyetçi ideolojiye dayanan bir örgütlenme olduğuna benim hiçbir itirazım olamaz. PKK tarafından oluşturulmuş ve yönetiliyor olduğu da bilinen bir olgu zaten.

Benim tezim; bunların hiçbirisinin meşruiyetin ölçüsü olamayacağı. Demokratik bir siyasal rejimde, totaliter ideolojik-siyasi yapılar varolabilirler.

Ayrılıkçı fikirler yasal bir engelle karşılaşmadan siyaset sahasında kendilerine yer açabilirler.

Hukuk ve kamuoyunun denetimine açık olma ölçütüne gelince; bundan kastedilen eğer ülkede geçerli hukuk sistemini tanımamak kendi ayrı hukuki rejimini inşa etmek ise, bu durumda cari sistem hangi alanda ihlal ediliyorsa o alanda kendi yaptırımını uygular zaten. Örneğin siz; diyelim evlenmeyi, hakaret suçunun unsurlarını, askerlik işinin nasıl düzenleneceğini ayrı esaslara bağladınız. Buna göre davrandığınız anda ülke hukukunun hangi kuralını ihlal etmişseniz onun yaptırımına uğrarsınız. Evliğiniz tanınmaz, hakaretten yargılanır ve cezalandırılırsınız, asker kaçağına ne yapılıyorsa size de o yapılır. Bu bakımdan her yapı gibi KCK hukukun denetimine açıktır. Açık olmak istemese bile... Yok eğer kendi iç ilişkilerini dışa kapatıyor olmasını; otoriter hiyerarşik, totaliter bir iç evren oluşturmasını, ortadan kaldırılması için haklı gerekçeler olarak görüyorsanız, burada büyük sorun var demektir. Bu bakış açısıyla, dinî cemaat yapılarının da meşruiyetini tartışılır kılarsınız. Böyle yapıları bir demokrat olarak derinliğine eleştirmek başkadır, devletin yasal gücünün bu yapının varlığını ortadan kaldırma hakkı olduğunu söylemek çok başka.

Aslında Sayın Akyol’a (ve onun gibi düşünenlere) şunu sormak isterim: Eğer, PKK silah bırakacak olsa siz yine de “demokratik olmama, hukukun ve kamuoyunun denetimine kapalı olma, fiilen ayrılıkçılığın altyapısını oluşturma” gibi gerekçelerle KCK’nın devlet eliyle varlığına son verilmesini meşru bulur muydunuz? Hiç sanmıyorum. Demokratlık karizmanızda ciddi hasarları göze almadan bunu yapamazdınız.

Dolayısıyla sorunun demokratlık açısından bir tek kritik halkası vardır: Şiddet. Ne totalitarizmi, ne ayrılıkçılığı, ne kapalılığı... Hele ki yasa dışılık. Yasanı değiştir, ayrılıkçılık siyaseten güvenli biçimde savunulabilir olsun derler adama. Bir siyaseti haklı çıkartacağız diye, yarın o paradigmadan dönülmesini zorlaştırabilecek, demokrasiyle bağdaşmayan gerekçeler üretmek yanlıştır. Özgürlükler bahsinde yeterince sorunlu bir zihniyet dünyasına sahip toplumuz zaten.

Argüman aslında tektir: Ayaklanma ve özsavunmaya dayalı gerilla savaşının kitle içinde çalışmasını yapıyor olmak.

Ama, zaten sorun da bu değil midir? Kürt sorununda, siyasetle şiddetin iç içe geçmiş olması...

Elbette siyasetin şiddetten arındırılması gerekir. Birini kolundan tutup dağa gönderdiğini kanıtlarıyla yakaladığın insana yasayı uygulama diyen yok ki. Şiddete karşı olup olmamak tartışılamaz. Ama konumuz ilke vazetmek değil ki; konumuz, o ilkenin nasıl hayata geçirileceğini bulup çıkartmak.

Bu noktada ise siyasetin bakış açısı devreye girer. Siz; izlediğiniz siyaset hangi pencereden bakmanızı gerektiriyorsa tanımı oradan kurarsınız. Siyaseti güçlendirmeyi, müzakereyi esas almışsanız, KCK’yı PKK’nın silaha değil siyasete açılan kapısı olarak değerlendirirsiniz. “Burun sürtme” paradigmasına teslim olmuşsanız PKK ile ilişkili her yapı sizin gözünüze silaha açılan olanaklar olarak görünür.

Bu iş “güç”le bitecek diyenlerin inisiyatif aldığı görülüyor. Dolayısıyla KCK-şiddet ilişkisinin tanımını da onlar yapıyorlar şimdi.

Ben ise bu siyaseti yanlış buluyorum. Devleti bu siyasete PKK’nın çağırdığını düşünenlerdenim. Anlamsız, ahlaksız bir şiddetle sorunu yeni bir evreye sürükledi PKK. Ortadoğu’nun kirli puslu sahasında oynanan kanlı bir kumara dönüştü iş.

Demokratlığın sınırlarını zorlayan “yeni” argümanlardan çok, hakikaten sağlam bir siyasi akıla ihtiyacımız var. Sanki düne kadar bilmiyormuşuz gibi, “KCK’nın başında kim var ona bakın” deyip akademisyenini, yazarını kolundan tutup içeri mi atacağız? Neşe Düzel’e röportaj yaptı; Turgut Kazan’a savcıyı hedef gösterdi (!) diye saçma sapan davalar mı üreteceğiz? Yani; meşru- gayrı meşru demeden topyekûn savaş stratejisi üzerinden tekme tokat birbirimize mi gireceğiz?

Yoksa, siyaset yapanla müzakere; terör kullananla savaş mı diyeceğiz?

Hükümetin eski çizgisi doğruydu.


ozaltinli@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums