Son Dakika
- 12:50 Oral Çalışlar: Yarı-Başkanlıkta uzlaşılabilir mi?
- 05:22 Yalım Eralp: CHP: Heyecan için değişim
- 06:40 Selim Kuneralp: Hindistan’dan Avrupa’ya yol neden Türkiye’den geçmiyor?
- 06:38 İsmail Fatih Ceylan: Muhafazakârların kültür dünyası ne durumda?
- 12:11 Konca grubu Edremit'te buluştu
- 05:50 Pınar Sönmez: CHP, değişim ve demokrasi
- 05:45 Fuat Keyman: CHP, Türkiye ve değişim
- 05:22 Tolga Şardan: Kaplan'ın tutuklandığı operasyon sonrasında kapalı kapılar ardında yaşananlar
- 05:18 Emine Uçak Erdoğan: Muhalefetin Yas Süreci
- 05:07 Levent Köker: Anayasa’daki “Dilsizlik” sorunu
İzmit'te gezi eylemi
Gezi Parkı Davası’ndan çıkan karar sonucunda Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri bugün yaptığı açıklamada, “Başta Gezi Parkı olmak üzere ülkemizin yeşiline, doğasına, parkına sahip çıkacak demokratik bir ülke mücadelesinden vazgeçmeden delillere dayanan objektif ve tarafsız bir adalet sistemi kuruluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

Emek ve Demokrasi güçleri bugün İzmit Sabri Yalım Parkı’nda, Gezi Parkı Davası'nın karar duruşması sonucunda Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 16 kişiye ise 18’er yıl hapis cezası verilmesi üzerine ‘Geziyi Savunuyoruz’ diyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Beraat kararının bozulmasının ardından Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi’nde görülen üçüncü Gezi Parkı Davası’ndan çıkan sonucun hiçbir makamın ve kararın yetkisinde olmadığını, insan haklarına aykırı bir karar olduğu belirtilerek, “Verilen bu cezaların, seçim hesapları üzerinden yurttaşlarımızı kutuplaştıran kirli siyasetin bir parçası olduğunu görüyoruz. Yukarıdan gelen emirle verilen tutuklama kararı, yargı bağımsızlığını bir kez daha ayaklar altına almıştır” ifadeleri kullanıldı.
GENİŞ KATILIM
Açıklamaya TMMOB İKK İl Sekreteri Murat Kürekci, DİSK Enerji Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin, DİSK Kocaeli Bölge Temsilcisi Vedat Küçük, Eğitim-Sen Kocaeli Şube Başkanı Suphi Yıldırım, Tüm Bel-Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Karakuş, SES Kocaeli Şube Başkanı Murat Harata, CHP İl Başkanı Harun Yıldızlı, EMEP İl Başkanı Arzu Erkan, SOL Parti İş Başkanı Ömer Budak, CHP İzmit İlçe Başkanı Hakan Çakar, Kocaeli Dersimliler Derneği Başkanı Ruhi Çelik, CHP İl Yöneticileri ve çok sayıda siyasi parti ve sendika temsilcisi katılım sağladı. Katılımcılar, Gezi Parkı olaylarında hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulundu.
“ÜÇÜNCÜ KEZ YARGILANDILAR”
Açıklamayı TMMOB İKK Sekreteri Murat Kürekci, “Gezi Direnişi, anayasal bir zeminde gerçekleştiği yargı kararlarıyla iki kez tescil edilmesine rağmen, hukuka ve gerçeğe aykırı, tümüyle mesnetsiz iddialarla, üçüncü kez yargılandı. Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken; daha önce iki kez aynı ithamlar karşısında haklılığı ispatlanan, aralarında TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi eski başkanı Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Can Atalay ile Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi’ nin de bulunduğu arkadaşlarımız mahkûm edildiler ve 18’er yıl hapis cezası aldılar.
“ADİL KOŞULLARDA GERÇEKLEŞMEMİŞTİR”
Davanın üye hakimi iktidarda bulunan AKP’nin milletvekili adayı olmuştur. Davadan çekilmesi için yapılan başvurular ve sanıkların savunma hakları, adil yargılanma hakları ihlal edilmiştir. Gezi Parkı yargılamalarının çok sayıda hukuki ilkeyi çiğnediği uluslararası pek çok hukuk raporuna ve nihayet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala ile ilgili verdiği karara yansımışken, AİHM’in tutukluluk tedbiriyle ilgili olarak “somut ve meşru delillere dayanmadığı” değerlendirmesi ortadayken, AİHM’deki dosyayla ilgili olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ihlal süreci başlatmışken, yeni bir delil değerlendirmesi söz konusu olmadan verilen cezalar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan temel niteliklerini ve özellikle insan haklarına saygılı, hukuk devleti olma niteliğini bir tartışma konusu haline getirecek sonuçlar doğuracaktır. Buna hiçbir makamın veya organın hakkı da yetkisi de bulunmamaktadır.
