Bu kez başaralım

  • 5.01.2013 00:00

 Son günlerde iyi şeyler oldu. 29 aralıkta oğlum evlendi. Derken yılbaşı patırtısı. Ankara dışından gelen arkadaşlarım bir haftadır bende kalıyorlar. Ev deliler evine döndü. Fakat evdeki gürültünün konusu ne düğün, ne de yılbaşı. Biz Yıldıray’ın meşhur ışığını konuşuyoruz durmadan.

Kürt sorununa abanarak AKP’yi savurup atmaya heveslenen kronik muhaliflerin öfkelendiği günler yaşıyoruz. Erdoğan’dan umut kesenler ise şaşkın. Aralarında benim de olduğum iyimserler ise şimdi daha umutlu.

Bütün işaretler, hükümetin barışı sağlama iradesinin çok güçlü olduğunu gösteriyor. Bu iradenin Öcalan’da da karşılık bulduğu anlaşılıyor.

30 yılı aşan bir savaşın sona erdirilmesinin hiç de kolay olmayacağını hepimiz biliyoruz. Bölgede yaşanan kıran kırana mücadelelerin içine yerleşen bir sorun, Kürt sorunu. “Arap Bahar”ından tutun, Mavi Marmara’ya kadar uzanan, kaotik iklimin bir enstrümanı. Tam da Ruşen Çakır’ın dediği gibi, bu savaşın bitirilmesini isteyenler kadar sürmesini arzulayanlar da var. Bu ülke, Bingöl katliamını, Reşadiye’yi, Silvan’ı yaşadı. Üstelik sabotaj enstrümanları katliamlarla sınırlı da değil. Pusuda bekleyen andıççılardan, yargının olmadık ataklarına kadar tuzaklarla dolu bir yoldan geçeceğimizi sanırım iktidar da biliyor.

Çok acı ve öfke birikti. Fakat işin öteki yüzü de bıkkınlıktır. Toplum acı çekmekten usandı. Milliyetçi hamaset, ya da halk savaşı ajitasyonları ölenleri geri getirmiyor. İşte hükümetin en büyük dayanağı bu barış talep eden sağduyudur. Toplum defalarca iktidara kredi açtı. Kürt açılımının ilk telaffuz edildiği günlerdeki yaygarayı hepimiz hatırlıyoruz. Önce Habur gerçekleşti. Hükümet ürktü geri çekildi. Sonra referandum süreci yaşandı ve Kürt açılımına devam edileceği taahhüt edildi. Sonuç MHP’nin kalelerinden oluk oluk akan “evet” oyları oldu. Oslo tıkandı, görüşmeler açığa çıktı. Hükümet bundan da hasar görmedi. Sanıyorum artık Erdoğan bu süreci doğru okuyor ve haklı bir cesarete sahip.Gelinen noktada, barış için atılacak adımların siyasi riski, savaşın sürmesinin maliyeti karşısında önemsizleşti.

PKK’da, Öcalan’ın barış için razı olacağı koşulları kabul etmeyecek, onu açığa düşürmeye yeltenecek bir iradenin de varlığı meçhul değil. Ancak Öcalan’ın Kürt toplumu üzerindeki otoritesiyle gücü karşılaştırılabilecek başka bir odak yok. Kürt milli hareketi çok sert, kanlı bir patikada gelişti. İsyanlar her zaman lider efsaneleri üretir. Birleştirici lider kültü Kürt toplumunun da kaderi oldu. Birçok badireden sonra, 14 yılını da cezaevinde geçiren Öcalan’ın bir “ulusal sembol” olarak ayakta kalmış olması, onun Kürtlerin manevi dünyasında işgal ettiği yeri gösteriyor. Son olarak açlık grevleri de liderin statüsünün test edilmesine sahne oldu. Öcalansız, PKK’nın bütünlüğünü koruyabilmesi sanırım olanaksız. Ayrı baş çekmeye yeltenebileceklerin başarı şansı gözükmüyor.

İktidar cephesinin de işinin hiç kolay olmadığı açıktır. O cephede de toplumsal temsil gücünü aşan derecede siyasete müdahale araçlarına sahip güçler var. Kimin adına hareket ettiği pek belli olmayan karanlık bir medya odağının, Kürt sorunundaki tutumları nedeniyle saygın aydınlara, muhafazakâr laik ayrımı yapmaksızın açtığı karalama kampanyalarının dumanı üstünde henüz. Ve hükümet bu odağa karşı himaye kuşkusu yaratacak kadar toleranslı davranıyor. Bunun ahlaken ve hukuken kabul edilemezliği bir yana, böyle kritik bir süreçte vahim bir yanlış olduğu da çok açık.

Yargının da siyaset üstünde vesayet girişimlerine tanık olduk. Bu kez o kadar dolaysız hamleler olmayabilir. Ancak, örneğin Karadayı’nın tutuklanması istemiyle hâkim karşısına çıkartılması, yargının gündem üzerindeki etkinliğini kanıtlıyor.

Bütün olası tuzaklara karşı iktidar, incelikli, ayrıntıları iyi hesaplayan, algı yönetiminde ustalıklı bir politika geliştirmek sorumluluğuyla karşı karşıya. Fakat başarının asıl yolu, sanıyorum cesaretli ve çok kararlı davranmaktan geçiyor. Hükümet Türk kamuoyunun duyarlılıklarını elbette görmezden gelemeyecektir. Ama daha önemlisi, barış yapılacak tarafın hassasiyetlerini, güvensizliklerini ve onurunu çok ciddiye almaktır. Otuz yıldır savaştığınız, yüz yıldır haklarını gasp ettiğiniz bir halkın ve onun savaşan güçlerinin güvenini kazanmak kabul edelim ki kolay bir iş değil.

PKK’nın siyaset dışına itilmesi hayalleriyle, anadile, özerkliğe konulacak “kırmızıçizgilerle”, savaşın bitirilemeyeceği açık.

Türk toplumunun bu temel hakları hazmedemeyeceği varsayımı ise bu ülkeye haksızlık. Anlatırsınız ve kabul ederler. Ne kendi ikna gücünüzü ne de bu halkın vicdanını küçümseyin.

Bu ülkenin geleceğini ilgilendiren çok büyük bir sorun üzerine konuşuyoruz.

Hepimizin yaşantısını zehirleyen temel istikrarsızlık kaynağına el atıyoruz.

Elbirliğiyle hakkını verelim.


ozaltinli@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums