Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rus devlet televizyonuna verdiği röportajda gündeme dair açıklamalarda bulundu.  Peskov ilk açıklaması yaptırımlar karşısında aldıkları önlemler oldu.

 Uluslararası gaz sözleşmelerinde ödemelerin Euro karşılığında Rus rublesi satın alınarak yapılacağı açıklaması yaptı.  Böylesi bir ticaretin uzun süre sürdürülemeyeceğinin olduğunu Kremlin farkında. Çünkü kendi ulusal paranızla da ticaret yapsanız paranızın değeri uluslararası bir paranın değerini ölçü almak zorundasınız. Euro'da, rezerv para dolar karşında belirlenir. Dolar-Europa paritesi bunun için sürekli gözlenir ve değerlendirilir. Dolaysıyla dünya kapitalist sistemin yarattığı 'değer yasasından' asla kaçamazsınız.

Nitekim Sovyetler, Stalin döneminde aynı mantıkla Batı dünyasıyla yarıştı sonunda ekonomisi iflas etti. Bu deneyimi bilen Kremlin, Ukrayna direnişini karılıncaya dek yaptırımlar karşısında kısa vadeli çıkışlar arıyor. Gazınızı ve ya başka bir emtiyayı dünya sistemine sokmak için ulusal paranızı devreye sokarsanız malınız da paranız da pul olur.

Peskov röportajında, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Türkiye’nin konumuna da değinerek, 'Elbette herkes ABD’lilerin korkunç baskısı altında. Tüm ülkeler egemen konumlarını net bir şekilde belirleyecek gücü bulamıyor. Örneğin bu açıdan diğer ülkeler Türkiye gibi değil. Türkiye ile fikir ayrılıklarımız var elbette, fakat bununla birlikte Türkiye çıkarlarına göre hareket ediyor ve gerektiği yerde açıkça ‘evet’ ya da ‘hayır’ diyebiliyor. Bu açıdan elbette modern siyasi dünyada Erdoğan gibi çok az insan var” ifadelerini kullandı. Peskov'un açıklamaları Türkiye’nin sırtını okşar gibi gözükse de Kremlin'in acizliğini gösterir.

Peskov, Erdoğan’ın överken ulusal çıkarları değil Türkiye'nin uluslararası yaptırımlara karşı açıkladığı mesafeli yani uymama tutumunu içeren dış politikasını savundu. Bu açıklamalar Rusya'nın yaptırımlar karşısında ne kadar köşeye sıkıştığının itirafıdır. Gerçekten ulusal çıkar söz konusu olsa Türkiye, Kırım, Gürcistan, Belerus, Suriye ve Ukrayna işgaline yani Rus yayılmacılığına karşı net tutum alır, Batı’nın yaptırımları açıkça ve eksiksiz desteklerdi. Yaptırımlara mesafeli durmak Rusya'ya hayat öpücüğü vermekten başka bir anlam taşımaz.