Ferda Keskin katıldığı 2022 Marksizm Toplantılar dizisinin 'Seçimler ve Sosyalistler' başlıklı kapanış toplantısında yaklaşan seçimler üzerine konuştu.
Keskin, seçimlerin batıda olduğu gibi bizde de formal çerçevede yürütüldüğünü, buna kabaca liberal burjuva demokrasinin bir parçası olduğunu vurguladı. Seçimlerin 'temsil sistemini' kısmen yaşandığını, seçimle gelenlerin kendisini seçenlere uzun vadede ya da kısa vadede hesap verebilirliğin ve örgütlenmelerin ülkelerde farklı gerçekleştiğini, ancak son yirmi yılda değişen dünyada bu format sürdürülüyor olsa bile içerik itibarıyla bunun artık yapılmadığı tespitinde bulundu.
Seçilenler Seçmenlerine Hesap Vermiyor
Bunun nedenini, batı toplumunu ele geçirmiş olan bir takım kurumların olmasından kaynaklandığı söyleyen Keskin, bu finas kurumları; merkez bankaları, Dünya Bankası, İMF v.b kuruluşların oluşturduğu, beslediği, ve dünyanın dört bir tarafına göreve getirdiği teknokratlar tarafından seçmene hesap verebilirliği engellendiğini belirti.
Keskin, Her ne kadar seçimle iktidara geliniyor olsa da artık hesap verdikleri merci kendilerini seçenler değil, kendilerini bir şekilde domine etmiş, zapturap altına almış bu uluslararası kurumlara hesap verdiklerini konuşmasında belirti. Bunun en güzel örneği Yunanistan'da Radikal Sol Koalisyon, SİRİZA iktidara geldikten sonra bir takım dönüşümler yapabilecekken yapamadığını gördük, çünkü hesap vermek zorunda oldukları kurumların dayattığı koşulları karşılama imkan ve kabiliyetleri sınırlanmıştı, diye konuştu.
Bildiğimiz liberal demokrasilerin temsiliyet, temsil, hesap verebilirlik mekanizmaları şu an ortadan kalkmış durumda olduğunu söyleyen Keskin, seçim süreçlerin manipülasyona açık hale gelen bazı mekanizmalar istendiğinde değiştirebilindiğini, iktidarı muhafaza edebilmek için sürekli seçim kanunlarının değiştirildiğine tanık olunduğunu ifade etti. Türkiye'de Özal'a birlikte bu değişikler sık sık uygulandığını ve bugün de yaşananların buna örnek gelişmeler olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin Batıda Olmayan Özelliği
Türkiye'nin batı ülkelerinde olmayan bir özelliği olduğunu söyleyen Keskin, Türkiye Cumhuriyetinin nüfusunun çok önemli kısmını oluşturan Kürt seçmenin partilerinin düzenli olarak kapatılıyor olmasını örnek gösterdi. Ne zaman meclise gelseler çeşitli bahanelerle partileri kapatıldığını, şu an bile yöneticileri, eşbaşkanları tutuklu olduğunu belirti. Türkiye’de klasik bildiğimiz liberal demokrasi, neo-liberalizmden büyük darbe yaşamış olsa da en formel mekanizmalarına tahammül edemeyen bir iktidarla karşı karşıyayız dedi.
Önümüzdeki Seçimlerde İlginç Bir Durum Söz Konusu
Yakın dönemde yaşayacağımız seçimler çok ilginç tablo sunuyor, sözü ile konuşmasını sürdüren Keskin, "Biz istesek de, istemesek de iki ittifaktan biri iktidara gelecek. Bu ittifaktan biri Cumhur, diğeri Millet. Yalnız ittifakların isimlerine bakıldığında bile insana 'eyvah' dedirtecek nitelikte. Bu durum ukus-devletin gelebileceği en muhafazakâr ve milliyetçi ittifaklar. Birinin içinde Türkiye’yi uzun yıllar bugünkü duruma getirmekten sorumlu, diğeri Müslüman parti ve faşist partiden menkul' dedi.
Keskin, bu iki ittifaktan hangisi kazanırsa kazansın yine olan demokrasi güçlerine, kadın ve LGBTİ hareketine, Kürtlere ve emekçilere olacağını, yeni iktidar asla göçmen sorunuyla yüzleşmeyecek, tam aksine davranacak, iklim krizine karşı bir şey yapmayacağını, Kürtlere özgürlük tanımayacağını söyledi. Yapacakları şeyin; mevcut sistemi minimal hasarla sürdürmek olacağını, oluşmuş olan muhafazakâr aşırı sağcı iktidarın muhafaza etmek tek amaçları. Yakaladıkları bu fırsatı sonuna kadar korumak isteyeceklerini belirti.
Muhafazakâr ve Aşırı Sağa Karşı Direniş İttifakı
Keskin konuşmasında, iktidara ve muhalefetteki milliyetçi Millet İttifakı'na karşı direniş İttifakı inşa edilmesi zorunluluğunda söz etti. Keskin'e göre, sistemin ezdiği, bastırdığı, sansürlediği, dışladığı, ötekileştirdiği bütün güçler, toplumsal dinamikler bir ittifak çeperi içine dahil edilmesi gerekir.
Böyle bir direniş, mücadele yalnız bir ittifaka, iktidara değil kapitalizme, neo-liberal kapitalizme karşı yürütülmesi gereken mücadele hattı izlemesi gerekiyor. Yakın dönemde böyle birliktelik, mücadeleleri yaşadığını, Gezi Direnişi, LGBT, kadın ve azınlık hakları mücadelesi, savaş karşıtı mücadelerde bu birliktelikler kurulmuş olduğunu söyleyen Keskin, seçimler böyle birliktelikler, mücadeleler için yeni olanak sunduğunu vurguladı.
Kaynak:
https://youtu.be/XbWsvZxlitI
Editör:
M. AKAY