“HERKESE GÖZDAĞIDIR”
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı demokratik tüm haklarını kullanan insanların, insan hakları mücadelesinin vazgeçilmez temelidir. Bu karar göstermektedir ki; toplumsal muhalefetin en temel hak ve talepleri suç unsuru gibi gösterilerek, barışçıl direnişin tarihsel ve meşru gerçekliği ısrarla çarpıtılarak, karalanmak isteniyor. İktidarın ihtiyaçlarına göre karar veren mahkemeler, ülkenin demokrasisini ve geleceğini tahrip etmekte, birçok dava dosyasında mağduriyetler yaratmaya devam etmektedir. Uzun tutukluluk ve hapis cezalarını bu kadar kolay vermenin, iddianamelere yazmanın; ülkemizde çıkacak her itiraza, işini ekmeğini talep eden işçilere, tarlasını terk etmek zorunda bırakılan köylülere, erkek cinayetlerine kurban olmayacağız diyen kadınlara, demokratik özerk üniversite talebini dillendiren gençlere, biz de varız diyen lgbtı+’lara, hizmet veremeyen esnafa, geçinemiyoruz ve barınamıyoruz diyen yoksullara ve GEZİ özelinden kent ve doğa yağmasına karşı çıkan mühendislere, mimarlara, şehir plancılarına ve bu itirazı büyüten DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile onlarca siyasi parti, dernekler, platformlar, çevre-kültür sanat inisiyatiflerine kadar demokratik bir ülkede yapılması gereken itiraz ve sorgulama hakkını kullanan tüm kurum ve kişilere verilmek istenen gözdağı olduğunu biliyor ve görüyoruz.
“BİR KERE DAHA AYAKLAR ALTINDADIR”
Verilen bu cezaların, seçim hesapları üzerinden yurttaşlarımızı kutuplaştıran kirli siyasetin bir parçası olduğunu görüyoruz. Siyaset, ülkenin sorunlarını çözmek üzere kendi kuralları ile yapılmalı; Adalet, başta Anayasa olmak üzere mevcut yasalar, teamüller, etik değerler ve ülkemizce onaylanmış uluslararası hukuk normları ile hukukun üstünlüğü ve evrensel ilkeler üzerinden işlemelidir. Yukarıdan gelen emirle verilen tutuklama kararı, yargı bağımsızlığını bir kez daha ayaklar altına almıştır. Bu ülkemize ve insanımıza yapılan en büyük kötülüktür.
“GENCECİK ÇOCUKLARIMIZIN KATİLLERİDİR”
Gençlerimizin sakat kalmasına yol açanlardır. Ölümcül polis şiddetinin talimatını verenlerdir. Bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse, gücünü onca baskı ve şiddete rağmen kısamadığınız seslerin Gezi’deki yankısından alacaktır. Gezi Parkı’na sahip çıkmak cezalandırılamaz. Parka sahip çıkanlara yönelen polis şiddetine tepki göstermek suç değildir. Bu süreçte polis şiddeti ile hayatını kaybeden ve yaralanan gençlere sahip çıkmak suç değildir. İki defa beraat etmiş yurttaşlarımızı 18’er yıl hapis cezasıyla mahkûm etmek hukuki değildir. Ülkemizde adalete olan inancın kırıntısına bile yer bırakmayan bu anlayış demokratik olmadığı gibi meşru da değildir.
“MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Gezi, bu ülke tarihinin en demokratik, en barışçıl, en yaratıcı, en katılımcı, en kapsayıcı, en kitlesel hareketidir. Hep birlikte konuşup karar vermenin, fikri ve hayatı paylaşmanın, yaşama her boyutu ile sahip çıkmanın duvar yazısı olmuş halidir. Ölümcül polis şiddetine karşı her şehirde yankılanan barışçıl ve haklı tepkinin ve direnişin adıdır. Emek ve meslek örgütleri olarak bu hukuksuzluğu reddediyoruz. Başta “Gezi Parkı park olarak kalsın” diyen arkadaşlarımıza ve demokratik hakkını kullanan yurttaşlara yönelik bu cezalar kabul edilemez. Başta Gezi Parkı olmak üzere ülkemizin yeşiline, doğasına, parkına sahip çıkacak demokratik bir ülke mücadelesinden vazgeçmeden delillere dayanan objektif ve tarafsız bir adalet sistemi kuruluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Editör: N. Cingirt